Tesadüf mü Kader mi ? - Akışına Bırak-

Start from the beginning
                                    

"Sevgili Juliet , sahne arkasına kadar bana eşlik eder misiniz? " otuz iki dış sırıtıp uzattığı eli tuttum

"Elbette sevgili Romeo ." biz sahne arkasına doğru ilerlerken yönetmen

"Dur dur hazır el eleyken dans edin. Tango biliyor musunuz? Biliyorsunuzdur. Tango yapın. Bülent sen de yakım çekim al. Sahnedekiler siz de geri çekilin. "  Ellerim aniden buz gibi olmuştu. Tango bilmediğimden değil ama Boran'ın tepkisinden korkutuğum içindi sanırım. Tepkisinden değil şu an onun gözlerine bile bakmaya korkuyordum. O yüzden bakışlarımı Mert'e çevirdim. Neydi Miray ? Akışına bırak.

Müzik nihayet başlamıştı. Dans etmeyi hep severdim. Karşımda ki kim olursa olsun müziğin ritmine öyle kaptırırdım ki kendimi dünya yansa umrumda olmazdı. Aynı zamanda hiç bir şeyin de farkında olmazdım.

Şu an da Mert ile fazla yakın olmamızın yeni farkında olmam gibi. Fark etmemle kendimi geriye doğru itmem bir oldu. Herkes bunu dans figürü sanabilirdi. Ama Boran'ın hiç de öyle sanmadığı gözlerinden okunuyordu. Bir insan gözlerinden lav akıtabilir miydi? Eğer akıtamaz ise Boran bir ilki gerçekleştiriyordu. Sanırım başta istediğim ambulans da Mert olacaktı.

Dansın sonlarına doğru dudaklarıma nefesini üfleyerek " bu Juliet bir ömür bana eşlik eder mi?" demesiyle Boran'ın tepemizde bitmesi eş zamanlı olmuştu. Bana elin uzatıp

"Bir saniye gelir misin sana söylemem gereken bir şey var?" bunları gülümseyerek söylemişti. Bu kadar sakin kalmasını anlamsam da elini tuttum. Beni arkasına geçirdikten sonra hızla elin çekti ve Mert'in suratına hızla yumruğunu geçirdi. Tere düşmesini fırsat bilip yumruklarını daha çok çoğalttı.

"Ben sana eşşek cennetine kadar eslik edicem sen hiç merak etme."  Bir anda ortalık karıştı. Boran 'ın ve Mert'in arkadaşları da sahneye çıktı. Ben ise nafile bir çabayla Boran'ı Mert'in üstünden almaya çalışıyordum. Nurgül ve Nehir yanıma gelip beni boşalan seyirci koltuklarından birine oturttu.

"Of be Miray rahat dur bir. Kavga izliycez şurada. Otur sende izle. Hem birazdan görevliler gelir ayırır. Nehir ya çekirdek yok mu?"  Nurgül'ün rahatlığı takdire şayandı. Nehir belki bir ümit ayırmaya çalışır diye ona yalvarmak için döndüğümde çantasında bir şeyler aradığını gördüm.

"Heh buldum." deyip çantasından bir poşet çıkardı.

"Adamsın Nehir." deyip elindeki poseto aldı ve ikisi birden çekirdek çitlemeye başladı. Bu sırada görevliler gelmişti ama sahne çok kalabalıktı ayırmaya çalışanlarla daha da kalabalık oluyordu. Ayağa kalkacakken elimden tutup beni oturttular

"Al şu çekirdeği dört yılın acısını çıkar. Sen bir şey yapma bırak başkası yapsın. Sen yaparsan ikinizde kırılırsınız otur oturduğun yere. "

"Nehir haklı. Pişt Nehir ne dersin belki pansuman falan arayı yumuşatırlar."

"Olur mu olur. Bak bak şuna hiç itiraz da etmiyor. Oldu bu iş."

"Ver şu çekirdeği. "

*****
Miray'ın ağzından

"Lan Miray nerde?" kapının arkasından Boranın sesini duymamla olduğum yerde daha fazla ses çıkarmaya başladım. Ama ağzımdaki bant haliyle izin vermiyordu

"Yedim Mirayı. Midem de hatta hazır hastanedeyken baktıralım istersen." bu Nurgül'ün sesiydi. Daha çok çırpınmaya başladım.

"Haha güldüğümü say. Nerde dedim çabuk söyle."

"Bağırma be öküz. Bilmiyorum. Nehir biliyormuş o da gelir şimdi.Hah geliyor zaten."

"Nehir , Miray nerde ?"

Berceste Where stories live. Discover now