Bölüm 11

76 6 0
                                    

çalan zilin sesiyle açtım gözlerimi saate baktım  12.25'ti gardolabımı açtım  gri tshirtimi ve jeanimi aldım hızla giyindim merdivenleri hızla indim aşağıdan tanıdık bir ses geliyordu ilerledim emma "günaydın" derken ben hala selen hanıma bakmayı sürdürdüm selen hanım önce bana sonra emma'ya baktıktan sonra "tanışıyor musunuz" diye sorunca volkan geldi ve  elini omzuma atıp "hayal benim kardeşim" dedi selen hanım ise bir anda ayaklanıp "ben kalksam iyi olur" dedi ben onu yolcu ederken "batu geldiğini biliyor mu?" deyince  hayır anlamında kafamı salladım selen hanım dışarı çıkıp evine doğru yürürken kapıyı hızla kapattım emma "hayal haydi kahvaltı hazır" diye bana seslenirken emmaya "ben kahvaltımı dışarıda yapacağım" dedikten sonra ekru hırkamı alıp dışarı çıktım tuğçeyi aradım ve parkta olduğumu buraya gelmesini söyledim söyledikten 15 dakika sonra tuğçe parkta aldı soluğu ona sabah selen hanımın geldiğinini anlattım tuğçe ise bana "biz öğlen mangerie restorantta buluşacağız kızlar gelecek, batu gelecek ve batunun arkadaşları sende gel" diye bir teklif sununca "batunun arkadaşları?" dedim "bizde yeni tanıştık" dedi tuğçe ve tekrardan "sen ev buldun mu?" deyince kafamı salladım "bebekte dublex bir ev buldum orayı almayı düşünüyorum" dedikten sonra bulunduğumuz parkın yanındaki bir kafeye gidip sıcak çikolatalarımızı içtik saat 3 olunca tuğçe ile bir taksiye binip  mangerie kafeye doğru gittik tuğçe kafeye girmeden önce bana dönüp "kendinden eminsin değil mi " diye sordu gülümsedim ve içeri doğru yürüdüm uzun bir masaya oturmuşlardı batuların sırtı bana dönüktü bu yüzden geldiğimi göremiyorlardı tuğçe koşarak masaya gitti ve "bakın burada kim var" dedi bakışlar üzerime çevrilince gülümsedim  herkes ayağa kalktı ve tanışmaya başladık tuğçe beni aras ve mert ile tanıştırdıktan sonra oturduk aras "siz tanışıyorsunuz herhalde" derken ben ve batuyu gösteriyordu batu kafasını sallayınca  mert "keşke daha önceden tanışsaydık" dedi aras kıs kıs gülerken bende güldüm dalgalı saçlarım yüzümü saklarken yanaklarım kızarmıştı telefonum çalınca ayağa kalktım ve dışarıya doğru yürüdüm telefonu açınca bulut abim "ben volkanlardayım ne zaman gelirsin" diye sordu ben ise "belli olmaz" dedim ve kapattım beyaz bantlı  topuklu ayakkabılarım ayağımı oldukça sıkıyordu ve yürümem çok zorlaşıyordu  masaya oturduktan sonra batu bana bakınca bende ona baktım uzun bakışmamızın sonunda mert "bakışamanız bittiyse eğer bir şeyler yiyelim" dedi menüler gelince yemek siparişlerini verdik batu bana tekrar bakıp "senin tedavin devam mı ediyor?" diye sordu ben ise "amerikada tedavi oldum" dedim aras "ne tedavisi" deyince ezgi "önemli değil" dedi batu "amerikaya gitmen çok önemli bir şey olsa gerek apar topar gittiğine göre" dedi "sonra konuşuruz bunu" dedim ve geçiştirdim batu eskisine göre yumuşaktı hatta çok yumuşaktı "ben hava almaya çıkıyorum"dedi batu buket ise gözlerini bana dikmiş adeta sende gitsene diyordu ayağa kalkıp "bende hava alsam iyi olacak " dedim kafenin terasına doğru yürüdük beraber batu "o son yaşadığımız şey için" derken lafını böldüm ve "unuttum bile" dedim batu gülümsedikten sonra "amerikaya neden gittiğini biliyorum" dedi konunun tatsızlığını o da anlayınca konuyu değiştirip "karşınızdaki evde oturuyoruz" dedim batu "gerçekten mi?" dedi ben ise sadece kafamı salladım ve  masaya doğru ilerlerken topuklu ayakkabılarımın acizliğine uğradım batu beni dirseklerimden yakaladı ve  "sakar"dedi gülerek, masaya doğru gittik ve sonra yemeklerimizi yemeye başladık 

yemeklerimizi yerken "geldim geleli bir çok kişinin değiştiğini görüyorum" dedim herkes sorarcasına bakarken "mesela arya kız melek olmuş, yada batu" dedim suyumdan bir yudum aldım ve devam ettim "eskisi gibi 'kaba' değil artık" derken kaba kelimesini altını çize çize söylemiştim batu bana bakarken "bence sende çok değişmişsin mesela saçlarını griye boyatmışsın" dediğinde saçımdaki gri çıtçıtları çıkardım herkes bu ne yapıyor dercesine bakarken "sonradan beğenmem belki diye çıtçıt taktırmıştım" dedim mert "bence böyle daha güzelsin" dedi  batu ayaklanıp "bence artık kalkalım" dedi herkes toparlanınca hesap geldi batu ödemeye kalkınca ise herkes itiraz etti ve sonunda hesabı hepimiz ödedik.mert "hayal bende batuların evinin önünden geçiyorum istersen seni bırakayım" deyince batu "bende eve gidiyorum zaten bende bırakabilirim" dedi ben ise "beni zaten buradan alacaklar" diye bir yalan uydurdum ve volkan abime mesaj attım 

ben mangerie restoranttayım beni alır mısın? 

mesajımdan 5 dakika sonra abim gelmiş ve beni alıp eve götürmüştü işin kötüsü eve gittiğimde bulut abimle karşılaşmıştım daha kötüsü ise evrim de vardı bulut abim beni görünce sarılmaya kalkmıştı ve daha sonra bunun kötü bir fikir olduğunun kanaatine varmıştı. ben ise beş dakika onların yanında oturmuş daha sonra da bahçedeki havuz kenarında otumuş kitap okuyordum onlar gidince bende odama çıkmıştım 

ertesi gün erkenden uyanmıştım çünkü emma ve selen hanım bizim bahçede  bir kahvaltı düzenlemişlerdi dolabımdan siyah  kaşe kloş eteğimi ve bordo trikomu giydim ayağıma ise kalın topuklu siyah ayakkabımı geçirdim ve bahçeye indim başlamak için beni bekleyen herkese günaydın dedim 

YENİ BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin