Ekber hoca sahneye çıktı, tüm salonu selamlayıp alkışlarla kendisi için tertip edilen konuşma masasına oturdu. Bir yandan konuşma esnasında kullanacağı not kağıtlarını düzenlerken diğer yandan en ön sıraya oturan davetlilerini süzüyordu. O sırada alttan bir müzik yükselmekteydi.
Adana'nın ozanlarından bir ses...
Tanrı dağlarından bir rüzgar eser,
Eserde bağrıma hüznümü keser,
Biz burdan ayrılsak hak bize küser,
Mayası Türklerle karılan dağlar...
Tüm salonda alkışlar birbine karıştı ve bir süre yoğun bir şekilde sürdü. Alkışlar bittiğinde Türk! dedi Ekber hoca ve Türk'e dair herşeyi anlattı. O anlattı salon gerildi,o anlattı salon kabardı ve o anlattı salon heyecanla dinledi. Ekber hoca kitlelerin birleştiğinin farkındaydı. Yaşı bir hayli ilerlemiş ama yüreği yaşından bir haberdi. Son vazife!!! diye çıkıştı tüm salona ve bir sessizlik.
Herkes şaşkın bir şekilde pür dikkat hocayı dinliyordu. Acaba ne diyecekti Ekber hoca? Biraz sessizliği dinledi ve masa üzerinden dirseklerini kaldırıp kolları gergin bir şekilde ellerini masaya dayadı. Herkes gözünün içini taslıyordu ne diyecek diye. Coğrafya tam yüz yıldır Tarihe dar gelmekte, Son vazife nedir o halde? Son vazife gönlümüzde olan her Türk ve her Müslümanın gönlüne yeniden yürümek, Zalime Yavuz mazluma yunus olmak!!! Ve ekledi misafirlerine dönerek; Türk'ün eski adı olan Tolgalarla, Benliği olan kimse yani Mesim'ler ile olacak bu.
Tolga ve Mesim öylece baka kaldı. Ekber hoca keskin bir şekilde onları zikrederken dilinden.
Düşündü hemen acaba yazdıklarımın bir neticesimiydi bu? Ama diğer yandan merak ediyordu kendisiyle konuşma imkanı bulabilecek miyim diye. Konuşma sona ermiş Ekber hoca imza isteyenlere imza fotoğraf çektirmek isteyenlerle fotoğraf çektiriyordu. Bir yandanda Ali öğretmen,Tolga, Bıyık Osman ve Mesim'i de gözden kaçırmıyordu. Herkes çıktıktan sonra salondan beraber ayrılıp Adana da Güzel bir kebapçıya gitmeye karar verdiler. Ekber hoca,En az beş yıl olmuştur Adana da kebap yemeyeli diyerek gülümsedi. Tolga yemekten çok neler konuşulacak Ekber hoca kendisinin ona attığı mail'i görmüş ve okumuş muydu?
Merak ve heyecan taşıyordu bakışları. Mesim daha soğuk kanlı birazda neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUT
Historical FictionTolga'nın Babaannesi 97 Temmuzunda Vefat eder. Babası ve amcaları cenazeden yaklaşık bir ay sonra baba evinde miras paylaşımı için buluşacaklardır ve babası on yaşındaki Tolgayı da yanında götürür. Babası ve kardeşleri mirası konuşurken tolga eski k...
