" Neden özür diliyorsun ki? Dur... Anladım. O kavga senin yüzünden değildi ve kendini suçlu hissetmeni istemiyorum. Hem ben iyiyim." deyince sadece suratına bakmakla yetindim.

Aniden iki elini dudaklarımın iki köşesine getirip çekiştirir iken gözlerim irileşti ve dudaklarını araladı.

" Böyle daha iyi, biraz gülümse..." Deyip ellerini çekti ve gülümseyerek yanımdan ayrıldı. Allak bullak olduğunu tahmin ettiğim yüzüm ile ortalıkta kalakaldım.

Afallayıp kendime gelerek sırama geçtim. Sıranın ortalarında bir yerde idim ve iki yanımda da tanımadığım kişiler vardı.

Aniden gözlerimizin önünde Bayan Kate ve Bay Tom belirdi.

" Merhaba arkadaşlar..." Diyen Bayan Kate yine yüzünde ki gülümsemeyi eksik etmemişti. Onun bu sevecen tavrına bende gülümsedim. Ne kadar güzel bir bayandı... Bir de o ince sesi adeta kendine hayran bırakıyor idi. Bay Tom'un sözü devralması ile bu kısa hayranlık dolu düşüncelerimden sıyrılıp dudaklarından dökülen kelimelere kulak verdim.

" Arkadaşlar, bugün eğitim yok. Ancak yarın ki eğitimimiz düşünme ağırlıklı olacaktır. Yani sohbet edeceğiz ve arada sırada sizlere soru yönelteceğim. Sorular hakkında düşüncelerinizi açıkça söylemenizi ve birbirinizin düşüncelerine saygılı olmanızı istiyorum. Ancak dediğim gibi bugün değil, yarın sizleri toplantı salonuna alacağız. Şimdilik serbestsiniz. İyi günler..." Dediği anda ikisi de kayboldu. Gözlerimi hafif kırpıştırıp elimle gözlerimi ovuşturmaya başladığımda yanımdan geçip gidenleri az buçuk aralık olan gözlerimle görüyordum. Ellerimi gözlerimden çektiğim anda " Anna!" diyen tanıdık, ince bir ses ile sağ tarafıma döndüm.

Karşımda pür neşe hali ve dudaklarındaki  geniş tebessümü ile Ally duruyordu. Bende gülümseyerek karşılık verdiğimde yanıma yaklaştı.

" Nasılsın Anna? Dün seni eğitimde göremedim." derken dudaklarındaki tebessüm kaybolmuş tavrındaki neşe yerini şaşkınlığa bırakmıştı. İnce dudakları üste doğru kıvrılmış komik sayılabilecek türden anlamsız bir biçim oluşturmuştu.

" Şey, dün pek iyi değildim. O yüzden gelemedim." dedim sesimdeki özensizlik sanki durumu geçiştirmeye çalışıyordu. 

" Peki, şimdi iyisin değil mi?" deyince hızla cevap verdim.

" Evet, evet... Çok iyiyim şimdi."

" Şurada oturalım mı?" derken işaret parmağı beyaz merdivenleri gösteriyordu. Başımı hafifçe hareket ettirerek onay verdiğim de birlikte merdivenlere doğru yürümeye başladık.

Üçüncü basamağa yan yana oturduğumuzda havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Konu bir anda yarın ki sohbete gelince Ally dudaklarını dişlemeye başladı.

" Ne yapıyorsun?" diye sorduğumda sanırım beni duymamıştı ancak bir şeyler mırıldanıyordu. İyice ona yaklaşıp dinlemeye başladığımda duyduğum şeyler küçük mırıltılar idi. Bir şey anlaşılmıyordu. 

" Ya o Kate de sohbete gelirse!.." diye bağırdığında irkilerek geri çekildim. Kaşlarımı çattım.

" Niye böyle bir şey dedin?" diye sorduğumda bana döndü. 

"Sen en yakın arkadaşımsın, sana anlatacağım ama lütfen aramızda kalsın." diye tembihlemeye başlayınca az sonra söyleyecekleri bende şimdiden merak uyandırmıştı. 

" Tabii... Sen istersen aramızda kalır, merak etme." deyince gözleri dalmaya başladı ve yüzüne aptal bir sırıtış yerleşti. Uzaklara dalıp dalıp giderken bu hali beni şaşırtmıştı. Derin derin iç çekmeye başlayınca gülmeye başladım. Bu hali bana oldukça komik gelmişti.

" Aslında ben de emin değildim yani bir kaç hafta öncesine kadar... Çok... Çok mutlu hissediyorum kendimi. Sanki, sanki böyle dünyanın en mutlu benmişim gibi... Böyle kendimi çok özel hissediyorum... Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. " Duraksayınca ben söze girdim.

" Bunun zaten bir adı var: Aşk..." diye söylendiğim de parlayan gözlerini bana çevirdi.

" Evet, bunu biliyorum ama yerde miyim gökte miyim, onu bilmiyorum." deyince küçük bir espri yapmak için söze girdim.

" Bence biz bir okyanusun metrelerce derinliklerinde bir fanusun içindeyiz." gülmeye başladığımda ellerini önünde birleştirerek dudaklarını büktü ve yüzünü astı. 

" Tamam, tamam hadi devam et kimmiş bu şanslı isim?"deyince aynı heyecanla anlatmaya devam etti.

" Geçen hafta... Eğitim sonrasında odama ilerlerken Bay Tom'un seslenmesi ile ona döndüm. Bir kafeye gitmemizi önerince kabul ettim ve biz bir kafeye gittik. Sonra başladı anlatmaya... O kadar güzel konuştu ki... Beni sevdiğini anlattı, güzel sözler mırıldandı..." dalmaya başlayınca şaşkınlığımı gizleyemedim.

" B-Bay Tom mu?" diye bağırınca hızla bana döndü.

" Evet, niye bu kadar şaşırdın ki?"

" Yok... Yok canım ne şaşıracağım. Yani biraz ani oldu." diye kıvırmaya başlayınca tekrardan söze girdi.

" İşte o günden itibaren biz Tom ile sevgiliyiz..."

- BÖLÜM SONU-

Arkadaşlar kusuruma bakmayın hem geç hem de her zamanki uzunlukta bir bölüm yayınladım. Ancak bu sene çok fazla aksilik oldu.

Kusuruma bakmayın ❤️❤️💖

Beyaz GüçWhere stories live. Discover now