× Ee? ×

325 34 16
                                    

JİMİN

"Elinizdekileri hemen yere atın!"

Polis olmak istediği halde sevgilisi istemediği için polis olmaktan vazgeçip öğretmen olan ve daha sonra sevgilisiyle ayrılınca hayatının pişmanlığını yaşayan bahtsız Jin Hocayla göz göze geldim.Onunla göz göze gelmek...Bir pazartesi sabahı aç karnına sınav olmaktan daha kötüsü sınavda kopya çekerken onunla göz göze gelmekti.
Yanından ayırmadığı hatta sınıfa bile getirdiği kedisi Eşkiyayı tüfek gibi bize doğru doğrultmuş emrediyordu.

Jin hocanın bağırmasıyla mala bağlayıp Taehyung ile kalemleri yere fırlattık.

"Kalem değil sizi şapşallar! Telefonlarınızı diyorum!"

"HOCAM KEDİNİZİN KUMUNU YİYEYİM TELEFONU YERE ATMAYAYIM!"

Taehyung'un yürek burkan haykırışıyla yutkundum ve telefonumun tuş kilidini okşadım.Telefonum ağlıyordu.

"Hocam masaya bıraksak?" dedim yaşlı gözlerle.

Bu kez teklif sırası Taehyungdaydı.

"Hocam telefonu elime alıp kendimi yere atayım olur mu?"

Hoca, onun bu masum isteği karşısında bir anda yumuşamıştı.

"İyi, olur :3"

Bunun üzerine Taehyung yere yatıp telefonuna sarıldı.
Jin Hoca memnun gözlerle Taehyung'a bakıp kedisini okşarken ben hocanın mı yoksa Taehyung'un mu daha çatlak olduğuna karar vermeye çalışıyordum.

"JİMİN! Sen de!" diye cırlayınca telefonumu yere bıraktım ve bırakmamla zil çaldı.
Neden telefonu yere bırakmadan çalmamıştı ki?
Şansıma balgam attım.

***

Her zamanki gibi teneffüse Taehyungla çıkmıştık.Kopya çekerken yakalanmak konusunda birbirimizi suçlarken bir süre sonra konu kantinin pahalı oluşuna gelmişti.Şimdi de bilim adamı tavırlarıyla bu konuyu ele alıyorduk.
Yine de kantinden almak zorunda kalıp bahçeye çıkmıştık.Ağız şıpırtılarımız ve bahçedeki ergen sesler haricinde bir ses yoktu.Taehyung konuşana kadar.

"Yah, Jimin..."

Elimdeki sandviçi kemirirken ona döndüm ve devam etmesini bekledim.

"Bu okul niye bu kadar şey?"

"Ney?"

Açılıp kapanan ağzı, merakla kalkmış kaşları ve şıpırtılarıyla gayet sevimli bir haldeydi.Gülümsedim.

"Ne bileyim, Gangster tipler var baya.Her okul çıkışı, hatta her teneffüs neredeyse kavga oluyor.Genelde tek başına takılan sessiz tiplerle uğraşıyorlar."

Dedikleri doğruydu.Ancak yapabileceğimiz bir şey yoktu.

"Şu dövülenler için kahraman gibi bir şey olmak isterdim."

Sözleri üzerine alayla sırıttım ve son lokmamı yuttum.Cevap verme gereği bile duymamıştım.Onun temiz bir kalbi ve farklı bir zekası vardı.Ancak fiziksel olarak güçlü değildi.Onu birini kurtarırken düşünemiyordum bile.Böyle bir olaya karışsa, kavga sonunda onu yerden kazıyarak alırdık herhalde.
Bir anda ayağa kalktı.

"Hadi gidip birilerini kurtaralım~"

"Çok cesursun, peki bizi kim kurtaracak Taehyung?"

"İki kişiyiz bir şekilde hallederiz bence."

"Kişi sayısı değil nitelik önemli, otur şuraya..."

Kısa bir sessizliğin ardından aniden koluma yapıştı ve arkasından beni sürüklemeye başladı.
Tanrım...Okulun arka bahçesine doğru koşuyordu ve orası yegane kavga merkeziydi.

Bizim orada ne işimiz vardı?!

