Taşlar Oturuyor-2

42 4 2
                                    

Yaklaşık olarak aradan bir hafta kadar geçmiştir. Ali Öğretmen,anne ve babasından izin alıp Tolgayla birlikte Adana'ya gider Ekber hocanın panel konuşmasını dinlemek için. Öğleye doğru Çukurova Üniversitesi konferans salonunun girişinde aracı park ettikten sonra aracın yanında sohbet ediyorlardı. Yanlarına bir araç daha park ederken Ali öğretmenin dikkatlice araca baktığını gördü tolga ve sordu; Hocam çok dikkatli baktınız tanıdığınız mı?

Ali öğretmen; Çok eskiden tanıdığım birine çok benziyor diye yanıtladı. 
Tolgaya tekrar döndü ve Sohbete kaldıkları yerden devam ederken bir el uzandı Ali öğretmenin omzuna...

Arkasını dönse ki ne görsün, yıllar önce birlikte okuduğu Bıyık Osman'dı bu...
Uzun çengel bıyıklarıyla üniversite de kaç metre olursa olsun mesafe bilinir ve tanınırdı.Bu koca,iri cüsseli cengaver olan adamın, yüreği de bir o kadar güzeldi ki anlatılmaz ve yalnızca yol yürünürdü. Üniversite de Edebiyat okumasına rağmen Hüseyin Nihal Atsız'ı örnek alarak sadece edebiyatçı bir tavır sergilemeyip, tarih araştırmaları dil okumaları farklı ülkelerin kaynaklarından Türkler hakkında çevirileri vardı. Bıyık Osman başka bir üniversiteden sırf bıyık ve Atsız yüzünden atılmış sonra bunu hırs yapıp Gazi Üniversitesini kazanmış Ekber hocanın öğrencilerindendi.

Hey gidi koca kurt diyerek şöyle bir kucaklaştılar. Şöyle bir bakışıp birbirlerine ve üniversite yıllarında, aralarında bir kod olarak söyledikleri sefai şiirinin bir dörtlüğünü beraber söylemeye başladılar;

Bayrak yere düşerken

Alkışlayan piçleri

Kahredecek Türk milleti

Destek veren güçleri...  

Sonra gülüştüler birlikte ve bir daha sarıldılar sıkı sıkı. Ali öğretmen nerelerdesin hiç haber alamıyordum uzun zamandır derken Bıyık Osman hafif kenara çekildi ve arkasında duran genci göstererek keşifteydim. Ali öğretmen elini tokalaşmak için uzattı gence ve ben Ali!

Genç elini uzattı ve sıkıca tutup mende Mesim! memnun oldum efendim. Ali öğretmen sordu; Nerelisin Mesim?
Mesim cevapladı; Gürcüstan "Börü Cala" Kara Papak'lardanım efendim. Ali öğretmen aynı tavırla hafif kenara çekilerek Tolgayı gösterdi. Bu da bizim genç Tolga Ulaşlı. Bıyık Osman elini uzatıp Ulaşlı mısın peki tolgacım? diye sordu.

Tolga; Evet efendim Ulaşlı Yürük Türkmen Aşiretinin ailelerinden birinin en küçük oğluyum, diye cevapladı. Bıyık Osman ve Ali öğretmen Tolga ile Mesimi tanıştırdıktan sonra salona doğru beraberce geçtiler. 
Salona Girdiklerinde en arkalarda bir yere geçip otururlar salon dolmuştur ve kulaklarına gelen Türkçü kopuzlu türküleri dinlerler. Tam Panel başlayacakken bir görevli gelir en başta oturan Bıyık Osman'ın kulağına eğilir ve bir şeyler söyler. Bıyık Osman olur verircesine kafasını sallar görevliye ve Ali öğretmene kalkın gelin der bir işaret eder. En öne doğru inerler basamaklardan.
En ön sırada protokol yerleri arasında isimlerine yerleri ayrılmıştır ve yerlerine oturup Ekber hocanın çıkmasını beklemeye başlarlar...

KUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin