Intrépide

994 81 79
                                    


''Partnerlerimin vücudumda iz bırakmasına izin vermem,

bu sanki bir köpek kendi bölgesini işaretliyormuş gibi hissettiriyor.'' 

-Eliza Dushku




~




''Ben de zaten--''

''Hayır, anlamıyorsun--''

Jiyong tam olarak anlayamadığı birkaç ses duyduğunda, yüzünü buruşturup gözlerini açtı.Başının sert bir şeye yaslanmış olduğunu farkedince kafasını hafifçe kafifçe kaldırdı ve alnının bir omuza dayalı olduğunu anladı.

''Tanrım---Bir gün gözlerimi açtığımda, başıma bir şey gelmiş olacak--'' mırıldanıp kafasını iki yana salladı. ''Bu sefer yere düştüm mü?'' Çocuğa sorduğunda Seungri'nin suratında anlayamadığı bir sırıtış vardı.

''Düştüm değil mi---Başım çok acıyor--'' Kafasının arkasını ovalamaya başladığında, aynı mekanda çocukla yalnız olduklarını sandı.Ama karşı koltuktan gelen bir öksürükle kafasını o tarafa çevirdi.

''Üzgünüm, Youngbae.'' 

Youngbae ona dik dik baktı.

''Olsan iyi olur, onu bırak.''

''Neyi---oh--'' 

''Senin yüzünden tam bir saattir burada oturuyorum, tatlı surat.'' Seungri yüzünde o Jiyong'un anlamını bilmediği sırıtışla söylediğinde, Jiyong farketmeden koluna doladığı ellerini geri çekti.

''Seni o mu--''

''Ben arayıp gelip senin ufak baygın kıçını almasını söyledim ama beni bırakmadığın için uyanmanı bekledim.'' Seungri ona doğru yaklaşıp işaret parmağını alnına bastırdı ve Jiyong'u geriye doğru itti. ''Şimdi yoldan çekil, baş belası.'' Çocuk onu itip ayağa kalktığında Jiyong hala kafasını ovalıyordu.

''Hey--- Kook'un nerede olduğunu biliyor musun?'' Youngbae aniden sorunca masadan uzaklaşmak üzere olan Seungri onlara doğru dönüp kaşlarını kaldırdı.

''Bilmiyorum, Youngbae.'' Seungri yalan söyleyip ona dik dik baktı. ''Bu işe burnunu sokma.''

''Hyung.'' Youngbae karşısında dikilen çocuğa bakarken sert bir tonda söyledi. ''Son kontrol ettiğimde hala benden küçüktün, değil mi, deli? ''

Seungri gözlerini kapatıp nefes verdiğinde sinirle gülmeye başladı.Jiyong onun Youngbae'ye doğru yürümeden önce dudaklarını yaladığını farkedince hızla ayağa kalktı.

''Bekle--- şunu yapmayı kes!''

''Ne oldu, sinirlendin mi? Adının bu olduğunu sanıyordum.'' Youngbae hâlâ kendine gayet güvenerek konuşmaya devam etti.

''Beni dinle--- Şuradan çekilir misin?'' Youngbae'ye bakmaya çalışan Seungri aralarında dikilen Jiyong'a doğru söyledi. 

''Hey!-- Biraz sakin ol-- Ne yapıyorsun?!-- Tanrım..'' Seungri bir anda onu kollarının altından kavrayıp masaya oturttu ve önünden çekti.Hızla avucunu masaya yaslayıp Youngbae'ye doğru eğildiğinde büyük olan hâlâ gayet sakin görünüyordu.

UntitledWhere stories live. Discover now