19

1.2K 144 51
                                    

Y/N: İyi okumalar, yorum lütfen💜

Gerinerek gözlerimi açtığımda karanlıkla karşılaşmıştım. Bu da hava kararana kadar uyuduğumuzun göstergesiydi. Halen Chanyeol'un evindeydim çünkü onunla beraber uyumuş ve daha yeni uyanmıştım. O ise sol tarafımda uyumaya devam ediyordu. Başımı ona çevirmiş karanlıkta yüzünü görmeye çalışıyordum ama zaten görmek bile zorken başını uyku haliyle diğer tarafa çevirdiği için sadece karışmış saçlarını görebiliyordum. Yönümü ona çevirmek için kıpırdamak zorunda kalmıştım. Bu yaptığım onun da kıpırdanmasına yol açtı ama uyumaya devam etti. Ne yazık ki gece uyuyabilmesi için artık uyanması gerekiyordu.

"Chanyeol?" mırıltıyla seslendim ama duymadı. "Chanyeol~."

Daha uzunca ve daha sesli seslendim. Karşılığında mırıldanma ve kıpırdanma almıştım.

"Artık uyanmalısın."

Ellerini kaldırıp yüzünü ovuşturdu. Başını tavana çevirip etrafına bakındı ve sonra ona seslenen beni hatırlayarak bana döndü.

"Baekhyun?" Soru sorar gibi oluşundan halen burada olmamı beklemediğini ve daha yeni burada oluşumu fark ettiğini çıkarmıştım. "Söyle."

"Buradasın." Doğru tahmin etmiştim. Başımı sallayıp gülümseyen suratını izledim. "Saat kaç oldu?"

"Uyanman gereken kadar geç oldu. Gece uyuyamayacaksın."

Doğrulup hak verdiğini belirtmek için bir şeyler söyledi. Yattığım yerden onu izlemeyi bırakıp ben de doğruldum.

"Gitmeliyim." Yataktan kalkmaya hazırlanırken Chanyeol'un dikkati kırışıklığını düzeltmeye çalıştığı örtüden tamamen bana kaymıştı. "Neden, kalmayacak mısın?"

"Chibi'nin bir şeye ihtiyacı olabilir." Anladığını belirten üzgün bir ses çıkardı. "Sana bir taksi çağıracağım. Tek gitmene izin veremem ve sen de seninle gelememe müsaade etmiyorsun."

"Orta yol bu olacaksa kabul ediyorum."

Birbirimize gülümseyip yataktan çıktık. Chanyeol'un bir taksi çağırmasını o bana sarılmış ileri geri salınırken beklemiştim. Telefonu kapatıp bana göre uzun olmasını kullanarak aşağıya bana baktı.

"Bir dakika sonra burada olur." Boşta olan eliyle hem ev telefonunu tutmuş hem de işaret parmağıyla gözüme düşen saçlarımı geriye itmişti. "Pekala."

Onu onaylamam ile gözleri dudaklarıma kaydı aynı anda bir dakikası dolmadan gelen taksinin kornası çaldı. Fikir benim de aklıma düştüğü için kayıtsız kalamadım ve parmak ucumda kalkarak hızlı bir öpücük kondurdum dudağına. Geri yere basıp kollarından çıkarak kapıya yürüdüm. Memnun bir ifadeyle peşimden geldi.

"Yarın için iyi dinlendiğinden emin ol."

"Olacağım, gidince haber ver."

"Vereceğim."

Son bir defa yanağıma hızlı öpücük vermeyi başarıp arkamdan el salladı. Henüz taksiye binip uzaklaşmaya başladığım da geride bıraktığımı özlemeye başladığımı hissedince başımın büyük bir belada olduğunu da anlamıştım.

***

Ertesi gün oyundan hemen sonra her zaman oyun sonlarında yaptığımız gibi dinlenme odasına çıkmış ve yorgunlukla koltuklara gömülmüştük. Karşı koltuğumda oturan Chanyeol ile bakışıp gülüşerek kafamı geriye yasladım. Neden güldüğümüzü ikimiz de çok iyi biliyorduk çünkü son sahneyi gereğinden fazla uzattığımızın farkındaydık. Pişman olduğumuzu ise hiç sanmıyordum. Dinlenmeyi sürdürürken aşağıda işi devam eden Kris tamamlamış olacak ki yanımıza geldi.

TEATROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin