Bölüm 1- İlk Görüş

1K 21 32
                                    

"Bankada birikmiş paramın bir kısmı ile bir apart tuttum.
Şu içinde büyük şofbenlerini kullanmadan önce ısıtıp,beyaz eskitme kalebodurlarının kenarları siyahlaşmış banyoları olanlardan..
Mutfağın salonla bir olduğu bir alan ve uyumak için bir oda.."

Elinde tuttuğu kadehi yavaşça salladı Levent.

"Tortusu dibe çökmemeli..."

Hafifçe gülümsedi Defne. Aklına şiirle ilgili bir şey geldi.
Bu adamın edebiyatla alakasının olmadığına neredeyse yemin edebilirdi.

"Tortu önemli tabi." diyebildi.

Levent,tekrar bir yudum alacakken vazgeçip bardağı bıraktı şimdi aklına yeni bir şey gelmiş gibi bir ifade ile Defne'nin yüzüne baktı.

"Ne yani etkileyemedim mi yine seni?"

Hayır anlamında başını salladı Defne

Hoş,bilmeyen için anlamsız gelecekti belki fakat Levent Defne'nin Üniversite'de Yeni Türk Edebiyatı dalından yüksek lisans yaptığını öğrendiğinde bu yoldan onu etkileyecek olduğunu sanmıştı şaka ile karışık.

"Neydi o aşıklar, şarabın dibe çöken tortusu olduğunu söylemezler miydi şiirlerinde falan?"

"Hıhım tabi söylerlerdi.Konuya hakimsin Fakat az çalışıp gelmişsin Levent Bey,zira o aşıklar Eski Türk Edebiyatı'na dahillerdi ben ise Yeniciyim. Bu yüzden pek bir etkiniz olmayacak üzerimde."

Diyip arkasını döndü.
Tam gitmeye yeltenirken,

Levent'in
"Bu ilk randevumuz sayılırdı lâkin,hakkınızda sadece bu kadarını öğrendim bağışlayınız.Hem ben Cemal Süreya'ya daha hakimim" Cümlesi ile durdu.

"Bu randevu falan değildi beyefendi.Arkadaşımın az bir işi çıktı ve onu beklerken sizinle karşılaştık bunun ayrımını yapmalısınız."

Defne,bu adamın içmekten artık kafayı bulduğunu düşünmeye başladığından sinirleri gerilmek üzereydiki Levent'in,

"Arkadaşınız çok düşüncesizmiş bence onunla bu ilişkinizi bir gözden geçirin derim küçük hanım. Şahsen ben,sizin gibi bir hanfendiyi içerde bırakıp kapıda başka hatunlarla ilgilenemezdim."

Defne bu adamın fazla olduğunu düşünmekteydi fakat haklı yanının olmasını da inkar edemiyordu.

Ah Mete,sen iki üç kız düşüreceksin diye ben bu adama katlanmak zorunda mıydım?

Bir yandan Mete'ye saydırma işlemini yapıyor,diğer yandan Levent'e ters ters bakmaya devam ediyordu.

"Bakın kaderin cilvesine... Arkadaşınızın işi çıkmamış olsaydı sizi tanımayacaktım gördünüz mü?"

Levent,gittikçe arsızlaştığının farkındaydı ama bundan büyük bir zevk alıyordu. Hem,o yanında ki lavukta bir işe yaramazdı.Ben olmasam başka biri illaki sohbet etmek isteyecekti bu kızla.

Defne dayanamayarak,

"Hayır yani neden kaderin cilvesi olsun lütfen klişeleşmeyin diyeceğim de sizin çağda bu repliklerle kız düşüyordu herhalde."

"Zira,yaş sınırlamanızın biraz altındayım gibi."

Diyerek adama çıkıştıysada bunun bir çaresi olmadı çünkü Levent'in en hoşlandığı ender kız türlerinden biri tam karşısındaydı.

Defne az önce gitmek için yeltendiği yerde dikilip kalmış,tahammül edemediği bu kendini beğenmiş adamın ağzının payını vermek ister bir biçimde ona dik bir şekilde bakıp başını kaldırdı ve omuzlarını dikleştirdi.
Lafını oturtup buradan çıkacaktı.
Yetinmeyip,

"Ayrıcaa sen hep böyle burada oturur,yanından arkadaşı gitmiş kızlara mı bulaşırsın söylesene?"

Bu cümlenin onda bir tesiri olacağını düşünmüyordu tâbi Defne ama hiç yoktan konuyu istediği bir yere bağlama olanağı olduğunu düşünüyordu.
Nitekim öyle olmadı.

"Siz şu kendini beğenmiş kadınlar,kendilerini tavlayacak olan erkeklere böyle ağırdan bir hava ile nazlanması..."

"Hayır yani çok fazla sürmüyor sende biliyorsun en geç bir saat sonra..."

Levent daha sözünü tamamlayamamıştı ki Defne sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde,

"Ne bir saat sonra? Ne olur,yatakta mı son bulur ne olacak?"

Öfkeden kendini tutamayarak az önce gitmek için ilerlediği yerden Levent'in yanına hızla vardı.

O kadar yakınlardı ki Levent,Defne'nin nefes alıp verirken çıkardığı sesi o kalabalıkta bile duyduğuna emindi.

"Seninle 10 dakikalık konuşmamın getirisi bu olmamalıydı! Keşke sizler, tanımadığınız insanların günlerini böyle mahvetmeseniz."

Söyleyeceği son şey buydu o an Defne'nin.Bu adamın yanına gelip konuşmasına,ona Mete gelene kadar sohbet etme şansı tanıdığına çok kızıyordu.

Laubali ilk tavrından sonra hemen uzaklaşmalıydım,Ne diye ona nerede çalıştığıma kadar her şeyden bahsetmiştimki!

Çok kızıyordu kendine çok fazla ve Mete'ye de aşk olsunsundu!
Harbi o neredeydi ki ?
Kafasında onlarca soru..

Çıkmadan önce Levent'e sitemle baktı.

İçinde öfke olan,içinde hayal kırıklığı olan, tanınan eski bir kadının bakışı ile baktı Levent'e ve mekandan ayrılmak üzere arkasını dönüp uzaklaştı.

"Kırdım mı? Yok canım ne alaka!"

Levent aklında kalan,kızın o son bakışın haliyle birlikte kafasının davul gibi zonklamasını umursamadan hesabı ödeyip valeye aracını getirmesini emretti.

MÜMKÜNSE SONRA "Yasak Aşk"Where stories live. Discover now