26 - Hayır, Ateş dedin!

Start from the beginning
                                    

Didem'e ölümcül bir bakış attım. "Keşke biraz naif olsaydınız kızlar," dedim ikisine hitaben konuşarak.

Ezgi, hemen atıldı. "Ne yani Hazan beni naif bulmuyor musun?"

Bıkkın bir nefes verdim. "Ezgiciğim insanlar sabah sabah bir kova dolusu su ile uyandırıldığı zaman naif olmasını bırak akıl yoksunu diye düşünebilirler. Bilgin olması açısından söylüyorum" diyerek homurdandım. Şuan çok sinirliydim çok.

Didem arkadan fısıltı şeklinde, "bir kova değildi bir kere sadece bir bardakçıktı." Deyip elindeki bardağı göstererek şirince tebessüm etti.

"Ama Hazan sende hiç bir şekilde memnun kalmıyorsun," diyerek yatağıma oturdu.

Gözlerimi devirdim. "Ah Ezgiciğim bi durumdan nasıl memnum kalabilirim söyler misin?"

"Bebeğim seni uyandırmak amacıyla yaptık. Kabul ediyorum yöntemimiz farklıydı ama önemli olan sonuca varmaktı."

Gözlerimi kısıp yatağımda oturan Ezgi'ye pis pis baktım. "Sonuçtan kastın ne?" diye sorduğumda Diden hemen iki elini birbirine vurarak araya girdi. "Sonuçtan kastı seni uyandırdık ya onu diyor," deyip göz devirdi Ezgi'ye.

Ezgi, "ah evet," deyip elini saçlarının arasından geçirdi.

"Sizi beklerken uyuya kalmıştım," dedim bana bakan Didem'e odaklanırken.

"Hiç bizi beklemiş bir halin yoktu valla," diye konuştu Ezgi, bir bacağını diğer bacağının üstüne atarak.

"Ne sıktınız kızlar ya! Hem alt tarafı bir parti, kırmızı halı değil."

"Evet bir parti olabilir ama yine de alışveriş gerek ha sen illa da gerek yok diyorsan pijamalarınla gelebilirsin." Konuşan Ezgi'ydi.

Seslice iç geçirerek sabır dilercesine yukarı baktım. Sonra da düşünür gibi "aslında fena fikir değil," dedim.

Ikiside sinirlenmişti. Ve uykumu böldükleri için bu halleri hoşuma gitti. Ardından ikisi de birbirlerine bakmayı kesip bana baktıklarında "ne?" Diye cıyakladım. Ezgi iki elini belinde birleştirmiş, Didem ise ellerini göğsünde kavuşturmuş bana kızgın bir şekilde bakıyorlardı.

Gözlerim ikisi arasında gidip geldi. Sonra umursamazca omuz silkip yorganı başıma kadar çektim.

"Eğer hemen kalkmazsan sonu kötü olur," diye konuştu dişlerinin arasından tıslayarak. Didem sonunda sessizliğini bozmuştu.

"Offf! Yeter Hazan, sabahtan beri seninle uğraşıyoruz ama sen uyuyarak zaman öldürüyorsun." Konuşan Ezgi'ydi sitem etmişti bana sesinde daha çok kızgınlık hakimdi.

Didem hızla yorganı üstümden çekip yere attı.

Didem'e aldırış etmeden yastığı alıp başıma bastırıp yatağa iyice sindim.

"Aaa, Ateş arıyor Hazan buna cevap vermelisin," diye konuştu Ezgi.

Ateş'in ismini duymamla şimşek hızıyla yataktan çıktım. Bir an sendeleyerek düşecek gibi olsam da kendimi hemen frenlemeye başlayıp Ezgi'nin yanına gittim. "Ne.. Ateş mi," diye bağırdım "hani nerde?" alt dudağımı ısırıyordum.

Ezgi elinde duran telefonumu yukarı doğru kaldırarak "burada," deyip kıkırdadı.

Telefonu Ezgi'nin elinden aldığım gibi aynanın karşısına geçerek sanki beni görüyormuşcasına saçımı düzeltim.

Derin bir nefes alarak telefonu kulağıma götürdüm. "Alo," dedim o sırada arkamdan hunharca gelen kahkaha seslerinden anladığım kadarıyla telefonumu elimden düşürdüğüm gibi sinirle arkamı döndüm.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now