Petit à Petit

1.2K 69 97
                                    



"Aslında tüm bunlar gece başını yastığa koyduğunda düşündüğün kişiyle ilgili,

kalbinin ait olduğu yer orası."




~




"Hey---görüşürüz tamam mı?" Jiyong kollarını adama dolayıp onu aşağıya doğru çekti.

"Mhh." Seungri hala açık olan televizyona bakmaya çalışırken mırıldanınca Jiyong gülüp dudaklarını adamın yanağına bastırdı.

"Evet, bir gün kesinlikle görüşürüz bebeğim gibi cevaplar alacağım." Kollarını çekerken gözlerini deviren Seungri'ye baktı.

"Bunu duyduğumuz günü kameraya alacağım." Kook söylediğinde Seungri hala daha ilginç bulduğu televizyonla ilgileniyordu.Aslında Kook'un dürüst olması gerekirse, Jiyong'un Seungri'de ne bulduğuna dair bir fikri yoktu.Seungri'yle vakit geçirmek ya da yatmak isteyen birini anlayabilirdi, adamın garip bir çekiciliği olduğu doğruydu, ve hepsi erkek olmalarına rağmen bir baba gibi etraftaki tüm sorumluluğu alabilecek tek kişi Seungri'ydi.Bu onun üzerinde garip bile durmuyordu, sanki böyle davranmak için doğmuş gibiydi.Çalışmak, diğerlerine yardım etmek, pis işler yapmak; bunlar Seungri'nin üzerinde garip durmuyordu, garip duran şey bir adamı ölesiye dövmesi ya da yanan bir binaya girmesi değildi, Jiyong gibi birinin dudaklarına uzanıp suratında bir gülümsemeyle onu öpmeye çalışmasıydı.

Kook onun kötü biri olmadığını biliyordu, ama karakteri böyleydi ve tam da bu yüzden Jiyong'un ona nasıl böyle baktığını anlayamıyordu.Jiyong rengarenkken, Seungri düz beyazdı.O yüzden evdeki oğlanlar Jiyong'a sanki boşa çabalıyormuş gibi bakmaya devam ediyorlardı.

Ama bu Jiyong'un umrundaymış gibi görünmüyordu.

Evdeki herkes Seungri'nin farklı davrandığını kabul ediyordu, ama hepsi bir gün uyandıklarında artık Jiyong'un hayatlarında olmayacağını düşünüyordu.Aslında ona alışmaya bile başlamışlardı, normalde evde pek ses olmazdı çünkü bu evden çok bir yatakhane gibiydi.Çalışmayı bitirenler gelip bir şeyler yer ve uyurlardı, özel bir şey yoktu.Evdeki çoğu oğlan birbirlerinden fazla hoşlanmazlardı bile.Ama Jiyong geldikten sonra herkes masada dönen muhabbete kulak kabartmaya başlamıştı, önceleri görmezden geldikleri ve çok fazla soru soran zayıf üniversiteli çocuğa şimdi hepsi nasıl olduğunu sormaya başlamıştı.Sanki Jiyong geldikten sonra ev daha çok ev gibi olmuştu, kimsenin bunu inkar edeceği yoktu.Ve Jiyong'a sıcak yaklaşmalarının en büyük nedeni hepsinin kıçını en az birkaç kez kurtarmış olmasıydı.Seungri'nin üzerlerine atlamasını birden fazla kez önlemişti ve bu kesinlikle kayda değerdi, çünkü Jiyong bunu yapmak zorunda değildi ama bir şekilde hepsine yardım etmek istiyordu ve orada kalan kimsenin bunun hakkında çok deneyimi olmasa da, hala iyi birinin neye benzediğini hatırlıyorlardı.Aslında Seungri de iyiydi, fazla sinirini, huysuzluğunu, çok konuşmamasını ve hata yaptıklarında bakışlarıyla onları yerin dibine girmek istemelerine neden olacak şekilde ezmemesini saymazlarsa, adam iyiydi.Hepsinin dönecek bir evi olmasının sebebi Seungri'ydi ama Seungri düz beyazdı, Jiyong rengarenkti.Bunu herkes görebiliyordu.

Hepsi Seungri'nin Jiyong'a karşı zaafı olduğunu biliyordu, bu görülmesi zor bir şey değildi.Ama yine de aynı düşünüyorlardı, bir gün uyandıklarında muhtemelen evde kahve kokusu ve kıkırtılar olmayacaktı, Seungri her zamanki gibi onlara harçlık verip asık yüzüyle işine gidecekti.

UntitledWhere stories live. Discover now