Gönlüm Urfalı

2.8K 122 0
                                    


Gül, acil bir durum diyerek halası odanın içine dalmıştı. Gül yatağından aniden korkuyla kalkarak "neler oluyor Hala, sabah sabah böyle mi uyandırılır insan?"

"Kusuruma bakma kızım ne yapayım birden telaşladım. Şey pastanede acil bir durum var gelmelisin."

"Ne oldu pastaneye yine saldırı falan mı?"

"Yok kızım saldırı değil ama aşçımız maalesef işi bıraktı."

Gül bir yandan üzerini giyiniyor bir yandan da halasını dinliyordu.

"Neeh! ne demek işi bıraktı?"

"Bıraktı, o saldırıdan sonra bizi güvenlikli bulmamış beyefendi ve bizi terk ettiğini bildirdi. Üstelik bunu bu sabah bizi arayarak bildirdi."

"Ee ne yapacağız Hala? Hemen nerden aşçı bulacağız? Siparişlerimiz vardı düğün için. Günü bir şekilde kurtarırız ama iki gün sonraki düğün pastasının nasıl halledeceğiz?" diye bir ileri bir geri odanın içinde turluyordu.

"Bilmiyorum kızım ne yapacağız. Ama en acilinden bir kişi bulmamız gerekiyor.

"Tamam Hala ben önce bir aşağıya ineyim. Durumumuz ne kadar kötü bir bakayım. Sen içini ferah tut. Bir yolunu buluruz inşallah. Ah şu kolum yaralı olmasaydı iyiydi ama. Neyse bunda da vardır bir hayır. Sen sıkma canını"

Gül hemen pastaneye inmişti. Mutfak birbirindeydi. Aşçının yardımcısı bir şeyler yapmıştı pasta ,kurabiyeler ve onlar ancak günü kurtarabilirdi.

"Ne yapacağız "Gül hanım" diyordu elemanlarından Erhan.

"Bilmiyorum ama günü kurtaralım. Zaten hafta içindeyiz çok fazla gelen olmaz yoğun değiliz. Siz işinize devam edin" diyordu ama kendisi ne yapacağını bilmiyordu.

Önce internette iş ilanı vermekle başladı işe. Kafe sakindi. "Bugün sakin geçer" diye düşünüyordu ama önü hafta sonuna geliyor ve iki güne yetiştirilmesi gereken bir düğün pastası vardı. Sıkıntıyla kolunun askısını çıkardı. Şu anda kolundan daha önemli sorunları vardı.

Dilan her zamanki gibi Selim'i yolcu ettikten sonra kaynanasından bir akrabasına gideceğini söyleyerek evden ayrılmıştı. Merak ediyordu. O evde kim vardı? Kocası niye o evin önünde kimi bekliyordu. Taksiciye adresi verdikten sonra bir düşünce almıştı. Neyle karşılaşacağını bilmeden gidiyordu.

Pastanenin önünde indikten sonra içeri girip girmemekte kararsızdı. Gündüz daha net görülüyordu bina. Üç katlı güzel bir binaydı alt katı pastane idi üst katı daireye benziyordu. Acaba kocası evdeki birini mi bekliyordu yoksa kafeden mi birilerini bekliyordu? Nasıl öğrenecekti bilmiyordu ama ağır adımlarla pastanenin içine doğru yürüyordu. Kapı zaten açıktı içeriye girdi. İçerisi hem şık hem de mütevazi bir şekilde döşenmişti. Birkaç tane müşteri vardı etrafta. İki tane de garson kız gördü kızları inceliyordu acaba kocası onlardan biri ile mi ilgileniyordu?

Çalışanlardan biri kendisine doğru gelmiş "hoş geldiniz" diyerek pencere kenarında bir yer göstermişti. Kız güler yüzlü bir şekilde menüyü uzattı ve sipariş için beklemeye karar verdi.

Dilan önüne ilk gelen şeyi sipariş etti.

"Çikolatalı pasta ve limonata" dedi. Kız yanından uzaklaşmıştı. Bekliyordu neyi beklediğini kendisi de bilmiyordu.

Birkaç dakika sonra siparişleri gelmişti. Bir yandan pastayı yemeye koyulmuş bir yandan da garson kızları süzüyordu. Bu kızlardan biri kocasının gönlünü çalmış olabilir miydi acaba? İçinde biriken kıskançlıkla ne yapacağını bilmeyerek pastasını yemeye koyulmuştu. Memnuniyetsiz bir şekilde yüzünü buruşturdu. Açıkçası pastayı hiç beğenmemişti. Zaten dışarıdan pek bir şey sipariş etmeyen hamarat ev hanımlarındandı kendisi. Daha fazla dayanamayacaktı. Hem buradan bir iş çıkmayacaktı belli. Hem daha neyi aradığını bile bilmiyordu. Hesabı istedi hemen.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now