9. Bölüm

165 10 3
                                    

-Abi hoşgeldin diyerek kapıdan onlara doğru gelen kişiye sarıldı Melis.

"Abi mi?" Zeynep'in ağzından çıkan fısıltı gibi soruyla Can bakışlarını Zeynep'e çevirdi.

-Melis sen ilk kez abi diyorsun hayırdır nerden çıktı bu değişiklik? Diye sordu Can. Bir yandan da sandalyeyi çekip oturdu.

-Aa neden öyle diyorsun Can. Ne kadar ikiz olsak ta benden 5 dk önce doğan abime abi demeliyim değil mi? Diyerek en şirin haliyle konuşuyordu Melis.

-Gerek yok. Bu zamana kadar demedin bundan sonra da demesen olur. Diye ters bir cevap verdi Melisin biricik abisi.

-Nasıl yani? Kerem ve Melis ikiz mi? Diye şaşkınlıkla sordu Zeynep.

-Evet. Kerem abimle ben ikiziz. Hiç benzemiyoruz değil mi? Diye kafasını sallayarak sordu Melis.

-Kes Melis yeter bu kadar saçmalama. Diye sinirle gürledi Kerem.

-Ya ne yaptım ben hem niye bu kadar kızıyorsun ki. Kerem seninle kardeş olduğumuzu bütün arkadaşlarımız biliyor ama nasıl oluyorsa Zeynep yeni öğreniyor, garip değil mi? Diye en can alıcı yerden sordu Melis.

Zeynep bu sorunun cevabını bekliyordu. Melis haklıydı kimse bundan bahsetmemişti. Hoş daha bahsetmedikleri çok şey vardı Zeynep bunu da biliyordu.

-Kimseye aile şeceremi açıklamak zorun değilim Melis. Sorsaydı söylerdim. Kerem oldukça sert konuşuyordu. Bunu ordaki herkes farketmişti.

-Peki o zaman Kerem ben sana bir soru sormak istiyorum diye konuşmaya başladı Zeynep. Bugün neden bana " Doğru ben kimim ki? Hatırlanmaya bile değmeyecek biri.” dedin. Kerem bu soruyu beklemediği için bir anda neye uğradığını şaşırmıştı. Evet ne cevap diyecekti.

-Sen kim oluyorsun ki? Diye sorunca ben de öyle dedim.

-Hayır Kerem bu sorduğum sorunun cevabı değil. Sorduğum soruya bu şekilde cevap verilmeyeceğini ikimizde biliyoruz. Madem o souya öyle cevap verdi şöyle sorayım. Kerem gerçekten kimsin sen? Nesin? Hayatımıza ne zaman girdin? Neden insanlar seninle ilgili sorular sorduğum zaman kaçamak cevap veriyorlar? Neden sen kim olduğu açıklamak yerine saçma saçma konuşuyorsun? Zeynep sorularını sıralarken Kerem de bir yandan vereceği cevapları düşünüyordu. Allah'ım bu ne kadar zor bir durumdu. Ne cevap verecekti Zeynep'e. “Zeynep sen benim yüzümden hafızanı kaybettin bana dair hiçbir şey hatırlamıyorsun. Seni sevdiğimi, senin için nelere katlandığımı hatırlamıyorsun. Nasıl günler geçirdik bilmiyorsun. Artık insanlar seninle olmamı istemedikleri için senin hatırlamana izin vermiyorlar. " mı diyecekti. Yapabileceği tek şeyi yaptı ve kaçtı. Evet Kerem masadan kalktı ve kantinden çıktı. Arkada tüm soruların cevabını bekleyen bir Zeynep bırakarak, tüm sorulardan o çok korktuğu cevaplardan kaçarak terk etti orayı. Zeynep bakışlarını önce Can'a sonra Melis'e çevirdi. Ikisi de ne diyeceğini bilmiyordu. Melis özür dileyerek kalkınca Can ve Zeynep başbaşa kaldılar.

-Can eğer sen de ne olduğunu anlatmazsan arkadaşlığımız biter. Neden benden saklıyorsunuz anlamıyorum. Anlatmamanızın iki nedeni olabilir. Eğer önemli bir şey değilse anlatın önemsizse de bileyim. Ve ikinci neden ki bu sanki daha doğruymuş gibi geliyor. Kerem benim için kilit isim. Hafızam ona bağlı. Eğer onu hatırlarsam her şey ya daha iyi olacak ya da daha kötü olacak. Ama ben ne olursa olsun onun kim olduğunu öğrenmek istiyorum. Hayat benim bırakında ne olacağına ben karar vereyim. Nereye kadar saklayacaksınız söyler misin?