Yaklaştıkça garip sesler geliyordu.Onu durdurmaya çalışmaktan vazgeçtim ve şu andan itibaren yaşanacakları bir anı olarak kabul etmeye karar verdim.
Hoş olmayan bir anı.
'Mal dostum Taehyungla neden dayak yedik' başlığı altında Youtube'de yayınlayabilirdik belki de.

Nihayet durduğumuzda az önceki garip seslerin kaynağındaydık.

Bir kavganın kısmen içine dalmıştık.

Küçük bir kalabalık ortaya aldıkları birini itip kakıyorlardı.Döven taraflar, dövülene öyle odaklanmışlardı ki bizi farketmemişlerdi bile.

Taehyung donuk bir yüz ifadesiyle kavgayı izlemeye başlamıştı.Ve evet...korkuyordu işte.Az önce kararlı bir şekilde çektiği koluma şimdi asalak gibi yapışmıştı.Farkında değildi ama deli gibi sıkıyordu ve elime kan gitmemeye başlamıştı.Kolumu kurtardım ve bu kez ben onun koluna yapıştım.

"Kaçalım mı sert çocuk?" diye fısıldadım.

Taehyung elimden kurtuldu ve kavganın içine doğru hızla ilerlemeye başladı.

"Yah!"

Arkasından yetişmeye çalışmıştım ama o çoktan grup elemanlarından birine bulaşmıştı.Bulaştığı eleman pis pis sırıtıp Taehyung'u hırpalamaya başlayınca hunharca adımlarımı hızlandırdım.Çocuğu parkta düşen bir anne korkusuyla onu hırpalayan elemana gelişigüzel bir tekme attım.Ardından Taehyung'a yöneldim ve kolum arasına almaya çalıştım sanki ben çok büyük bir şeymişim gibi.

Sonrasında yerdeydik zaten ne olabilirdi ki? Dövülen çocuğun hemen dibinde birbirimize sokulmuş halde dayağımızı yedik ve zil çaldı.Grup dağılırken yattığım yerden doğruldum.Taehyung ve diğer çocuk yamulmuş vaziyetteydi.Taehyung'un yamuk kalmaması için kafasına bir şaplak attım.

Kesinlikle öfkeden değil düzelmesi için vurdum.

"Tae...Sen tam bir...Aish!"

Taehyung'u çekip doğrulmasına yardım ettim ve diğer çocuğa döndüm.
Siyah saçları toza bulanmıştı, yatıyordu ve bizim aksimize sakin durumdaydı.

"Hey, iyi misin?"

Gözlerimizi buluşturdu ve yavaşça doğruldu.

"Hâlâ canlıyım."

Taehyung süt dökmüş kedi gibi bize bakınırken çocuk bu kez Taehyung'a döndü.

"Neden kavgaya girdin?"

Taehyung yerine cevapladım.

"Kahraman olmak herkesin hakkı, değil mi Tae?"

Çocuk tebessüm etti.O kadar kötü durumda görünmüyordu bu yüzden yardım etme gereği duymadım.Ayağa kalktım ve Taehyung'u da çekerek kaldırdım.Derse girmemiz gerekiyordu.

"Az önce yaşanan rezaleti unut gitsin" dedim sırıtarak ve Taehyung'u da alarak okula doğru yürümeye başladım.

"Ee?"

Duyduğumuz sesle çocuğa döndük yeniden.

"Ne ee'si?" dedim anlamayarak.

"Şimdi bizim grup olmamız gerekmiyor muydu?"

"Ne alaka?"

"Beni kurtardınız filan ne bileyim sonra beni grubunuza almanız gerekmiyor muydu? Filmlerde böyle olmuyor muydu?"

"Haklı aslında" diye mırıldandı Taehyung yine o bilim adamı edasıyla.
"Bi' animede böyle olmuştu."

"Olalım yani, bana uyar" dedim ben de.

"Ben Jungkook."

"Taehyung~"

"Jimin ben de."

Saçma sapan bir şekilde grup kurmuş okula doğru sessizce ilerliyorduk şimdi.

Kafalarımız pırıl pırıldı, evet.

***

._. (Yazarın içine sinmemişti.Gelecek bölümlere umutla gülümseyip telefonu bıraktı ve wc'ye doğru ilerledi.)

+5 oy ile yeni bölüm gelecektir*

-Angelo

▪BEHOLDEN▪ [yoonkook]Where stories live. Discover now