Gelişim...

93 6 0
                                    


Evin en küçük, en yaramaz, en meraklısı Tolga'ydı. Babası ve annesi okumamış, ilkokul mezunu oldukları için sorduğu bir çok soruya aileden yanıt alamaz ve bulamadığı cevaplar karşısında çok üzülürdü. Bir gün kapı komşuları Tarih öğretmeni Ali amcanın evine çay içmeye gittiklerinde, merak ettiği soruları ona yöneltmişti. Bir bir soruları soruyor öğretmen komşu ali ise bir hayli dikkat kesilip tolgayı dinliyor ve sorularını anlamaya çalışıyordu. İlk olarak isminden başlamıştı tolga; 

- Ali amca benim adımın anlamı nedir?

Ali öğretmen tarih öğretmeni olmasının yanı sıra meraklı bir tarih okuyucusuydu.

Tolgayı yanına oturttu ve ona cevaben;

- Senin adının anlamı; eskiden bizim milletimize Türk adı verilmezden önceleri Tolga diye anılırdı. Tolga; koruyucu,madenden yapılmış miğfer veya madenci yani demirci manalarına gelmekteydi.

Milletimize çok eskilerden tolga denilmesine gelince dağda yaşayan madenci, demir işleyen manası ve demirinde o dönemler kudret ve gücü temsil etmesidir.

Sonra tolga merak ettiği her şeyi ali öğretmene akşam demez, sabah demez gider sorar oldu,böylelikle ali öğretmeninde tolgaya kanı kaynıyor ve onun sorduğu soruları her zaman memnuniyetle cevaplıyordu. Zamanla ali öğretmen tolga üzerine düşünmeye başladı. Neden bu kadar fazla soru soruyor ve sorduğu sorular neden hep tarihle alakalı?

Sonra içinden e tabiki ben tarih öğretmeniyim bana gelip edebiyat soracak hali yoktu ya diye geçiştirdi. Tolga her gün bir soruyla kapıya dikilir oldu. Ali öğretmen artık şaşırmaya başlamıştı tolganın soruları karşısında ve bazen bu yaşta bir çocuğun bunlarla ne işi olabilir dedi kendi kendine. Bir gün bakkala ekmek almaya giden Ali öğretmen orada Tolga'nın babasına denk geldi. Önce Tolgayı sordu sonra hal hatır...

Tolganın babası Remzi,Orman işletme müdürlüğünün yangın söndürme ekibinde çalışan mevsimlik bir işçiydi. Yaz girerken mart, nisan gibi işe alınır ekim yada kasım ayı gibi işten çıkarılır kış aylarında sanayi de boyacılık yapardı. O sabah gece nöbetinden gelirken bakkala uğramış ekmek alıp eve kahvaltıya gidecekti.

Ali öğretmen Remzi ağabeye tolganın nelerle ilgilendiğini sordu. Çok meraklı bir çocuk olduğunu ve bu alanda bu şekilde devam eder, desteklenebilirse geleceğinin çok iyi olabileceğini ifade etti. Ali öğretmen bunu söylerken Remzi ağabeyin aklı gelecek olan sıcak pide de ve eve gidip dinlenmekteydi. Ali öğretmeni pek dikkate almadan gayri ihtiyari cevaplar veriyor ve yine umursamaz tavırlarla;

- hocam o kadar çok soru soruyor ki bazen bizi bile bıktırıyor, diyor 

ama diğer yandan gelecek olan ekmek arabasını gözlüyordu.

Ali öğretmen dikkate alınmadığının farkındaydı ve çok uzatmadan hayırlı günler diyerek ayrıldı bakkaldan. Eve giderken tolgayı düşünüyor ve bir şeyler yapmalı diyordu kendince. Tolga gün geçtikçe büyüyor, büyüdükçe daha hayret verici sorularla geliyordu ali öğretmenin yanına.

KUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin