Didem'in bu söylediklerinden sonra hafif bir tereddüt yaşadım. "Yok canım ne Ateş'i sadece eğlenmek için geleceğim." Diye saçma bir yalan uydurdum.

Didem, "hı tabi tabi" diyerek sırıtmaya başladı "kesin öyledir."

"Ya Didem, canımı sıkmasana Ateş ile bir alakası yok diyorum neden herşeyi böyle yanlış yorumluyorsun?"

Didem arsızca güldü. "Madem yanlış yorumluyorum neden yanakların kızardı, resmen al al oldun?"

"Öyle mi çok bilmiş, bana diyeceğine sen kendine baksan sabahtan akşama kadar Burak da Burak diyerek etrafta divane gibi dolaşıyorsun," diye söylendim. "Aaaa ne oldu bakıyorum da al al oldun Didemciğim," diyerek dalga geçtim arsızca sırıtarak .

Didem gözlerini kısarak üzerime doğru yürümeye başladı. "Yaa demek öyle Hazancığım sen iyi bir dersi hakketin."

Buna karşılık bende dalga geçmek amaçlı, "beni falakaya mı yatıracaksın yoksa?" diye sordum.

"Hayır ama daha iyi yöntemlerim var," dedikten sonra beni gıdıklamaya başladı.

Didem'in esaretinden kurtulduktan sonra odama hazırlanmaya gittim. Didem de hazırlanacağını söyleyip yanımdan ayrılmıştı. Yani sonuç olarak tek başıma gitmek zorunda kalacaktım.

Neyse sıradan bir gece olacağı için fazla abartmaya gerek duymadan kombinimi kot pantolon, tişört ve spor ayakkabılarımla tamamladım. Saçlarımı at kuyruğu yaparak bir kaç tutamın arsızca tokamdan dışarı çıkmasına izin verdim ve makyaj yapmaya gerek duymadan evden çıktım.

Didem'in attığı konumla Burak'ın evine gitmeye başladım. Yol şeritlerinden, kaldırımda yürüyen insanalara kadar herşeyi dikkatli izlediğim sırada arabamın dikiz aynasından birşey dikkatimi çekti.

Bu akşam evden ayrıldığımda beri siyah bir arabanın benim hemen arkamdan gelmesi kuşkularımın alevlenmesine neden oldu. Içimdeki şüphe çığ gibi büyürken paniklemeden edemedim. Acaba sadece bir rastlantı mıydı yoksa ben mi paranoyak oldum. Bitmeyen şüphelerim ard arda sıralanırken kendimi yatıştırmayı başarabildim.

Burak'ın evine vardığımda uzun uzun soluklandıktan sonra kapıyı çalmaya başladım.

Kapının açılması ile karşımda Ateş'i gördüm.

Siyah kot pantolonu ile giydiği siyah tişörtle çok cool görünüyordu. Saçları her zamankinden daha düzgün duruyordu bakışları içten ve derindi.

Itiraf etmeliyim ki bu haliyle çok yakışıklı ve çekici görünüyordu.

"Hazan," diye sordu merakla. "Iyi misin?"

Başımı saladım. "Iyiyim."

"Korkmuş gibi bir halin var yüzün bembeyaz olmuş" diye sordu tek kaşını şüphe ile kaldırarak.

"Şey.. Yok birşey sana öyle gelmiş" diyerek açıkladım.

Yoksa anlatmalı mıydım birinin beni takip ettiğini, yok canım bende tam emin değilim takip edilip edilmeyeceğimi belki sadece bir tesadüftür.

Gözleri gözlerime kilitlenmişti sanki, ne o birşey diyor ne de ben sadece gözlerinin mavisinin esiri olmak istiyordum. Bir tutsağın yaşamayı istediği tek yer olan o maviliklerde sonsuzluğun buruk tadı sessizliğin çığlığı olmayı diliyordum.

"Sanki birşeylerden kaçıyormuş gibisin" diye sorduğunda.

Telaşla titrediğimi hissettim gerçekten de dışarıdan bu izlenimi mi veriyordum ah hayır!

Ateş ısrarla gözlerimin içine bakıp sorduğu soruya bir cevap beklerken, o sırada yanımıza Didem'in gelmesiyle sustum. Didem beni kolumdan çekerek salona doğru sürükledi.

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now