A.G.15

6.1K 529 90
                                    

Dilşah'ın kalbi panikle çarparken aracı kenara çeken adam, kapısına yaklaşan polisle konuşmak için pencereyi açtı ve eğilerek polis memuruna baktı.

"Bir sorun mu var memeur Bey? "Orta yaşlı adam hafif cama doğru eğilerek cevap verdi.

"Ruhsat ve kimlik kontrol. " Araz başını sallayarak polis memurunu onaylarken adamın bakışları yan koltuktaki Dilşah'a kaydı. Kimliği ve ruhsatı uzatacağı esnada diğer polisi görmesi ile tanıdık gelen siması Araz'ın yüzünde kocaman bir gülümsemeye neden oldu. Aracın camından başını çıkarıp gülerek bağırdı.

"Kuzgun!" Polis​ tanıdık gelen hitap şeklini duyunca önce kaşları hafifçe çatıldı daha sonra yavaşça arkasını dönerek kendisine seslenen adama baktı. Gözleri gördüğü kişi karşısında sevinçle parlarken oda bağırdı.

"Vay! Savcım! " Araz elindeki belgeleri bekleyen polise uzatarak araçtan indi ve arkadaşına doğru hızla yaklaşıp sert bir biçimde sarıldı.

Dilşah ve Şükran Hanım, Araz'ın gidişi ile tuttukları nefesini bırakırken aracın başındaki polis onlarında kimliklerini isteyerek kontrol için aracına doğru ilerledi.

"Hayırdır lan ne işin var senin trafikte!? " Genç adam sıkıntılı bir şekilde başını kaşıyarak yaramazlık yaparken yakalanmış çocuklar gibi baktı Araz'ın yüzüne. Arkadaşının yüzünün aldığı şekille daha da meraklanan Araz tam ağzını açmıştıki arkadaşı cevap verdi.

"Ceza aldım! Kendi mi aklayana kadar trafikteyim sayın Savcım! "Araz anladım dercesine kafasını salladı. Bakışlarını çevrilen araçların üzerinde gezdirerek tekrar arkadaşına dönüp sorarcasına göz kırptı.

"Bu işin aslı ne? Niçin çevirme var?"

" Hapishaneden kaçan ünlü yer altı liderini ve ona sülük gibi yapışık olan sağ kokunu yakalaya bilmek için bunca tantana." Araz enterasan bir şey duymuş gibi kaşlarını kaldırarak arkadaşına baktı ve yüzüne yayılan alaylı gülümseme ile konuştu.

"Sence o herif, kaçmak için, kara yolunu mu tercih eder, hava yolunu mu, deniz yolunu mu?"

"Tabiki diğer ihtimallerden birisi. Sonuçta kara yolunu tercih ettiği için şıp diye enseleneceğini bilir. Ama başındakiler emir verdi mi sen karşı çıkamazsın. Bilirsin bizlerde düzen böyle işler. " Araz düşünceli bir şekilde arkadaşının omzuna vurarak gülümsedi.

"Bilirim Kuzgun bilmem mi." İkili arasında sohbet devam ederken evraklarla ilgilenen polis memuru yanlarına gelince sohbeti kestiler. Araz arkadaşının omzuna tekrar elini atarak gülümsedi. "Memleketten dönüşte birde ben ilgileneyim senin şu ceza işiyle. Bakalım elimizden gelen bir şey olacak mı. "

Diyerek arkadaşına sarıldı ve onunda onayıyla diğer polisteki evraklarını aldı ve  elini başına götürerek selam verip muzipçe göz kırparak aracına doğru yöneldi.

"Sırık! Ulan bu Piç adam olmaz be! " diyerek arkadaşının arkasından homurdanan  Kadir'in sözleri ile Araz başını onaylamazca sallayarak sırıtırken işittiği sözler yüzündeki gülüşün donmasına sebep oldu. Bir kaç saniye olduğu yerde taş misali kesilirken kendisini hızla toparlayarak aracına doğru ilerledi.

Uzayan yolda Araz'ın sessizliği iki kadının da dikkatini çekerken öfkeyle kararan yüzü kadınların merakını kabartsa da korkudan onlarda susmayı tercih ediyordu. Hız limitini zorlayan adam dinlenme gereği duymadan hatta gözünü dahi kırpmadan asırlık taştan konağın önüne park etti aracını. Gün şehrin üzerine yeni doğarken Dilşah iri gözlerini etrafta hüzünle gezdirdi. Küçük yaşta ayrılmıştı bu kara topraklardan fakat bu toprakların laneti gittiği yerde de bulmuştu onu.

YAZGI (ALDIRMA GÖNÜL)    - TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin