1. Bölüm

1K 26 2
                                    

arkadaşlar yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum :)

İYİ OKUMALAR :))

**-ahh ne sessiz bir sabah kuşlar çiçekler böcekler. Güneşte ne güze.. Zeynep her zaman ki gibi cümlesini tamamlayamadan Yağmur gelmişti.

-Zeeyneepppp.. Yağmur bağırarak merdivenlerden yukarı çıkıyordu.

-zaten hiç bir zaman bu cümleyi tamamlayamayacağım. Ne var Yağmur ne yırtınıyorsun yaa. Iki dakika iki dakika da geçiktir şu saati. Neden hep 7 de dikiliyorsun kapımda.

-sen de neden her sabah aynı tepkiyi veriyorsun. Bir kerecik zahmet edip sen saatini kur beni kaldır. Annenden beter oldum. Zeynep'i uyandır kahvaltısını yaptır okula gönder.

-oldu olacak altımı da bezle. Yağmur ne dersin canım. Bak hazır Primalarda da indirim varmış.

-zaten sen bu çeneyle evlenmeyip başıma kalıcan

-eeee

-yaşlanıcan. Yağmur bir yandan Zeynep'in sorularına cevap veriyor bir yandan da geri geri adım atıyordu.

-eee

-ben de altını bezliyeceğim demesiyle Yağmur koşmaya başladı.

-Yağmur gel buraya koşturma beni ben yaşlı bir insanım. Yağmurrrr gell dedim sana

Kızlar evin içinde dört dönüyorlardı.

-yemezler Zeynep nene. Yakalayamazsın ki

Yağmur tam merdivenlerden inerken Zeynep saçlarından yakaladı.

-Zeynep bırak ne olur yalvarırım. Bir daha yapmıyacağım. Hata ettim. Bırak ne olur. dedi Yağmur acı ile kıvranarak.

-hah şöyle hizaya gel. Altımı bezlermiş sen önce adam ol da insan uyandırmayı öğren her sabah şu koşuşturmayı yaşamayalım. Zeynep Yağmurun saçını çekerken gülümsüyordu.

-tamam be . Amma da uzattın. Seni düşünende kabahat karnın aç olunca senin saksı aah..Yağmur Zeynep'in ayağına vurmasıyla cümlesini düzeltir. Yani kafan çalışmıyor dersini anlayamıyorsun ondan kahvaltı hazırlayıp uyandırıyoruz hanım efendiyi yinede yaranamıyoruz

.-ayy atar mı yaptın sen şimdi. Yağmur masaya kahvaltılıkları koyarken Zeynep te ona en masum bakışıyla bakıyordu. Süt dökmüş kedi görse Zeynep'ten ders alırdı.

-kes sesini de yemeğini ye işim gücüm var benim.

-tamam anne.

Kahvaltıdan sonra kızlar hazırlanmak için odalarına gittiler.

**

-Zeeyynepp

-Zeeynepp değil canım o Zeynep. Adımı çeke çeke söylemeseydin keşke. Allahım bu nasıl bir insandır ya. Saat daha 9. Hiç üşenmedin kalktın okula geldin. Hadi onu geçtim de bu hal ne Allah aşkına ya. Okulu 3 kere boyamaya yetcek kadar makyaj yapmışsın. Yetmemiş saçları maşalamışsın o da yetmemiş bilmem kaç santim topuklu giymişsin. Bari evdeki tüm parfümleri sıkmasaydın üstüne. Zeynep derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

-efendim Aslı

-Zeynep hani senin şu spor salonu olan arkadaşın vardı ya

-eee

-onu arasan salona gidebilir miyim sorsan

-anlamadım bunu neden Barışa sormalıyım adresi bilmiyor musun? ahh tabi kıyamam ben sana o topuklularla yürüyemezsin mazallah devrilir mevrilirsin özel araba isteyeceksin herhalde. İç sesime bir ayar verip Aslı'yı dinlemeye karar verdim.

-hayır canım ama sen arkadaşısın ya bir sorsan gitsem olur mu diye.

-tamam Aslı sorarım.

-teşekkürler Zeeyneepp.

-deme öyle deme ya sündürme güzelim adımı. Zeeyneepp değil o Zeynep. Tek seferde söyleniyor benim adım. Anlamadım ki içine Ankara mı kaçtı nedir bu uzun hava merakı. Ben ben olalı bu kadar eziyet çekmedim. Dünyadaki bütün eee leri adıma sıkıştırdın yani. Ben bütün bunları söylerken Aslı yerine oturmuş bukleleri ile oynuyordu. Zaten burda duvarlarla konuşuyorum ya.

***

-olmaz Zeynep.

-ama Barış lütfen kız o kadar kalkmış süslenmiş püslenmiş gelip benimle konuşmuş. 4 yıldır yanımdan geçmeyen kız gelip benden bir şey istemiş. Hadi ama kıracak mısın beni?

-olmaz dedim Zeynep. Ben o kız yüzünden o okula girmemeye yemin ettim. Seni almaya geldiğim günü hatırlıyor musun? Bütün gün yapışık ikiz gibi gezmiştik. Ayrılırken kolumu kurtaramayacağım sandım. Barış o günü hatırlayınca birden irkildi. Haklıydı aslından. Aslı okulu gezdiricem diye çocuğun koluna yapışmış kısa!!! bir okul turu attırmıştı.

-e ben ne derim şimdi kıza. Barııışşş lütfen. Barış'a şu anda ben yetim ben öksüz bakışı atıyordum. Süt dökmüş kedi yanımda halt yemiş o dereceyani. Bu bakış Barış'ı hiç bir zaman kandırmamıştı ama belki bu sefer işe yarardı. Çünkü eğer Barış kabuletmezse Aslı başımın etini yer hayatı bana zehir zıkkım ederdi.

-hiç öyle bakma Zeynep benden iş çıkmaz sana hadi Allah versin. diyerek Zeynep'i kollarından tutup salondan dışarı çıkardı. Bu arada yarın akşam Can'la size yemeğe geleceğiz.

-yok sana yemek falan. Sen beni yarı yolda bıraktın. Hem yardım etme hem de gel yemek ye. Yok öyle yama Barış BEY.

-Zeynep hadi ama o kız buraya gelirse beni çiğ çiğ yer. Beni ona yem yapmak ister msin?

-tamam da ben ne diyeceğim ona.

-sen bulursun güzelim.diyerek Barış Zeynep'in yanaklarını sıktı ve salondan içeriye girdi.

-herkes kendini düşünüyor ya ohh ne âlâ. Ben ne olacağım peki. Biri de beni düşünsün nerde benim gençliğim nerde benim hayallerim annee. tabi anca beni iç sesim dinlesin zaten.

--alo Aslı

--aloo Zeeynepp

--Allah'ım sabrımımı sınıyorsun. Ne olur bugünlük bu kadar yeter. Zetan şu an ecel terleri döküyorum sarma şu kızı başıma.

--alooooo

--Aslıcım ya salonun kontenjanı dolmuş kayıt yapamıyorlarmış çok üzgünüm.

--ayy üzülme kızzz

--kızzz?

-- ben yeni bir yer buldum hem hocası çok yakışıklı artık oraya giderim ne yapayım.

--ne yani madem buldun haber versene boya küpü. Sana ne yalan söylesem diye burda halı saha kurdum. Çift kale maç yaptım. Hem de yenildim küme düştüm. Tabi bunları söyleyen Zeynep çok derinlerde yaşıyordu.

--tamam Aslı o zaman kapatıyorum.

Zeynep telefonu kapttıktan sonra salona sinirle baktı. Yarın çok güzel bir akşam yemeği sizi bekliyor Barış BEY. bol acılı. Ankara usulü.

UNUTMA BENİWhere stories live. Discover now