× Wonhae mahni mahni dayak ×

495 45 32
                                    


'Bugün yine dayak yedim.'

'Sınavdan en yüksek notu aldım ve ders çıkışı beni tebrik etmek isteyen sınıf arkadaşlarım tarafından dövüldüm.'

'Babamın parasına muhtaç olmayacağım.Bir kafede garson olarak part time çalışmaya başladım.Ondan daha zor ve daha az kazanacağım belki ama en azından insanların canını yakmadan kazanacağım.'

'Bil bakalım bugün ne oldu? Evet dayak yedim.'

'Bugün yine dayak yedim ama başka elemanlardan.Değişiklik iyi geldi, farklı tatlar denemeyi severim biliyorsun.Belki de mazoşistimdir.Kurtulamıyorsan zevk al demişler, o hesap.'

"Tanrım..." dedi ve iç çekti Jungkook.Elini attığı her sayfada mutlaka dayak yediğine dair bir şeyler yazmıştı.

'Bugünkü dayakta hiç ağlamadığım kadar ağladım.Bu siktiğimin Amerikan filmlerinde birisi dövüldüğü zaman onu kurtarmaya gelen tipler oluyor değil mi? Palavra...Beni şimdiye kadar sadece bir öğretmen kurtarmaya çalıştı o da meydan dayağı yediğim içindi.Olay göz önünde olmasa kimsenin bir halttan haberi olmayacaktı.Gerçi bir kere de okul hademesi dövenlerin kaçmasını sağlayarak kurtarmıştı, sayılırsa.Her neyse, canım bugün gerçekten yandı.Eve fondöten sürerek gitmek zorunda kalmaktan yoruldum.Sadece diğer tüm aptal ergenler gibi hayatımı yaşamak istiyorum.'

'Bugün bir erkeğin yaşayabileceği en rezil şeylerden birini yaşadım.Dayak yedim evet ama bunu rezil yapan şey sevdiğim kızın önünde yemiş olmamdı...'

Jungkook daha fazla okumaya kalmadan o günü hatırlamıştı.O günü, tüm hafızalardan silmek isterdi elinde olsa.

O gün, okul çıkışı bahçede bir kavga ayarlanmıştı.Taraflardan biri, kendisi gibi güçsüz ve zeki ama kendisinin aksine sert bir çocuktu.Kazanacağı her halinden belli olan rakibiyse -daha doğrusu rakipleri- bir grup okul eşkiyasıydı.
Jungkook, onların dayaklarının tadını birçok kez tatmıştı bu yüzden çocuk için acıyordu.

Kavgayı izleyecekler, hafiften toplanmaya başlamışlardı Jungkook da elleri ceplerinde kavgayı bekliyordu merakın etkisiyle.
Bir süre sonra taraflar önce birbirlerine laf atmaya, az sonra da birbirlerine girişmişlerdi.
Jungkook, birkaç dakika kavgayı izlemişti müdahale etmek isteyerek.Ancak gücünün buna yetmeyeceğini biliyordu.Kavgayı izleyenlere bir göz atmıştı.Heyecanla slogan atan destekçiler, gergin ve neşeli kızlardan oluşan kız grupları ve diğerleri.Jungkook kız gruplarının arasından dikkatini çeken üzgün ifadeli, tanıdık bir sima görmüştü.

Kalbini hızlandıran bir sima.
O kızı tanıyordu.

Lee Ji Eun.
Bir üst sınıftan, hoşlandığı kız.

Jungkook, o an hoşlandığı kızı görmüş olmanın etkisiyle gaza geldi.Zaten gerçekleştirmek istediği bu kurtarma operasyonu için cesaretlenmiş hissediyordu.Hem bu şekilde O'nu etkilerdi belki değil mi? Lee Ji Eun gerçekten üzgün görünüyordu.

"HEY! Ji Chang Wook!"

Chang Wook, havada kalan yumruğuyla nefes nefese sesin geldiği yöne doğru başını çevirdi.Yere halı gibi serilen çocuksa öfkesine mola verip merakla aynı yöne bakmıştı.

"Bir kişiye beş kişi saldırmak çok adil bir davranış, sana da bu yakışır!" dedi Jungkook.

Chang Wook yerdeki çocuğun yakasını sertçe bırakıp tamamen Jungkook'a döndü.

"İkiye iki kapışmaya ne dersin, hm?"

Chang wook sırıtarak sorduğunda kalabalık heyecanla cevabı bekliyordu.Jungkook, Chang Wook'a doğru ilerlerken "Bana uyar" dedi ve adımlarını hızlandırarak disiplin korkusunu o an için görmezden gelip sağlam bir yumruk attı burnuna.Kalabalıktan garip sesler gelirken göz ucuyla Ji Eun'a baktı.Artık üzgünden ziyade endişeli görünüyordu.

Jungkook, yaptığı şeyden sonra neler olacağını kestirebiliyordu ama umrunda değildi.Chang Wook şok içinde kanayan burnunu ellemiş, ardından kan bulaşan eliyle yaptığı yumrukla Jungkook'u yerdeki çocuğun yanına sermişti.

Şimdi öfke Jungkook üzerine yoğunlaşmıştı.

"Şimdi ikiye ikisiniz, vursana piç kurusu!"

Jungkook, nefes nefese cevapladı

"Kolumun üstümden kalk da vurayım."

"Haa, pardon~"

Chang Wook alaylı bir ifadeyle Jungkook'u kollarından tutup sertçe ayağa kaldırdı, ancak Jungkook daha elini kaldıramadan yeni bir tekmeyle yere serildi.

Tekmelerin ve yumrukların etkisiyle gözleri kararmaya başladığında bu kez Chang Wook'u durduran tanıdık bir kız sesi olmuştu.

"Chang Wook yeter artık!"

Kızın titreyen dudakları ağlamanın etkisiyle buruşurken Chang Wook, Jungkook'u bırakıp ona yöneldi.

"Sevgilim, özür dilerim, biraz sınırı aştım sanırım."

Chang Wook, kızı kolları arasına alıp olay yerinden uzaklaştırırken yanındaki dört çocuk ile birlikte kalabalık da yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı.

Jungkook, yerde bir süre oturup başı önünde yaşananları sindirmeye çalışmıştı.
Sevdiği "noona" bir başkasınındı.En olmayacak insanın üstelik.

Kalbinin acısı bedenindeki acıdan üstün gelmişti.

"Sen tam bir aptalsın."

Düşüncelerinden sıyrılıp yanında yatan çocuğa baktığında sırıttığını gördü.Çocuk doğrulabilmek için Jungkook'a elini uzattı.Doğrulup oturmayı başarmıştı ancak Jungkook'un elini bırakmamıştı.

"Ama adil bir aptalsın...Ben Jongdae."

Jungkook, tebessüm etmeye çalışarak karşılık verdi.

"Jungkook."

Jungkook düşüncelerinden sıyrılarak defteri kapattı ve yatağına uzandı.O olaya dair tek güzel detay, okuldaki ilk dostunu edinmesine vesile olmuş olmasıydı.

Kim Jongdae.

Güzel bir tanışma biçimi değildi belki ama zor bir anda edinilen dostluğun daha sağlam olacağını düşünüyordu Jungkook.

***

Kamu spotu:
Yorum yetersizliğinin her yıl binlerce acemi yazarın hevesini öldürdüğünü biliyor muydunuz? Bir can kurtarmak için siz de yorum yapın~

-Angelo

▪BEHOLDEN▪ [yoonkook]Where stories live. Discover now