-Gittiği yere kadar. Zeynep duyduğu sesle kafasını kaldırdı. Yağmur onların konuşmalarını dinlemişti. Arkadaşının her şeyi öğrenmesini istemesini anlıyordu ama ona istediği cevapları vermelerine izin vermeyecekti. Yeniden üzülmesine gönlü razı değildi.

-Üzgünüm Zeynep. Ben de sana her şeyi anlatmak istiyorum ama hepimiz böylesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz. Diye Zeynep'in biraz önce sorduğu soruya cevap verdi Can.

Zeynep artık duyduklarına inanamıyordu. Elindeki bardağı sertçe masaya vurup ayağa kalktı.

-Yeter ya yeter. Siz kim olduğunuzu zannediyorsunuz ne hakla benim hayatıma karışıyorsunuz. O lanet şey başıma gelmeseydi her şeyi hatırlasaydım ne olacaktı. O zaman beni nasıl koruyacaktınız olacaklardan. Nefret ediyorum hepinizden nefret ediyorum sadece kendinizi düşünüyorsunuz beni düşündüğünüz yalan. Hatırlayacağım bir gün bütün her şeyi hatırlayacağım ve size yaptıklarınızın hesabını soracağım. O zaman bana bakacak yüzünüz kalmayacak diye bağırarak konuşuyordu Zeynep. Artık yorulmuştu insanların sürekli ona iyiliği için hatırlamaması gerektiğini söylemelerinden yorulmuştu. Istiyordu artık geçmişini hatırlamayı her şeyden çok istiyordu. O lanet Kerem kim, neden kilit isim bunu öğrenmek istiyordu. Bütün kantin olanları izliyordu. Zeynep sandalyeyi ittirip yürümeye çalıştı ama derman kalmayan vücudu bir o kadar da güçsüz ayakları taşıyamadı ve yere yığıldı. Can Zeynep'i kucağına alıp hemen arabasına taşıdı. Her şeyi onun iyiliği için yapıyorlardı. Zeynep Kerem gittikten sonra çok üzülmüştü zaten olan da ondan sonra olmuştu. O lanet kaza Kerem'e dair her şeyi Zeynep'ten alıp götürmesine kendisi de dahil kimse üzülmemişti. O zaman öylesinin daha iyi olduğunu düşünmüşlerdi. Zeynep 3 yılda kendini zor toplamıştı. Tam her şey yoluna girdi derken Kerem'in çıkıp gelmesi işleri arap saçına çevirmişti. Ama şu anda arabanın koltuğunda ki baygın kıza bakınca aslında hiç de iyi yapmadıklarını gördü. Aslında farkında olmadan en çok onlar Zeynep'i yaralamışlardı. Ama nerden bilebilirlerdi ki sonunun böyle olacağını. Can bunları düşünürken hastaneye gelmiş ve Zeynep'i müdahale odasına almışlardı. Yarım saat sonra Zeynep normal odaya alınmış uyutuluyordu. Geçirdiği ilk kriz değildi ama onu en çok yoran krizdi bu. Bütün gücü tükenmiş bir şekilde yatakta yatıyordu. Onun hastaneye kaldırıldığını duyan Kerem ve Melis koşarak Can ve Yağmur'un olduğu koridora girdiler. Kerem'i gören Yağmur sinirle onun üzerine yürüdü.

-Sen ne hakla gelirsin buraya zaten senin yüzünden bu halde. Ne hakla bunca yıl sonra karşısına çıkıp onu yeniden yıkarsın. Bu mu senin sevgin diyerek Kerem'e bağırmaya başladı.

-Yağmur sakin ol diyen Can Yağmuru sakinleştirmeye çalışıyordu. Bundan sonra engel olmayacaktı. Zeynep haklıydı hayat onun hayatıydı ne olacağına o karar vermeliydi.

-Yağmur lütfen onu görmeliyim. Kerem'in sesi adete yalvarıyordu.

Yağmur tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki Can engel oldu. Kerem Can'a gözleriyle teşekkür edip Zeynep'in kaldığı odaya girdi. Onun o güçsüz yatan bedenini görünce adeta nefes alamadığını hissetti. Onu bu hale getiren kendisiydi. Yüzünü elleriyle okşayıp önüne gelen o çok sevdiği kıvırcık saçlarını geriye doğru taradı. Anlına bir öpücük kondurup bugün sorduğu soruların cevabını vermek için kendini hazırladı. Bir yandan konuşmaya çalışıyor bir yandan da özür diliyordu. Göz yaşlarını elinin tersiyle silip Zeynep'in elini elleri arasına aldı. Vereceği cevapları bekleyen kişiden habersiz konuşmaya başladı.

UNUTMA BENİWhere stories live. Discover now