20.Bölüm: Kırmızı Kar

3.2K 226 24
                                    

Garip bir telaşla üflediğim sıcak nefesim ağzımdan ince bir duman halinde çıkıp soğuk fayanslara değdi. Fena halde titriyordum ama bunun o anki soğukluk yüzünden olmadığını biliyordum. Arkamda duran buğulanmış aynaya baktım, tek görebildiğim ikimizin silik bir şekilde aynaya düşmüş olan garip şekilli gölgeleriydi. 

Ona baktım. Onda da aynı heyecanı görebilmek bir nebze de olsa rahatlamamı sağlamıştı. Elindeki keskin ve gri jileti şöyle bir döndürdü, öyle ustalıkla yapmıştı ki bu hareketi daha önce yaptığı hissine kapıldım. Bal rengi gözleri gözlerime değdi. "Yapalım mı?"

Başımı sallayabildim sadece. Ne düşünebiliyordum ne de hissedebiliyordum. Tek duyduğum his içimde dolup adeta coşan heyecandı. Öyle sıkı bir heyecandı ki beni terletmeye başlamıştı. Uzandım, Duman'ın sert elini kavradım. Elindeki jilet garip bir şekilde banyonun beyaz ışığında parlarken bana baktı. "Ben yapayım."

Durdu, bunu beklememiş gibiydi. Jileti elinden aldığımda sadece bakmakla yetindi. Döndüm ve küvetin içinde çoktan ölmüş olan adama baktım.

Duman adamı tanımıyordu. Ben ise oldukça iyi tanıyordum. Bu adam babamlarla Oğuz'un ölümünden sonra taşındığımız evin yanındaki evde yaşıyordu. O iğrenç eve taşındığımız günden beri beni sistematik olarak taciz ediyordu. Babama arkadaş gibi davrandığı için evimize girip çıkması çok kolay oluyordu. Oğuz'dan sonra şüphe çekmemek adına içime attığım bütün acı ve travma, Duman kan göreceğimizi söylediği anda yeniden yüzeye çıkmıştı. Aklıma gelen ilk isim de bu adam olmuştu. Evini bulmak ve onu takip etmek çok kolaydı ve şimdi burada, ellerimin altındaydı.

"Sana ne yaptı?" dedi Duman sessizce. Ölümün hakim olduğu soğuk banyoda sıcak sesi kulaklarıma ulaştı. Gözlerimi adamın çıplak cansız bedeninden almadan "Çok şey." dedim. Gözlerimin önüne adamın beni taciz ederken aldığı zevk gelmişti. Öyle iğrenç ve pis bir gülüşü vardı ki titredim ve jilet elimden kaydı. Parmaklarımdan biri hafifçe kanamaya başlarken Duman uzandı, hiçbir şey demeden beni kollarının arasına aldı ve bir süre öyle durduk. Elimden akan sıcak kan soğuk zemini boyarken ve jilet düştüğü yerde tiz bir ses çıkarırken öylece durduk. Duman'ın güvenli kolları arasında kendimi yenilemez, dokunulmaz hissediyordum. Sanki o beni böyle sardığında başıma hiçbir şey gelemezmiş gibiydi. 

Onu sevdiğimi biliyordum. Bu öyle bariz bir histi ki bize uzaktan bakan biri bunu hemen anlayabilirdi. Ona karşı hislerim, hayatımda ilk defa belli bir şeye olan tutkuma dönüşmüştü; o benim vazgeçilmezim olmuştu. Kurumuş ve dağınık saçlarımı okşayan elleri, başımın üstünde hissettiğim çenesi ve tabii ki sıcaklığı. Nasıl güvenmezdim ki ona? O benim bütün sorunlarımdan kaçışımdı, o benim sığındığım en güvenli limandı. O benim tek gerçeğimdi.

Geri çekildim. Elini uzatıp gözyaşımı sildi ve bir süre bana baktı. Gözlerindeki derin anlamda boğulacak gibi hissediyordum ve işin tuhafı boğulmak istiyordum. Onda boğulmak istiyordum. Eğildi, jileti kanın içinden aldı ve kanı temizledi. Sadece onu izledim.

Jileti bana verdiğinde daha kararlı hissediyordum. Küvete yaklaştım ve yaptım. Aylar sonra içimi dolduran his, Duman'ın varlığıyla daha da canlanmış haldeydi. Öyle cismi bir varlık halini almıştı ki neredeyse odada elle tutulur vaziyetteydi. Beyaz küvetin içinde akan kıpkırmızı kana baktım, büyülenmiş  ve hatta hipnoz olmuş gibiydim. İçimde yüzeye çıkmış olan bütün acı kanla birlikte küvetten akıyordu.

Evi her türlü şeyden temizledikten sonra, Duman ile birlikte çıktık. Kar öyle hafif ve güzel yağıyordu ki bir süre durup bu temiz güzelliği içime çektim. Duman bana baktı, sonra peçete bastırdığım parmağımı gösterdi. "Onu sarmamız gerekecek."

Siyahı Öldürmek (TAMAMLANDI.)Where stories live. Discover now