🌺Bir Bahar Akşamı Sevmek. 爱

8.7K 393 530
                                    

Tarih: 01.03.2019

"Bizi sevdiğiniz için teşekkürler army!"

Yükselen sevinç çığlıkları eşliğinde sırıtıp army bomblarını sallamaya devam eden armylere elimizi salladık ve konser salonundan ayrıldık. Kulise girdiğimiz sıra görevlinin uzattığı havlulardan birini aldım ve göğsümdeki terleri sildim.

Omzumda hissettiğim el ile sağıma döndüğümde maknaenin sırıtışını gözüme soktuğunu fark edip yüzümü buruşturdum ve başını elimle ittim. "Hyung bebişi ne zaman göreceğiz?~" sorusuna karşın güldüm. "Sabırlı olmalısın Jungkook." dediğim an çoktan odaya girmiştik.

"Jimin hadi getir artık şu fareyi de yorgunluğumuzu atalım!" Namjoon hyungun dediğine kahkaha atıp söylendim. "Hyung, asıl onu size verdiğim zaman yorulacaksınız.." o sırada tişörtünü kendine hava yapmak ister şekilde çekiştirdiğinde, "Emin ol şu an yorgunluğumuzu atacağımız tek zaman onunla vakit geçirmek." diyerek beni takmadığını göstermiş oldu. Güldüm bu haline. Ardından onu başımla onaylayıp odadan dışarı çıktım. Gitmemize daha vardı, bu yüzden aceleci olmalıydım.

Hemen sağımda bulunan odaya girdiğimde beni beklediği belli olan ahjummaya gülümsedim ve karşısında hafifçe eğildim. "Ona baktığınız için teşekkür ederim." sevimli bir şekilde bana güldüğünde ellerinin arasındaki kızıma yöneldi bakışları. "İşin çok zor evladım. Bu durumdayken nasıl saklayacaksın onu? " söyledikleri yüzüme geçmişin buruk hatıralarını yerleştirirken oturduğu koltuğa doğru adımladım ve miniğimi elleri arasından alarak kendi kucağıma yerleştirdim.

Ona benzeyen minik yüzünü saatlerce izleyebilirdim.

Küçük aralık dudaklarının arasından soluk alıp vermesi beni gülümsetirken cennet saklı boynuna dolgun dudaklarımı bastırıp yeniden ahjummaya döndüm. "Onu saklamak için elimden gelenin en iyisini yapacağım." bakışları yüzümde öyle dikkatli dolaşmıştı ki kendimi aniden gerilmiş hissettim. Tekrar, "Teşekkürler." dileyip odadan sakin adımlarımla çıktığımda bizimkilerin yanına çoktan varmıştım. "Ah, Tanrım sonunda!" herkes bir ağızdan söylenirken sırıtıp yanlarına ilerlediğimde Taehyung'un enseme çarpan eliyle ona ters rers baktım. "O elini şimdi!.." gevşekce sırıtıp küçük kızımı kucağımdan aldığında, "Bebiş uyuyor babası, sessiz ol!" dedi. Gözlerimi devirip koltuğa kurulduğumda aralarında atışıp Hae Ra'yı sevmeye çalışıyorlardı. "Omo omo omo! Jimin, bu gittikçe sana benzemeye başlamış sanki?" Hoseok hyungun nidası rahatça oturtuduğum koktukta kasılmama neden olurken saçlarımı sıkıntıyla karıştırdım. "Nedemezsin.." fısıltım boşluğa bir buhar gibi karıştığında derin bir nefes verdim.

"Bangtan Sonyeondan için son on üç dakika!"

Hoparlörden yankılanan ses hepimizi kendine getirirken miniği bırakmayı istemedikleri için sızlanmaya başlamışlardı, lakin Yoongi hyung hepsini susturup Hae Ra'yı kucağına alarak bana teslim ettiğinde, "Onu ahjummaya geri götür Jimin." demişti. Benden yanıt beklercesine dudağımı ısırıp Yoongi hyungu başımla onaylamış, daha sonra hepsi makyajını tazelettirmek ve üstünü değiştirmek için gitmişti. Bir kişi hariç, Jeon Jungkook.

Ben öylece kucağımdaki miniğimin kokusunu ciğerlerime doldurup dalmışken, yanımdaki boşluğun çöktüğünü hissettim. Jungkook Hae Ra'ya parıldayan gözleriyle bakıyordu fakat endişe kırıntılarını gizlemekten sakınmayan yüzü bana döndüğünde ne diyeceğini şimdiden anlamıştım. "Onu turnelere getirmen çok sakıncalı artık hyung. İnsanlar yakında şüphelenmeye başlayabilir, bu şekilde saklamaya devam edemezsin biliyorsun değil mi?" gözlerimi birkaç saniye boyunca kapatıp bekledim. Oluşan sessizlik huzurumu bozuyor onun aksine beynimin içinde çalkalanan sesler bile daha cazip geliyordu şu anda. "Biliyorum Jungkook, ona birini bulmam lazım.. Değil mi?"

idol or dad † jenmin ✓Where stories live. Discover now