30 - Önyargı

51K 1.7K 335
                                    

Korku nedir? Tekrar soruyorum korku nedir? Bence hayal kırıklığı, hayal kırıklığı yanında ne getirir? Aşk, üzüntü .. peki yanında mutluluğu getirebilir mi? Her sonun bir başlangıcı vardır. Her ölümün bir doğuşu vardır. Ölüm sadece bir uyludur ruh bedenden ayrılır ve kendi yoluna devam eder. Korku hayal kırıklığıdır. Hayal kırıklığı ölüm. Ama asıl dengesiz cümleler anlam ifade eder. Korku bir gün tüm bedenini saracak sonrasında bana ne getirecek. Bir adam tüm hayalerimin kırıklığı mı olacak yok da bütün kırıkları etrafa saçan ben mi olacağım...

Şuan otoparkta arabamı parketmiş ve arabanın içinde oturmuş Ateş'e bakıyordum. Ne zamandır otoparkta arabasına yaşlanmış bilmem kaçıncı sigarasını yakıyordu. Onu neredeyse parti gecesinden sonra yani yaklaşık bir hafta görmemiştim. Bana kızgın mıydı elbette de kızgındı hatta beni yakaladığı yerde öldürebilirdi de onun için şuanlık karşısına çıkacak ne cesaretim vardı ne de takatim o gün orada haklı olan taraf olmama rağmen onun karşısına geçmeye cesaret bulamıyordum açıkçası.

Yüzü her zamanki gibi kusursuzdu, fazlasıyla yakışıklı ve bir o kadar da havalıydı. Gür, kahverengimsi saçları yine her zamanki dağınıklığını koruyordu mavi gözleri ifadesiz görünse de derinlerde yatan öfkesi hala hafif hafif parıldıyor gibiydi. Üzerine siyah pantolon, kaslarını beli edecek kadar dar bir tişört vardı. Tam anlamıyla karanlık lakabını koruyordu her zamanki Ateş'ti işte o karanlık duruşu öyle kendinden emin ve güç barındırıyordu ki etrafına adeta tehlike burada diye bas bas bağırıyordu.

Benim anlamadığım şey ise okulda neredeyse 5 bine yakın öğrenci arasında sadece Ateş serbest kıyafetlerle geliyordu. Onu sadece birkaç kez tek otul üniforması ile görmüştüm onun dışında hep siyahlar içerisinde okula gelirdi. Ateş farklıydı farklı olmayı sever ve sırf farklı olduğunu göstermek için sivil kıyafetle gelmeyi tercih ederdi ve asıl tuhaf olan ise Ateş'in bu haline hiç bir hocanın birşey dememesineydi. Birkaç kez öğrencilerin sivil geldiğine ve onların müdür tarafından ikaz edildiğine şahit olmuştum üstelik. Keza bu Ateş'ti .. Ateş Hancı tam olarak isminin hakkını veren biriydi..

Ateş bir sigaranın daha sonuna gelmişti ama ben hala burada onun oradan gitmesini bekliyordum. Aksi taktirde biraz daha burada kalsaydım derse geç kalacak ve hocalardan yine azar işitecektim.

Ateş'in gözleri aniden bana döndüğünde yanaklarımdaki kanın çekildiğini hissettim, göz göze gelmemiz hiç iyi olmadı. Sanki bütün dikkatimi ona vermiş, onu izliyormuşum gibi hissettiginden emindim. Evet öyleydi de yaklaşık yarım saatir onu izliyordum ancak ona bu izlinimi vermek istemiyordum. Yanaklarımın içini dişledim, gözlerimi kaçırmak istedim ama bunu yapmadım. Ona karşı mağlup olmaya niyetim yoktu.

Ateş son kez öfke ile bana baktıktan sonra sigarasını yere attıp hızlıca oradan uzaklaştı.

...

Sonuda sınıfa atmıştım kendimi. Çok şanslıydım ki hoca hala gelmemişti. Sınıfa kaçamak bakışlar attım. Bakışlarım Ateş'in olduğu sıraya kaydığında onun hala gelmediğini anlamam uzun sürmemişti. Burak telefonla uğraşıyordu, Mert ise bir kaç kızı etrafına toplamış birşeyler anlatıp gülüyordu ama Ateş yoktu, oysaki okuldaydı derse gelmiyorsa ne diye okula geliyordu ki cidden Ateş'i anlamak çok zordu. Bir kaç dakika aradan sonra Cesur hoca sınıfa girmişti ah sanırım dersimiz felsefeydi. Dersin ne olduğunu bilmeyecek kadar okula alakam yoktu oysaki hep çalışkan bir öğrenciydim şimdi ise dersleri bile takmıyordum.

Felsefeyi seviyordum aslında hatta en sevdiğim derslerin arasında yer almaktaydı.

Hoca yoklamayı almış ve yoklama falsını geçmişti.. o sırada kapının açılması ile gözlerim fal taşı gibi açıldı. Aslında gelenin Ateş olduğunu biliyordum ama öyle sınıfta hoca var diye kapıyı çalmayı bırak bir alacaklı gibi paldır küldür kapıyı açması cabasıydı. En şaşırdığım konu ise hocaya hiç bir şey söylemeden yerine geçmesiydi ve hocanın da buna kayıtsız kalmasıydı. Ben birkaç kere geç kalmıştım ve her defasında üstüne azar işitmiştim o yetmezmiş gibi birde çok güzel bir cezaya maruz kalmıştım. Oysaki bu okul annemin okuluydu annem babamla evlenirken bu okulun temelini atmasını sağlamıştı hatta bana hamile olduğunu öğrendiği zaman ise bu okulu bana hediye etmişti. Yani hep öyle derdi işte tabi bunun benden başka kimse bilmediği için okulda bu kadar rahat değildim. Zaten kimsenin de bilmesini istemiyordum amacım popüler olmak falan değildi de sadece bu okuldaki kuralar kişiye göre değişebilen kuralardı. Güçlü olana kural geçmezmiş zayıf olan ise kuraları çiğnediği zaman ceza ile ödülendirilirmiş..

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now