*A.G.7*

5.6K 538 31
                                    

Bölüm şarkısı :  Volkan Konak - Göklerde Kartal Gibiydim

Arka koltukta baygın bir şekilde yatan kızı aynadan kontrol etti. Ne hale getirmişlerdi kızı. O değişik saçlarında yer,yer kurumuş kan lekeleri vardı. İnce,zayıf vücuduyla küçük bir kız çocuğu gibi duruyordu. Kollarına yığıldığı anı hatırlayınca elini ensesine götürüp sıkıntıyla ovdu. Bir şey yapmalıydı. Yapmalıydı ki onu içine düştüğü girdaptan kurtarmalıydı. Yoksa bu kızın hayatı korkuları yüzünden hiçte kolay olacağa benzemiyordu. Bakışlarını  tekrar Beyza'ya çevirdi ve kendi,kendine mırıldandı.

"Kuşlar gibi yanlız,yapayanlızsın. Ama her kuşun konacak bir dalı vardır hayatta  ve kanatların kırık olsa bile hayat uçmayı öğretir sana. Tıpkı bu gün olduğu gibi!"

Kararlı bakışlarını tekrar yola çevirerek yoluna devam etti.

"Nasıl haber yok Hüma!?" Dilşah peçesinin arkasından arkadaşının gözlerine endişeyle baktı. Daha sonra etrafta yabancı olmadığını farkedince peçeyi indirerek güzel yüzünü meydana çıkardı. Aklına gelen düşünceler göğsünün sıkışmasına sebep oluyordu. Ya bir şey yaptılarsa Beyza'ya? Ya yine o lanet hücre cezalarından birini aldıysa? Başını salladı olumsuz bir şekilde. Dayanamazdı. Bir de zayıf noktasını fark ederlerse ölürdü Beyza. Elini beline atarak panikle dolanmaya başladı bahçede. Beyza zor günlerde kendisine kurtarıcı olarak gönderilen ilk kardeşiydi. Ürkek hali,korkuları,heyecanı,gözyaşları ile taşlaşmış yüreğine dokunan ilk kardeşiydi. Onu içine düştüğü karanlıktan çekip çıkaran küçük kızdı Beyza. Ellerini yüzünde gezdirerek masaya doğru ilerleyip oturdu ve sessiz bir şekilde oturan ikiliye baktı. Endişeli bakışlarını biraz önceki sorusuna cevap vermeyen arkadaşına tekrar  çevirdi.

"Hüma!" Dilşah kendisine dönen mahçup bakışlarla arkadaşının eline uzanarak tuttu. " Bu gün tahliye günü. Gidersek belki bir şeyler öğrenebiliriz. Üstelik abin ve arkadaşı nerede? Hani Beyza'yı onlar alacaktı. Hüma omzunu silkerek dudaklarını büktü.

"Abim işe gitti. Arkadaşı da söylediğim gibi şehir dışında ve bende neler olduğunu bilmiyorum Dilşah!" Mehir ikilinin gerilen sinirleri ile kendini suçlamaya başlamıştı bile. Her kesin başına bela oluyordu. Önce Giray,sonra kızlar şimdi de Beyza. Mehir'in düşünceleri bu yöndeyken ardı,ardına basılan korna sesi ile yerinde sıçradı. Diğerleri de sesin geldiği yöne dönünce Özgür kardeşine öfkeyle bağırdı.

"Ne dikiliyorsun orada kızım!? Gelde şu kapıyı açsana!" Hüma abisinin sözleri ile kendisine gelirken hızla bahçe kapısına doğru ilerleyerek abisinin söylediğini yaptı. Özgür kardeşinin açtığı kapıdan girerek  arabayı garaja park etti ve  araçtan indi. Hüma abisini süzerken eve neden bu saatte ve iş kıyafeti ile geldiğini düşünüyordu.

"Bak kızım bak! Zaten maymun ettin beni şimdi de film izler gibi seyret." Başını sağa,sola çevirip bir adım atarak arka kapıyı açtı ve içeri doğru eğilerek mırıldandı. " Gel bakalım yaralı kuş." Kaşlarını çatarak abisini izleyen kız, abisinin  kucağına aldığı kızla yavaşça doğrulup ayağıyla aracının kapısını kapatışına irice açılmış gözleri ile baktı.

"Beyza!"

Kızlar arkadaşının çığlığı ile garaja doğru koşarken Hüma abisinin dibinde  almıştı soluğu. Beyza'nın halini görmesi ile abisiyle bakışları kesişirken  damlalar da gözlerinden süzülmeye başlamıştı. Gelen kızlarda Hüma ile aynı tepkiyi verince Özgür homurdandı.

"Biriniz şu kapıyı açmayı düşünüyor mu?" Kucağındaki kıza bakışlarını çevirerek acı çekercesine yüzünü buruşturdu. Bu kızı böyle perişan halde  gördükçe sanki kalbi damarlarına kan yerine asit pompalıyordu. Bakışlarını Beyza'nın  yüzünden çekerek kardeşine baktı ve dişlerinin arasından tıslayarak öfkeyle konuştu. " Lanet olsun şu kapıyı açacak mısınız artık? Kızın  halini görmüyor musunuz?" İlk kendine gelen Dilşah olmuştu. Hemen garajdan eve geçmek için kullanılan kapıyı açarak Özgür'ün geçmesini bekledi ve daha sonra evin kapısını da açarak Beyza için ayarlanan odaya girdi. Özgür hızlı adımlarla kızı taşırken neden bu kadar hafif olduğunu düşünüyordu. Hiç mi yemek yememişti bu kız? Boşuna yaralı kuş demiyordu,gerçekten kuş gibiydi. Dilşah'ın arkasından odaya girerek açılan yatağa incitmekten korkarcasına yavaşça bıraktı ve doğrularak yatakta yatan kızı süzdü. Nasıl kıyabilmişlerdi? Hiç mi vicdan yoktu bu kıza böyle vahşice eziyet edenlerde? Düşüncelerini dağıtmak için derin bir nefes aldı ve ellerini yüzüne götürerek dolan gözlerini saklamak istercesine ovdu. Dilşah, temiz kıyafetler ve Beyza'nın  vücudunu  temizlemek için bir şeyler getireceğini söyleyerek hızla odadan ayrılırken Özgür de bakışlarını diğer kızlara çevirerek konuşmaya başladı.

YAZGI (ALDIRMA GÖNÜL)    - TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now