"Evet arkadaşlar yarın okulumuzun 18. Yıl dönümü olduğu için küçük bir kutlama vereceğiz bu okulda olanlar bilirler her yıl 25 ekim olduğu gibi bu yıl da küçük bir parti ile okulumuzun yıl dönümünü kutlayacağımız için bugün okulların tatil olmasına karar verdik."

Etrafta kahkaha sesleri yükselince müdür tekrar konuştu.

"Sessizlik,"

Kalabalıktan bir erkek, "yani bugün okullar yok mu?" diye sordu.

"Yok" diye yanıtladı müdür otoriter bir sesle.

"Bu harika," dedi başka biri bağırarak.

Didem hemen yarının planlarını kafasında kuraraken ben yüzümü düşürdüm şuan istediğim tek şey eve gidip bolca uyumaktı ve de öyle yapacaktım.

....

Kapı zilini duyunca uzandım kanepeden doğruluk kapıya doğru yürümeye başladım karşımda Didem'i görünce hafif bir şaşkınlık yaşadım. Didem, "Şuna bak nasıl da Melül melül bakıyor" diyerek beni süzdü.

" Ne varmış " diyerek karşı atağa geçtim.

Didem, "Daha ne olacak üzerinde sanki tır geçmiş gibi gözler şişmiş yüzünde sararmış, yoksa hasta mısın?" mısın diye elini alnıma koydu.

"Canım arkadaşım nasıl da merak ediyormuş beni" Didem'in kollarına çekerek içeri soktum.

"Dur, dur sakin ol," dedi içerlenmiş gibi yaparak yanaklarımı sıktı. "Ama sen böyle yaparsan akşam Bırakların evinde nasıl eğleneceğiz?"

Didim'in söyledikleri kaşlarımı Çatmama neden oldu Didem'e bakarak "Burakların evimi" dedim "ne işimiz varmış orada?" diyerek meraklı bakışlarımı yüzüne çevirdim.

Didem bana hafifçe tebessüm ederek, "aslında bakarsan Hazancığım, buraya seni Burak'ın evine davet etmeye geldim."

"Dur bir dakika" diyerek araya girdim. "Beni davet etmek için buralara kadar geliyorsun ve beni Burak'ın evine davet ediyorsun. Sakıncası yoksa nedenini öğrenebilir miyim?"

Didem cevap vermek yerine uzun uzun bana bakıp katıla katıla gülmeye başladı. Neden güldüğünü bilmiyorum ama arkadaşımın akıl dengesinin yitirmediğini düşünmedim değil.

Didem kahkahalarına son verip yanağımdan öptü. "Biliyor musun Hazan bazen bir filozof dehası taşıdığını düşünmeden edemiyorum."

Niye dercesine kaşlarımı çattım.

"Inan bana arkadaşım filozoflar bile bir sorunu çözmeye çalışırken bu kadar soru sormamışlardır."

"Her neyse," diyerek homurdandım "Asıl konuya dönsek?" diye araya girdim.

"Akşam film gecesi yapacağız bebeğim. Sen özel olarak davetlisin," diye konuştu.

"Kimler gelecekmiş?" diye soru sordum kaşlarımı çatarak.

"Işte sen, ben, Defne ve Ates ile grubu." Diyerek açıklamada bulundu.

Ateş mi? Defne mi? Aslında Buraklara gitmeye hiç niyetim yoktu hazır bugün okul yokken güzel bir film gecesi yaparım diye düşünmüştüm evde, ama Ateş ile Defne'nin bir araya geleceğini duyunca içimde hafif bir ürperti geçti. Anlamadığım bir hisle tüm bedenim kasılmaya başladı.

"Tamam canım, bu akşam bende orada olacağım" deyiverdim aniden bana bile yabancı gelen bir sesle.

Didem inanmamış gibi bana bakmayı sürdürdü. "Aman Yarabbim Hazan sana neler oluyor böyle nasıl hemen gelmeyi kabul ettin? yoksa bu kadar çabuk karar vermende Ateş'in bir etkisi var mı? "

ACIMASIZ  [ TAMAMLANDI ]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