-SEKİZİNCİ KİTAP-

Start from the beginning
                                    

- Olmaz.

Burada Cosette biraz yenilgiye uğradığını anladı. Emir vermekten vazgeçerek soru sormaya başladı.

- Ama niçin? Beni görmek için de evin en çirkin odasını seçiyorsunuz. Burası berbat bir yer.

- Biliyorsun ki... Jean Valjean kendini topladı. Bilirsizin ki madam, ben garip yaradılışlı bir insanimdir, kendime göre isteklerim vardır.

Cosette o küçücük ellerini birbirine vurdu.

- Madam! Bilirsiniz ki! Bir yenilik daha! Ne demek bu?

Jean Valjean arada sırada takındığı o kederli gülüşüyle baktı.

- Madam olmak istediniz. İşte oldunuz.

- Ama sizin için değil babacığım.

- Bana artık baba demeyin.

- Nasıl?

- Bana Mösyö Jean deyin. İsterseniz sadece Jean deyin.

- Siz artık benim babam değil misiniz? Ben artık Cosette değil miyim yoksa? Mösyö Jean mı? Ne demek bütün bunlar? Ama devrim derler buna! Ne oldu böyle? İyice yüzüme bakın biraz. Bizimle bir arada oturmak da istemiyorsunuz! Benim odama çıkmak da istemiyorsunuz! Ben size ne yaptım? Bir şey mi oldu yoksa?

-Hiç.

- Söyleyin haydi!

- Her şey gene eskisi gibi.

- Adınızı niçin değiştiriyorsunuz?

Jean Valjean:

- Siz pekâlâ değiştirdiniz ya! dedi gene aynı gülümseyişle gülümsedi. Mademki siz Madam Pontmercy'siniz, ben de Mösyö Jean olabilirim, dedi.

- Hiçbir şey anlamıyorum. Bütün bunlar budalaca şeyler. Sizin Mösyö Jean olmanız için kocamdan izin isteyeceğim. Umarım ki razı olmayacaktır. Beni çok üzüyorsunuz. İnsanın garip huyları olur ama Cosetteciğini böyle üzmez. Bu çok kötü bir şey. Siz ki iyi bir insansınız, kötülük etmeye hiç hakkınız yok.

Jean Valjean cevap vermedi.

Cosette şiddetle onun ellerini yakaladı, karşı konulamaz bir hareketle onları yüzüne doğru kaldırarak boynuna, çenesinin altına bastırdı.

- Ah! İyi olunuz! dedi ona. Bununla bakın ne demek istiyorum. Sevimli olun, gelip burada oturun, eski gezintilerimize yeniden başlayalım. Plumet Sokağı'nda olduğu gibi burada da kuşlar var. Bizimle kalırsınız. Homme-Armé Sokağı'ndaki o izbeden ayrılırsınız. Bizi bilmece çözmeye zorlamayın. Herkes gibi olun; bizimle akşam yemeği yersiniz, öğle yemeği yersiniz, gene babam olursunuz.

Jean Valjean ellerini kurtardı.

- Babaya ihtiyacınız yok, kocanız var.

Cosette öfkelendi:

- Artık babaya ihtiyacım yok mu? Böyle şeylerin akla uyar bir yanı yoktur. Doğrusu insan ne diyeceğini şaşırıyor.

Jean Valjean, kuvvetli kanıtlar arayan, her dala yapışan bir insan gibi şöyle dedi:

- Toussaint burada bulunsaydı, benim hep kendime göre davranışlarım olduğunu kabul ederdi. Yeni hiçbir şey yok. Ben yine karanlık köşemi tercih ettim.

- Ama burası soğuk. Etraf seçilemeyecek kadar karanlık. Mösyö Jean olmak istemenize gelince, o berbat bir şey. Bana "siz" demenizi istemiyorum.

- Az önce buraya gelirken Saint-Louis Caddesi'nde bir mobilya gördüm, dedi Jean Valjean. Güzel bir kadın olsaydım, onu kendime alırdım. Çok güzel bir tuvalet masası, şimdiki modaya uygun. Sizin galiba gül ağacı dediğiniz şeyden. Kakmalı. Oldukça büyük bir aynası var. Çekmeceleri de var. Pek güzel.

SefillerWhere stories live. Discover now