8. Bölüm: Karar

7.9K 574 83
                                    

Bardan geç saatte çıktığım, havanın soğuk olduğu bir akşamdı. Akşam sayılmazdı, gecenin geç saatleriydi daha çok. Sokak uyuyordu. Annemin ıslak ve dar sokağın sonundaki küçük ve neredeyse yıkık sayılabilecek evine yavaş adımlarla yürüyordum, içkiyi biraz fazla kaçırdığımdan başım dönüyordu. Biraz uyuşturucuya ihtiyacım vardı, ancak annem hiçbir zaman damardan almama izin vermemişti.

Kapıyı zorlanmadan açtım, içerideki iğrenç koku dikkatimi çeken ilk şey olmuştu. Kokudan ziyade, kapı açılır açılmaz ilk bakılan şey olan kahverengi eski koltukta yatan annem, tüm dikkatleri üzerine toplayan tek şeydi. Ve kolundaki şırınga.

Annemin başı koltuktan aşağı sarkmıştı, kızıl saçları yanından ipeksi bir yumuşaklıkla dökülüyordu. Kapıyı açık bıraktığımdan içeride bir akım oluşmuştu, rüzgar annemin yumuşak saçlarını dalgalandırıyordu. Yüzü ifadesizdi, gözleri donuklaşmış ve hemen sağ tarafımda bulunan saate odaklanmıştı. Sanki birini bekliyormuş gibi.

Bu görüntüyü hayatımın sonuna kadar unutmadım. Küçük ve dar sokaktaki ıslak ve yaşlı ev, birden polislerle dolmuştu. Uyuşturucu bulundurmak suçundan neredeyse hapse bile girecektim, beni kurtaran şey soyadım ve babam olmuştu. Babam benimle yıllar sonra yeniden konuştu, bir süre psikolojik tedavi görmemi istedi. Tedaviyi reddettim, kendi rızam ve isteğimle uyuşturucudan da el çektim. Annemin sabit bakışları, üzerimdeki en büyük etken olmuştu. Ölmek istemiyordum. En azından, uyuşturucu yüzünden ölmek çok saçmaydı.

Ancak hayattan yeniden zevk almamaya başlamıştım. Beni zevkle dolduracak başka şeylere ihtiyacım vardı; kan gibi. Sigaraya başladım.

Kerem'in barmen olduğu bara da o zamanlar gitmeye başladım. Kerem'le ve belki de buralardaki tek arkadaşım olan Sena'yla bu barda tanıştım. Bar küçük ancak işlek bir yerdeydi ve her zaman dolu oluyordu. Sena Çıracı, garip inanışları olan garip bir insandı. Bir gün canı sıkıldığı için tüm koluna dövme yaptıran, bir gün yine sıkıldığı için telefon açtığımda Amerika'ya gittiğini öğrendiğim bir insandı. Onu bir gün bulup bir gün bulamıyordum. Benim de böyle şeylere ihtiyacım vardı.

Sena, benden bile daha zengin bir aileden geliyordu. Babası, bir zamanlar benim babamla da ortaklık kurmuş bir holding sahibiydi. Evinde her cuma parti veren ve bu partilerle ünlenmiş bir kadındı. Diğer cinayetimi, Sena'nın bu parti evinde işledim.

*****

Sabah alarmım çaldığında küfrederek uyandım. Rüya görüyordum ve rüyaları genelde sıkıcı ve iğrenç bulurdum. Ancak bu rüyam güzeldi; güzeldi çünkü içinde Duman vardı.

İki gün olmuştu. Onu en son görmemin üzerinden 48 saatten fazla geçmişti. Hatta durun, 56 saat 43 dakika olmuş. Harika bir saat sistemi ve takıntılık.

Duman'ı düşünmeden geçirdiğim bir dakika bile yoktu. Bende bir telefonu ya da fotoğrafı da olmadığından, ona ulaşamıyordum. Bir dahaki görüşmemizde ondan telefonunu istemeye karar verdim. Büyük ihtimalle beni görmezden gelip telefonunu vermeyecekti, ancak denemekten de zarar gelmezdi.

Bugün alarm kurmuştum, çünkü bugün Kuzey Hasoğlu'yla randevum vardı. Ben olsam randevu demezdim, ancak Gülce kesinlikle randevu olduğunu üstüne basa basa söyleyip duruyordu. Ben de sonunda öyle demeye başlamıştım.

Marmara'ya açılacağımız için, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ya da yatta kimin olacağını da. Arkadaşları olur muydu, yoksa sadece ikimiz mi olurduk? Esra'ya bunu anlattığımda az daha baygınlık geçirecekti, hemen bunun bir date olduğunu vurgulayıp, yanıma kesinlikle seksi bir şeyler almamı tembihlemişti. Hatta telefonda, "Havada seks kokusu var." bile demişti. Onun yerine ben utanmıştım.

Siyahı Öldürmek (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin