''Eee...'' diye söze girdi Yasemin. ''Bu kadar susmasına bile şaşırmıştım. ''Altın çocuk Yağız Egemen bizi burada topladığına göre önemli bir şey-''

''Evet önemli bir şey var Yasemin.'' diyerek sözünü kesti Yağız sert bir sesle.

''Aaa çocuğum ne oluyor böyle Hazan'ı da almış gelmişsin?'' Anneme öyle bir bakış attım ki, öksürerek önüne döndü. Yağız konuşmayı ertelemeyeceğini anlayınca ellerini önünde birleştirip doğrudan Hazım Bey'e çevirdi başını.

''Baba biz bir karar verdik.'' Derin bir nefes alıp sesi kulaklarıma kadar ulaşan kalbimi yatıştırmayı denedim.

''Biz?'' derken Hazım Bey'in kaşları havalandı.

''Hazan ve ben.'' dedi Yağız tereddütsüz. Bir an gözlerimin ona kaymasına engel olamadım. Nasıl bu kadar sağlam durabiliyordu?

Gökhan hafifçe sakalını sıvazlıyor, Ece muhtemelen susması için annemin elini sıkıca tutuyordu. Yasemin'e bakmaya zamanım olmadı çünkü Yağız oldukça hatta fazlaca net bir adamdı.

''Biz evleniyoruz.''

Cümlesinin odaya dalga dalga yayılan yankısının etkisini ben de atlatmaya çalışırken kulağıma yalnızca annemin hıçkırığı ve Yasemin'in kahkahası geldi. ''Yasemin.'' diye uyarışını duydum Gökhan'ın yavaşça. Hazım Bey'in yüz ifadesi donmuştu.

''Yağız...'' dedikten sonra birkaç saniye durakladı. Ciddi olup olmadığımı tartıyor, en güvendiği oğlunun benimle evlenme ihtimalinin gerçek olamayacağından emin olmak istiyor gibiydi.

''Baba...'' dedi Yağız. Hala aynı sakin ve özgüvenli tonda çıkıyordu sesi. Muhtemelen ben konuşmayı denesem anlamlı tek bir kelime bile dökülmezdi dudaklarımdan ama onun sesi bile titremiyordu. ''Yanlış anlama izin almak için gelmedim buraya.''

Masaya bir şok dalgası daha yayılırken, annem öksürmeye başladı. ''Ne diyorsunuz yavrum siz?! Kardeşin yetmedi şimdi bir de sen mi kızımı-''

Ece hiddetle ''Anne!'' derken, Hazım Bey'de çatalını sertçe masaya fırlattı. ''Yağız sen ne dediğinin farkında değilsin galiba. Bu kız kardeşinin eski sevgilisi ayrıca o otel odası-''

''Baba...'' Yağız'ın sesindeki uyarıcı tını, masanın gittikçe yükselen gerilimi yüzünden zorlukla nefes alıyordum. ''Hazan hakkında söylenen her şeyi bundan sonra kendime de söylenmiş sayacağım.''

Ağzım garip bir ifadeyle açıldı. Yağız'a itiraz etmek istedim, bu masadan kalkıp gitmek, Yağız'a hiç tamam dememiş olmak istedim ama artık her şey için çok geçti. Artık ben onu yarı yolda bırakamazdım.

''Hazım Bey...'' dedim zorlukla. Verdiğim çaba yalnızca sesimin titrememesi konusunda yeterli oluyordu. ''Bakın ben endişelerinizi anlıyorum fakat-''

''Oğlumla konuşuyorum Hazan.'' Yasemin'in yüzündeki gülümseme eşliğinde hafifçe kımıldandım sandalyede.

''Baba..'' dedi tekrar Yağız uyarırcasına. Ailesini karşısına alıyordu. Ailesini benim yüzümden karşısına alıyordu hem de!

Tüylerim tekrar diken diken olurken Ece dikkat çekmek ister gibi hafifçe öksürdü. ''Hazım...'' Ben dahil imse onun konuşmasını beklemiyor olmalıydı ki, hafif bir şaşkınlık ifadesiyle Ece'ye döndü bakışlar. ''Kızgınlığını, şaşkınlığını ve tepkini anlayabiliyorum ama bunların sebebi ne ablam ne de Yağız. Tepkiyi hak eden biri varsa yalnızca Sinan olabilir, bunu sen de biliyorsun.'' Hazım Bey'in masadan hışımla kalkacağını anladığımda gözlerim sıkıca kapandı fakat ses çıkmayınca gözlerimi araladım. Ece onun elini kavramış, konuşmayı bırakmamıştı. ''Onlar birbirlerini seviyorlar!''

Nefes- YağHazМесто, где живут истории. Откройте их для себя