MAFYA LEYDİSİ

Mafia Leydisi *10*

Araba ile yolculuğa devam ederken dehşet sıkılıp ezberlemek istediğim rap parçasını açtım.

(Dinlemek isteyenler için Rota_Tanrı Düşerken)

Ritme uygun söylemeye çalışarak geçirdiğim uzun vakitten sonra sonunda malikanenin önünde durduk. Üniversite şehrin başka bir çıkışında, ev başka bir çıkıştaydı. Ev itin öldüğü yerdeydi yani. Arkasında bir orman vardı, yapraklar ise hafif hafif dökülmüş seyirlik bir görüntü sunmuştu. Şurada bir fotoğraf çekeyim de sosyal medyada paylaşırım düşüncesi hariç pek de bir şey düşünemedim. Ah ah zamane gençliği.

Eve gider gitmez üzerimi değiştirdim ve salona geçtim. Gelmeyen hocaya karşı sinirle beklerken Kel'i aradım.

"Kel'aynak aranıyor..." Ehehehe.

"Efendim ?"

"Efendinim ben senin." Dedim ve Kel'i delirttim.

"Ne var ? Ekim leydim." Yanında birileri vardı her halde yoksa "ne var" diye sinirle çıkışıp sonra kel bir kedi edasıyla leydim demezdi. Umrumda diil.

"Kel nerede bu hoca, ben velisi sınıfta olup da dışarda bırakılan ergen gibiyim şuan." Dedim. Meraklı demedim, leydi kişiliğim...

"Geliyor iki dakikası var." Dedi.

"Tm." Deyip telefonu Kel'ine kapattım. Ahahahaahhaaa Kel'ine. Bence komik.

Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Tabi ki de gidip bakmadım bana ne çünkü, evdekilerden biri baksın. Boşuna mı para veriyoruz bunlara ? Gerçi para da vermediğimi fark edip kapıya adımladım.

Hızla açtığımda karşımda Kel'i buldum.

"Kel ?"

"Ekim ?"

"Keel ?"

"Ekim ?"

"Lan hoca nerede ?" Dediğimde kendini gösterdi. Madem kendi verecekti dersi neden böyle hocalı mocalı şeyler söyledi bu salak ya.

"Sen misin ?" Dedim anlamazdan gelerek.

"Beğenemedin mi ?" Dedi. Eh şimdi yalan söylemek de olmaz.

"Beğenemedim." Deyince ağzının içinden homurdandı.

"Geliyor şimdi arabada." Dediği zaman sevindirik tuttu beni. Sonunda şu Kel'den ve aşçıdan başka biri daha olacaktı evde iletişime geçtiğim.

Kapıya gelen adama bakınca bir yerlerden gözümün ısırdığını anımsadım.

"Seni tanıyorum." Deyince bir an yüzünde bir bocalama gördüm. Kel'de de bir endişe seziyordum.

"Kaçırıldığım ilk gün oradaydın." Dediğim zaman ikisi de rahatladı. Ama sizin de a*q yani neden beni işkillendiriyorsunuz.

"Ne oldu ?" Dediğim zaman Kel beni bir el hareketi ile geçiştirdi. Beni beni leydisini.

"Anlamadım ?" Dedim ve sert sert bakmaya çalıştım. Yüzünüz poğaça gibi olunca zor oluyor bu.

"Leydim derse başlasak iyi olur ?" Dedi Kel. Bunun üzerine yanındaki gözümün ısırdığı adam "kendini hala monarşik zaten salak mı la bu ?" Bakışı attı bana. Leydiyim ben leydi anlarım.

Ben önden önden aşağı kata inerken tam merdivenin dibinde bir şaplak sesi duydum. Kendi kendime kıkırdadım, adam Kel'e sağlam geçirmişti. Sonra spor odasına girdim en müsait yer bu odaydı çünkü, diğer yerler bir nevi hapishane idi.

Üçümüz de içeri geçince adam Kel'e dik dik bakmaya başladı, birkaç ayda değişmeyen tek şey şu bakışlar olmalıydı. Kel'e bakıyor burada ben korkuyordum.