Bölüm 6 - Yüzleşme ve Şefin Spasiyeli

6.1K 556 28
                                    


Multimedya: Lizzy :)

Bölüm şarkısı: Fifth Harmony - That's My Girl



Lizzy telefonu kapadı ve ıssız sokağa baktı. Otelin arka kapısını ve kameraların bulunmadığı tek yeri seçmesinin nedeni de buydu.

Kısa süre sonra kapı açıldı ve Eric gözüktü. Salınarak merdivenlerden inen adama bakan Lizzy, "Gerçekten mi Eric?" dedi. "Daha döküntü bir otel bulamadın mı?"

"Beni bilirsin, bebeğim. Bazen saklanmaya ihtiyaç duyuyorum. Böyle yerlerde, kimse bana bakmaz."

Lizzy derin bir nefes verdi. Doğruydu. Bulundukları oteli orta durumlu insanlar idare eder bulsa da, Eric kadar zengin birisinin orada bulunmayacağı kesindi. O yüzden mükemmel bir saklanma yeriydi ya.

O yüzden de Lizzy, kameralar konusunda bu kadar rahat olabiliyordu. Şık bir otel olsa, dört blokta kamera olmaması imkânsızdı.

"Eee?" diye sordu Eric, sonunda Lizzy'nin karşısında durduğunda. Ellerini kot pantolonunun cebine sokmuş, şımarık bir halde ona bakıyordu. Saçlarının dağınıklığı ya da adamın yorgun gözükmesi Lizzy'nin umurunda olmadı, tek önemsediği dudaklarındaki o zafer gülümsemesiydi.

"Yaptıklarından gurur duyduğunu umuyorum," diye lafa girdi Lizzy, gözlüğü çıkardı ve gözlerinin tam içine baktı. "Tüm ülkeye, işini baltaladığım yalanını attın."

Eric güldü ve Lizzy, bir zamanlar bu adamdan nasıl hoşlandığını tekrar düşünmeden edemedi. Yakışıklı bir adam olsa da, davranışları ve şımarık tavırları kesinlikle soğutucuydu.

"Lizzy, Lizzy, Lizzy... Bu konuya bu kadar takılacağını bilmeliydim. Hep böyle, çok ciddi olmuştun."

Lizzy burnundan soludu.

"Sence bu konuda hiçbir sorun yok mu? Bana iftira attın, tüm kariyerimi zedeledin-"

"İşte, her zamanki gibi, abartıyorsun."

"Abartıyor muyum?"

Lizzy hafifçe geri çekildi. Onun bu cüretine gerçekten inanamıyordu.

"Birkaç güne hepsinin unutulacağına eminim. Kimse Brown ailesinden mahrum kalmak istemez."

Lizzy gülümseyen adama baktı. Gerçekten de Eric, bu konunun kapanacağını düşünüyordu. Üstelik özür dilemeye de hiç niyeti yok gibiydi.

"Bana bak lanet olası," Lizzy hırlayarak ona doğru bir adım attı. Eric, hem şaşkınlıktan hem de ürkeklikten istemsizce bir adım geriye attı. Lizzy onu ürkütmekten biraz daha cesaret aldı ve işaret parmağını adamın göğsüne bastırdı.

"Yarın bir basın açıklaması yapacaksın. İster sosyal medyadan yaz, istersen roman yaz, umurumda değil. Oraya çıkıp gerçekleri söyleyeceksin. Yalan söylediğini, konserinin kötü gitmesi ya da diziden kovulmanla hiçbir ilgim olmadığını..."

"Bunu neden yapayım?" diye sordu Eric, hâlâ pişkince sırıtıyordu! Lizzy derin bir nefes alarak geri çekildi ancak gözleri hâlâ ateşler saçıyor gibiydi.

"Bana attığın iftiraları temizleyeceksin. Yalan söylediğini kabul edeceksin. Duydun mu Eric? Buraya gelmek için çok çalıştım ve ünü elinde tutmayı beceremeyen, çalışmaktan nefret eden ve bu yüzden girdiği her işi batıran ya da her işten kovulan birisi yüzünden kariyerimi çöpe atmayacağım."

"Bana göre pek şansın yokmuş gibi gözüküyor," diye devam etti Eric. Lizzy ne kadar sinirliyse, adam o kadar sakindi ve bu, Lizzy'i daha da kızdırdı.

YILDIZLARLA DANSWhere stories live. Discover now