Çilek

2.6K 283 21
                                    

“Uzun uzun uzaktan bakar mısın yine?”

Siyah içinde parlayan binlerce göz. İzleniyoruz.

Ve benim çileğe zaafım var.

Saat 16.35

Çilek yok mu?

Kim var?

Kim o.

Çilek kokmasını bekliyor gözlerim, pencereden bacaklarını sarkıtmış düşüncelerim var. Ellerim karıncalanıyor.

“Tadı”

diyorum çileğin

“nasıldı?”

 

Adem ve Havva’nın elması, rüyalarla bütünleşmiş bir günah. Ve hep kırmızı hatırlayacağım seni. Ama sen yine de

“Uzun uzun uzaktan bakar mısın yine?”

Gecede yayılan çilek kokusu. Uzakta , bir el yakınlığında, bir gemi var bizi bekleyen. Işıklarını yakmış denizi yakmak istercesine. Sıcaklığı buraya kadar geliyor.

Su ve ateş.

Elma dersem çık

Armut dersem çıkma.

Elma dersem git

Çilek dersem kal yanımda.

Çimen kokusu ve kuru toprak. Tutunduğum paslı demir soğuk. Bir karanlık yaklaştıkça ısınıyor bedenim. 

Kuru sıkı sözcükler çıkıyor ses tellerinden.

Ben

Sen

 

Kar mı yağıyor ellerimize? Yoksa korkudan mı buz kestik?

İşlenmek istenen tek günah. Karnıma saplamaktan zevk aldığım bir geçmiş.

O’nun haberi yok.

Şimdi bir oyun oynayalım seninle, yaz gelirken adım adım yüzüne. Sen saklan benden, ben de kaçayım senden. Her zamanki gibi.

Şimdi farklı bir oyun.

Sen saklan

Ben bulayım.

-Pes edersem diye-

Elma dersem çık

Armut dersem çıkma.

Elma dersem git

Çilek dersem kal yanımda.

24Where stories live. Discover now