Geldim Gülüm...

2.8K 120 0
                                    

Selim, önündeki dosyayı incelerken telefonun sesiyle başını dosyadan kaldırmıştı. Telefonunu açtığında sekreter kız bir şeyler söylemişti. Tuhaf bir ziyaretçisi vardı. Adam adını bile söyleme tenezzülünde bulunmamıştı bile. "tamam içeri gelsin" deyip kapının açılmasını bekledi. Kimdi acaba bu tuhaf ziyaretçi.

Kapı usulca açılmıştı. Elindeki bastonunu yere sert ve kendinden emin bir şekilde vuran adama baktı. Adamı gördüğünde hemen ayağa kalktı. Bu adamın burada ne işi vardı?

Yaşlı adam hala kaşlarını karartmaya devam ederek odanın içine doğru ilerlemeye başladı. Karşısındaki genç ağaya nefretle baktı.

Selim, hemen aceleyle adamın yanına gitti. "Hoşgeldiniz Kemal Bey" deyip elini öpmeye kalkıştı. Yaşlı adam ani bir hareketle elini Selim'in elinden kurtardı. Selim, bozuntuya vermeden duruşunu düzeltti. Şu anda ters bir hareket yapılacak zaman değildi. Ne de olsa karşısındaki adam ona ne yaparsa yapsın boyun eğmek zorundaydı. Ne de olsa Gül'ünün dedesi gelmişti.

"Tekrar hoş geldiniz Kemal Bey. Buyrun oturun lütfen" diyerek koltukları göstermişti. Kemal bey hiç istifini bozmadan kendisine gösterilen yere oturmuştu. Kemal bey'in karşısına oturmuştu. Bir şey içip içmediğini sordu. Kemal bey aynı sertlikle reddetti.

Selim, konuğuna karşı nazik olmaya çalışarak " Geleceğinizi bilmiyorduk. Bilseydik geleceğinizi sizi karşılamaya gelirdik"

"Ben gösterişten hoşlanmam delikanlı. Bana karşı nazik olmaya çalışma. Gelişimden memnun olmadığını görebilecek kadar hayat tecrübem var benim."

"Kemal bey siz beni yanlış anladınız. Benim maksadım..."

Kemal bey elini havaya kaldırarak dur işareti yapmıştı. Selim ise sözünü yarıda kesmek zorunda kalmıştı.

"Senin maksadınla da seninle de ilgilenmiyorum delikanlı. Buraya bana ait olanları almaya geldim. Onları alıp gideceğim buralardan"

"Size ait olanlardan kastınızı anlamadım Kemal bey"

"Torunlarımı almaya geldim delikanlı. Zorla alıkoyduğunuz çocuklarımı götürmeye geldim.

Selim, adamının maksadını anlayınca hızlıca yerinden kalktı. Ne demekti şimdi bu?

"Ben kimseyi zorla alıkoymuyorum Kemal Bey. Ayrıca Gül'ü size veremem o benim karım."

Kemal bey de sinirle ayağa kalktı sinirle elindeki bastonunu yere vurdu. "Hangi kanuna göre Gülüm senin karın oluyor. Kuma adı altında esir aldığın Gülüm senin hiç bir şeyin. Yasal olarak onun üstünde söz hakkın yok. Bugün buradan torunlarımı alıp gideceğim delikanlı. Onu bir kez daha sizin töre dediğiniz zorba geleneklerinize teslim etmeyeceğim. Gül ve Barış bugün benimle birlikte İstanbul'a geri dönüyor. Şimdi bana zorluk çıkarma da Torunlarımı bana getir delikanlı. Bu iş fazla uzadı artık."

Selim'in öfkesi ikiye katlanmıştı. Bu yaşlı adam neler söylüyordu böyle. Onun için hayatındaki en önemli iki insanı ona mı teslim edecekti?

"Bakın Kemal Bey. Olayların ne kadarını biliyorsunuz bilmiyorum. Haneme gelmişsiniz. Hoş gelmişsiniz. Misafirimiz olarak başımızın tacısınız. Ama sizin benden istediğiniz şey imkansız. Gül'ü ben zorla tutmuyorum burada. O kendi rızasıyla burada. Ne onu ne de oğlumu size vermem bunuda bilin. Eğer maksadınız torunlarınızı görmek ise buyurun eve gidelim görün. Ama onları benden alamazsınız bunu unutmayın."

"Ben buraya ne için geldiğimi biliyorum ve torunlarımı görmeden onları almadan da buradan gitmeye niyetim yok delikanlı bunu bil. Torunlarımı size esir etmeyeceğim. Ben hayatta olduğum sürece torunlarımın hayatını mahvedemeyeceksiniz. Şimdi beni torunlarıma götür! Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now