Simplicité

946 87 40
                                    


Jiyong fazla ani bir şekilde ona dönen Seungri'nin bir fotoğrafını çektiğinde, kamerayı hızla çantasına attı çünkü gerçekten, Seungri fazla hızlı geliyordu.

''Hey--- sakin ol.'' Ellerini havada sallayıp birkaç adım geri çekildi ama çocuk bunu pek umursamış gibi durmuyordu.

''Bunu mu istiyorsun?'' Seungri suratına doğru söylediğinde Jiyong kasıldığını hissedebiliyordu.Çünkü çocuk bir hışımla ona yönelip iki kolunu da yakalamış, onu bayağı bir sarsmıştı.Muhtemelen Seungri onu orada bir güzel benzetse, kimse bu işe karışmazdı.Zaten Jiyong da karşılık veremezdi çünkü çocuk ondan fazla iriydi.

''Sende saatimi falan unutmadım-- İstediğin bu mu?'' Çocuk oldukça ciddi bir şekilde söyledi ama Jiyong kafasını eğip gülümsedi.

''Öyle söylemesem benimle asla konuşmazdın.'' Kasılan vücudunu gevşetti ve Seungri'nin kafasının karıştığını görebiliyordu, çünkü Jiyong'un kollarını fazla sert bir şekilde tutuyordu, çocuk kendini bırakınca bunu hissetmiş olmalıydı. ''Şimdi herkes seni izlediği için adını koruman gerekiyor.''

''Bunun bir oyun olduğunu mu sanıyorsun?'' Seungri aniden onu sürüklemeye başlayınca Jiyong şaşırdı.

''Hey--- nereye--''

''Sana bunun bir oyun olduğunu mu sanıyorsun dedim.'' Çocuk birden bire onu önlerinde durdukları güvenlik kulübesinin arkasına çekti.

''Hayır sadece--- ben öyle davranmak istemedim ve--''

''Bana bak, Jiyong.'' Seungri garip bir tonda söylediğinde, Jiyong duraksadı.Ona hep saçma sapan isimlerle hitap ediyordu, bu biraz tuhaf olmuştu.

''Bana herkesin içinde seslenme, adımı söyleme--Bana bakma bile, anladın mı? Yoksa seni fena yaparım.''

''Teşekkür ederim.'' Jiyong kafasını yana eğip söyledi, çocuğun onu fazla sert tutan kollarını pek umursamıyordu.

Seungri kaşlarını çatıp ona baktı.

''O gece benimle beklediğin için--- Ayrıca, yalan söylüyorsun.''

''Ne?''

''Beni fena falan yapmazsın.'' Jiyong sırıttı. ''Yapacak olsan herkesin içinde yapardın, ama beni buraya çekiştirdin çünkü kimsenin beni seninle görmesini istemiyorsun.''

''Evet evet, Einstein.'' Seungri gözlerini devirdi. ''Her neyse, karşıma tekrar çıkma.'' Çocuk oradan uzaklaşmak istedi ama Jiyong'un birden bire kollarına tutunmasını beklemiyordu.Kaşlarını kaldırıp adama baktı.

''Param var.''

''Senin adına sevindim, şimdi beni bırak yoksa--''

''Boşa tehdit savurmayı kes.'' Jiyong aniden ona fazla yaklaşınca Seungri güldü ve dudaklarını yalayıp ellerini ceplerine soktuktan sonra, ondan biraz kısa olan çocuğa doğru eğildi.

''Beni zorluyorsun.''

''Sana borç konusunda yardım edebilirim.'' Jiyong onu umursamadan söyledi. ''Yaptığım şey için çok kötü hissediyorum ve--''

''Ah ne kadar tatlı.'' Seungri yapmacık bir şekilde gülüp ona baktı. ''Zengin bir kız çocuğu önceki gün tekme attığı sokak köpeğini şimdi eve almak istiyor.''

''Seungri--''

''Bulaşmak istemediğin işlerden uzak dur.'' Çocuk Jiyong'un kollarını tutup sertçe itti. ''Bir daha böyle bir şey yaparsan, tepkim bu kadar yumuşak olmaz.''

UntitledWhere stories live. Discover now