*A.G.2*

11.4K 659 69
                                    

Bölümümüz bayağı uzun bir bölüm oldu. Çünkü hem giriş hem ilk bölüm olduğu için tanışma evreleri filan  var. Bu yüzden  bayağı  uzun bir bölüm sizi bekliyor. Umarım sıkılmadan okursunuz. (: Sizden tek ricam oy vermiyorsanız bile hikayemiz hakkındaki fikirlerinizi benimle paylaşmanız. Çünkü biliyorsunuzki hikayemiz gerçek yaşanmış hikayelerdir. Bu yüzden yeri bende ayrı. lütfen hikayemiz hakkındaki yorumlarınızı ve düşüncelerinizi benimle paylaşın. Neyse ben sizi bölümle baş başa bırakayım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bölüm şarkısı - Ahmet Kaya- Pencerisiz Kaldım Anne

Kadife den kesesi kahveden gelir sesiiii, oturmuş kumar oynar ah ciğerimin köşesiii.

Beyza duyduğu sesle midesinin bulandığını hissetti. Annesi her zamanki gibi alkolün dibine vurmuş dili dolaşarak, sigara ve alkolün çatallaştırdığı sesi ile mahalleyi ayağa kaldırıyordu. İçinden dualar ediyordu dostu olacak şerefsizinde yanında olmaması için. Kapının kilit sesiyle battaniyeyi hızla başına çekti.

Babasına ve kaderine kızıyordu. Bir kadının rahmine atılan  tohumla ve beş dakikalık zevkle bitmiyordu her şey,aksine yeni başlıyordu. Bir pavyon gülünün o akşamki bilmem kaçıncı müşterisinin tohumlarıyım acaba diye düşündü. Sayısını bilmediği kadar beraberlik sonucu rahme düşen bir tohum ve ömür boyu taşıyacağı bir ünvan,"Piç."  Anesini ve bu hayatı çekecek gücü kalmamıştı. Küçüklüğünden beri hep ezilip dışlanan taraf olmuştu. Bunların çoğu annesi yüzünden olsa da, babasız oluşu ve dış görünüşü de en büyük etkendi dışlanmasında. Soluk bir ten,beyaza yakın tuhaf bir sarı olan saçları ve çelimsiz vücudu. Bunlar çocukların acımasızlıklarını gün yüzüne çıkartmaları için yeterliydi.

Battaniyenin  altından korkarak nefes alıyor kalp atışları küçük bir kuşun ürkekliğini aratmıyordu. Birden bir el  hissetti kalçalarında. Nefesini tutup bu iğrenç anın bir an önce geçmesini istedi. Bıkmıştı artık bu Cengiz denen pisliğin tacizlerinden. Korku ile gözlerini yumdu. Nerdeydi annesi olacak lanet kadın? Beyza korkuları ile boğuşurken adam sesinin duyulmasından bile korkmadan iğrenç bir ses tonu ile konuştu.

" Bu gün her şey bitecek yavrum. Sen bu gece benim olacaksın." Eli battaniyenin  altına kayarken Beyza nefesini tutmuş sanki donup kalmıştı. Gözlerini daha da sıkı kapatarak yaşların akmasına izin verdi. Bu lanet ev neden bir oda ve salondan oluşuyordu sanki. Bir odası olsa kapısını kilitlerdi ve  salon da yatmak zorunda kalmazdı. Ama bu adi pisliğe kilit bile engel olamazdı ki. Korkudan uyuşan beyni adamın tekrar söze girmesi ile yeniden devreye girdi.

" Uyanık olduğunu biliyorum. Hem uyuma da zaten. Seninle çok işimiz var."
Diyerek iğrenç bir kahkaha attı. " Bunca yıl anan olacak kart fahişeye neden katlandım sanıyorsun? Sırf senin için." İkinci bir sesle kalçalarındaki el aniden geri çekildi.

" Cengiz'im hadi odaya gelsene." Adamın hareket lerindeki telaşı göremeyecek kadar sarhoştu kadın. Beyza bir anlık bile olsa derin bir nefes aldı. Korkuyordu bir an önce sabah olması için içinden bildiği tüm duaları okuyordu. Adam karşısındaki kadını baştan ayağı yüzünü buruşturarak süzdü. Yıllardır bu muşmula suratlı kadını çekiyordu sırf şu yatakta yatan tazecik beden içindi bunca eziyet. Yerinden yavaşça kalkarak kadına yaklaştı buruşmaya başlamış tenine tiksinerek baktı.

" Bıldırcınım senin şu kızı kaldır da bize bir çilingir sofrası kursun." Yatağı işaret ederek Beyza'yı gösterdi. Adamın sözleri ile kadın yüzüne yayılan bir gülümseme eşliğinde onaylarcasına başını sallayarak, sarsak adımlarla yatağa yaklaşıp kızını dürttü.

"Kalk kız sünepe. Baban geldi." Kalkmak istemeyen kızını bu defa daha sert dürttü. " Kime diyorum? Kalk saçını başını yoldurma bana."

YAZGI (ALDIRMA GÖNÜL)    - TAMAMLANDI-Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon