Bölüm 1

354 11 0
                                    

Çalan telefonumun sesiyle uykumdan uyandım ''acaba arama sebebin uykumdan daha önemli mi?'' dedim ''bugün okulun ilk günü olduğu için okulun yanındaki kafede erkenden buluşup kahvaltı yapacağız'' dedi ''tamam tuğçe yarım saate oradayım'' derken sözümü kesip ''hayalciğim o kadar vaktin yok aşağıdayız'' dedi onaylayıp dolabıma doğru ilerledim mor kloş elbisemle pudra pembesi ayakkabılarımı giydim ve merdivenlerden aşağı doğru indim annem kahvaltı yapıyordu ben çıkıyorum dedikten sonra arabaya doğru ilerledim Burak ''tam yarım saattir seni bekliyoruz hayal'' dedi kaan ve kızlar birkaç birşeyler söylendikten sonra arabaya bindim ve burağın arabayı çalıştırmasını bekledim okulun yanındaki kafede kahvaltımızı yaptıktan sonra okulun bahçesindeki kamelyalardan birine oturduk ve telefonlarımızla oynamaya başladık

burak ve kaan sınıfa çıkacaklarını söyleyip çıktıklarında bizde bahçede göz gezdirdik ve yeni gelenler hakkında konuşmaya başladık o sırada bahçeye bir grup erkek topluluğu girdiğinde bütün gözler oraya çevrildi o çocukları tanıdığımı sanmıyordum ki muhtemelen yeni gelmişlerdi ezgi ''bu çocuklar yeni mi?'' dedi tuğçe ''evet onlar yeni başka bir okuldan nakil olarak gelmişler'' dedi . buket ''tuğçe dersine çalışmış ''dediğinde gülmeye başladık ''nereden bileceğim burak söyledi ona da ege söylemiş ege de bunların arkadaşıymış'' dediğinde ezgi ''vallahi bayılacağım şimdi" dedi sonra sınıfa çıktık en arka sıralardan birine oturdum önüme ezgi ile tuğçe yanıma ise buket oturdu dersimize edebiyat hocamız girdiğinde yoklama almaya başladı bende kafamı sıraya koydum ve gözlerimi yumdum Gözlerimi açtığımda yanımdaki kişiyi buket sanıp ilk olarak ''kaçıncı dersteyiz'' dedim ikinci dersin sonları dediğini duyduğum bir erkek sesi işittiğimde direk kafamı çevirdim yanımda bu sabah bahçede gördüğüm çocuğu gördüğümde şoka uğradım diyebilirim çocuk bana '' adım batuhan yanına keyfimden oturmadım'' dediğinde ''ukala'' demiştim ama dönüp'' ben ukala falan değilim ama sen çok fazla konuşuyorsun'' diyeceğini tahmin edemezdim sonuçta zil çalınca kızların yanına gittim '' ben çok mu konuşuyorum?'' diye sordum kaan ''tabikide evet'' dedi ezgi ise''sen kaana aldırma da nerden çıktı bu şimdi'' dedi ''batuhan'' dedi dedim tuğçe ''sen şu yanında oturan çocuktan mı bahsediyorsun'' dedi kafamı salladım ve bahçeye çıktım. kızlar arkandan geldi ve ezgi ''bu arada çocuk yanına oturduğunda horluyordun'' dedi tuğçeye döndüm ve "şaka yapıyor değil mi" diye sordum tuğçe kafa salladı ve her zamanki kamelyalardan kaanların olduğuna oturduk. okuldan sonra burak beni ve kızları hastaneye bıraktı asansöre bindik ve 5. kata çıktık sırada kimse olmadığı için direk içeri girdim doktorum oturmamı söyledi ve bir önceki tahlillerimi çıkardı ve ''beynindeki ur sana zarar vermeye başladı mı?'' dedi ''nasıl yani?'' dedim ve doktorum bana bu ay içinde epilepsi nöbetleri bayılmalar gibi şeyler yaşayabileceğimi anlattı ''ne zaman tedavi olacağım?'' sorusuna yanıt olarak ''şu an bunun için çok erken bunu kaldıramassın'' dedi ''ilaçlarını almaya devam edeceksin fakat dozlarını arttırmam gerekecek'' dedi onayladıktan sonra kapıyı açtım ve dışarı attım kendimi ''iyi bir haber ver bize'' dedi tuğçe ve o anda gözlerimden bir damla yaş süzüldü ''tedavi olamayacağımı bu ay içerisinde bayılmalar ve epilepsi nöbetleri geçirebileceğimi söyledi'' düşecek gibi olduğumda bukete tutundum beni bir koltuğa oturttular daha sonra ''iyi misin?'' diye sordular ama hiçbir şey net değildi daha sonra beni eve bıraktılar çift kişilik yatağımın ortasına oturdum battaniyemi kafama kadar çektim ağladım kapım çalınca kapıyı kilitlediğimi hatırlayıp kapıya doğru gittim kapıyı açtım karşımda kızları görünce şaşırdım ve buket ''seni öyle görünce içimiz rahat etmedi bizde geldik'' dedi tuğçe televizyondan bir korku filmi açtı ''başka izleyebileceğimiz film yok mu?'' dedim ''ne oldu korktun mu?'' dedi ezgi ''ne alakası var?'' dedim ve geçiştirmeye çalıştım buket ''yarın önce alışverişe sonra da yemek yemeye gidelim mi?'' dedi ezgi ve tuğçe buketi onayladı fakat ben hiçbir şekilde dışarı çıkmak istemiyordum ''ben gelemeyeceğim'' dedim tuğçe ''saçmalama tabiiki geliyorsun'' dedi ve film izlemeye devam ettik sabah uyandığımda başımda konuşan kızları dinledim önce bir alış-veriş merkezine daha sonra ise yemek yemek için marinaya gideceğimizi duydum ezgi ''uyandı sonunda'' dedi ''hadi çabuk giyin biz hazırız''diye devam etti dolabımdan siyah pantolonumu siyah kareli gömleğimi ve siyah maskülen ayakkabılarımı çıkardım ezgi ''tatlım cenazeye değil alış-veriş merkezine gidiyoruz''dedi dolabımdaki pembe çiçekli beyaz bluzu çıkardı altına tuğçe onun altına beyaz kloş eteğimi buket ise bağcıklı topuklu ayakkabıları çıkarttı giyinip geldim kızlar ''harika oldu'' dedi fakat topuklu ayakkabılarım eni çok rahatsız ediyordu ''bu ayakkabıları giymesem'' dedim fakat tuğçe ''zaten 3 santim topuğu var bahane arama'' dedi merdivenlerden indik kapıya doğru ilerledik arkalarından gidiyordum ve ezginin saçları dikkatimi çekti hep açık bıraktı siyah belinde olan saçları bu sefer topluydu. buketin saçları omuzlarındaydı ve genelinde açık bırakırdı tuğçenin saçları ezginin saçlarıyla aynı boydaydı fakat dalgalıydı saçlarına maşa yapmasına gerek kalmıyordu aralarındaki tek sarışın olan ben bir aralar saçımı boyatmayı düşünmüştüm ve kızlar bana '' salak mısın kızım sen '' demişti onlara sarı saç güzel gelmesine rağmen bana kumral saç daha güzel geliyordu topuklu ayakkabılar ayağıma vurmaya başlayınca kızlara bunu bana giydirdikleri için söylenmeye başlamıştım.

YENİ BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin