5. Bölüm

2.3K 182 10
                                    

Karşımızda Bay Tom duruyordu. Oldukça sinirli bir hale bürünen yüzü tuhafıma gitmişti. Çatılan biçimli kaşları ve sertçe birbirine bastırdığı dudakları ne kadar sinirli olduğunu belli eder nitelikteydi.

" Herkes dağılsın!" deyince herkes birbirlerine bakıp teker teker dağılmaya başladı. Ancak benim gitmeye hiç niyetim yoktu. Durduk yerde kavga eden Luke ve Edward'ın kavga sebebini öğrenmek istiyordum. Bay Tom yüzüme bakarken konuşmaya başladı.

" Sende gidiyorsun küçük hanım." ellerimi göğüs hizamda birleştirerek suratına bakmakla yetindim.

" Şimdi partiye gidiyorsunuz, sizinle yarın eğitim meydanında görüşeceğim. Gece yarısına kadar beklemek zorundasınız çünkü parti de eğitimin bir parçası." derken Edward ve Luke'a bakıyordu. Ancak söylediği son cümle kulağıma mantıksız geldiği için dayanamayıp konuşmaya başladım.

" Eğitim ve eğlencenin ne gibi bir bağlantısı olabilir ki?" aniden bana döndü.

" Parti de görürsün küçük hanım." deyip arkasını döndü ve yürümeye başladı. Bay Tom binaların arasında kaybolurken yüzümü önüme çevirdim fakat ikisi de yoktu. Sağıma soluma bakıp onları göremeyince partinin yapıldığı mekana doğru ilerledim. Ally ve Emily'i görünce yanlarına gitmek için adımlarımı hızlandırdım. Ally benim geldiğimi fark edince bir şeyler söylemek için kulağıma doğru eğildi. Tam dudaklarını aralamıştı ki müzik kesildi ve çok güçlü bir ışık gözleri kör edercesine etrafı aydınlattı. Ellerimle gözlerimi kapatırken ışık kesilince gözlerimi araladım.

Karşımda ki manzara ile gözlerim iyice ayrıldı. Bel kısmına kadar insan, ancak belden aşağısında kocaman bir kuyruğa sahip olan ve balığı andıran canlılardı gördüklerim. Çoğunlukla kuyrukları su yeşiliydi. Bir anda onların önünde Bay Tom belirince gözlerimi onlardan çekip Bay Tom'a bakmaya başladım.

" Sevgili deniz canlısı adayları; Karşınızda görmüş olduğunuz bu deniz canlıları geçen sene eğitimini tamamlayıp özgür bırakılmıştır. Sizin sormak istediğiniz soruları cevaplayarak yeni yaşamınıza alışma konusunda size yardımcı olacaklar. Şimdi onlara istediğiniz soruları sorabilirsiniz." deyip kenara çekildi. Bir sessizlik oluşmuştu, herkes sadece düşünüyordu. Aniden bir çocuğun sesi ile bu sessizlik yırtılırcasına bozuldu.

" Kuyruğunuz çıkarken neler hissettiniz?" diyen kişi kıvırcık turuncu saçlarıyla oldukça farklı görünürken beyaz teni üzerindeki çilleriyle bu farklılığı tamamlıyor gibiydi. Üzerine giydiği tişörtü dizlerine kadar uzanırken altta kalan pantolonu sanki nefes almaya çalışıyordu. Üzerindekilerle komik dururken tavırları onu eğlenceli biri gibi gösteriyordu.

" Öncelikle soru için teşekkür ederiz. Şöyle: Birkaç hafta boyunca bacaklarımızda ağrılar oldu ve daha sonra büyük adımlar atamamaya başladık, pantolon gibi bacağın arasından geçen kıyafetleri de giymedik. Çünkü bacaklar birbirine yapışmaya başlamıştı. Ağrıların ikinci haftasında bacaklarımızın dokusunun ve renginin değiştiğini fark ettik. Daha sonra hızla uzamaya başlayan bacaklarımızın ucunda gördüğünüz gibi kuyruğumuz oluştu."deyince herkes şaşırmış bir şekilde birbiriyle konuşmaya başladı. Büyük bir uğultu olunca Bay Tom herkesi uyararak sessizliğin korunmasını sağladı.

Bulunduğumuz salonda bir ses yankılanınca etrafa bakmaya başladık. Sesin sebebini ve nereden geldiğini çözmeye çalışır gibiydik.

" Saatler gece yarısını gösteriyor. Malesef gitmeleri gerek." deyince Bay Tom daha anlayamadan güçlü bir ışık oluştu. Bir kaç saniye sonra ışık kaybolunca gözlerimi açıp etrafa baktım ancak o deniz canlıları gitmişti.

" Evet, herkes odalarına. Parti bitmiştir. Unutmayın yarın eğitimlere devam edeceğiz dinlenmeniz gerek."deyince herkes oflaya oflaya yürümeye başladı. Arkamı dönmüş gidiyordum ki Bay Tom'un sesini duydum. Yavaşça önüme döndüm ve etrafımda kimsenin kalmadığını fark edince biraz tedirgin oldum.

" Anladın mı şimdi küçük hanım. Eğitimle eğlencenin bağlantısını..." dedi gülümseyerek.

" Onu anladım da bana neden küçük hanım dediğinizi anlayamadım." deyince alt dudağını hafif öne bükerek kaşlarını hafifçe kaldırdı.

" Daha çok şey öğreneceksin." dedi ve yanımdan geçip gitti. Biraz duraksayıp kaşlarımı çatarken son cümlesini düşünmeyi ihmal etmemiştim. Ne demek istemişti ki? Üstüme çöken ağırlıkla yorulduğumu ve bedenimin dinlenmek istediğini fark ettim. Kapıdan çıkıp eve yürümeye başladım. Kapının önündeki tablete dokunarak içeri girdim. Karnım oldukça acıkmıştı, mutfağa ilerleyip dolaptan atıştırmalık bir şey çıkarıp masanın üzerine koydum. Masanın kenarında bulunan gri sandalyeyi çekerek oturdum ve yemeğimi yemeye başladım.

Odama girip üzerimi değiştirdikten sonra beyaz yatağın üzerine uzanıp yaşadıklarımı düşünerek gözlerimi kapadım.

...

Yine eğitim zamanı diye yanıp sönen ışık ile gözlerimi açıp banyoya gittim. Kısaca bir duş alarak dolabın içerisinde bulduğum pantolon ve bluzu üzerime geçirdim. Saçlarımı da şekillendirdiğim de hazırdım. Kapıdan çıktığımda gözlerim koridorun diğer ucunda bulunan Luke'un oda kapısına takılmıştı. Gitti mi diye düşünürken kapısı aralandı.

Gözleri yeri izlerken oldukça da dalgın gibi duruyordu. Beni fark etmeden kapıdan çıkıp gitti. Kapıdan çıkıp arkasından yürümeye başladım. Yüzünü bile doğru düzgün görememiştim. Eğitim meydanına geldiğimizde herkes yine sıra olmuştu. Luke sıranın en başına giderken gözlerim Edward'ı aramıştı. Onu da sıranın ortalarında bir yerde gördüm. Başı da yerdeydi ve onunda tam olarak yüzünü görememiştim.

Meydan da Bay Tom belirince hemen sıraya geçtim.

" Evet... Herkese günaydın. Eğitimden önce şu dün ki iki arkadaşı buraya alayım." dedi iki elini göğsünde birleştirerek. Ne yapmaya çalıştığını anlamak için yüzüne bakıyordum ancak ifadesiz yüzü hiçbir şey anlatmıyordu. Luke Bay Tom'un sol tarafına geçerken Edward da sağ tarafına geçti.

" Dün ki çıkardığınız olay ile 26. kuralı çiğnediğinizi umarım biliyorsunuzdur." deyince ikisi de başını daha çok eğdi.

" Bu kavga neden oldu?" deyince ikisi de göz ucuyla bana baktıktan sonra geri önüne döndüler. Bu kavganın sebebi ben miydim? Yok benimle bir alakası olamaz ki?

" Biriniz cevap verecek mi!" derken ses tonu oldukça yükselmişti. Bay Tom'un ifadesiz yüzü yerini öfkeye bırakmıştı. Her geçen saniye de tükenen sabrı öfkesini daha da arttırıyor gibiydi. Patlamaya hazır bir bombayı andıran Bay Tom tam konuşacaktı ki Edward başını yerden kaldırıp önce bana daha sonra önüne dönüp konuşmaya başladı.

" Arkadaş ters bir hareket yaptı ben de haddini bildirdim!" dişlerinin arasından söylerken bu cümleyi ellerini sıkıyordu ve yüzündeki damarlar belli oluyordu. Hala içindeki öfkesi dinmemişti ve bu dışarıya taşıyordu.

" Ha öyleyse tamam!.. Bunun için miydi o her yeri inleten kavga! Doğru düzgün açıklayın şunu!" başta sakin ve alaycı sesi aniden yükselince irkilip geri çekildim. Luke başını yerden kaldırınca anlamsızca yüzüne bakmaya başladım. Sol gözü morun en koyu tonunu yaşarken patlayan dudağı onu çok kötü gösteriyordu. Boynunda da kızarıklıklar kendini gösterirken konuşmaya başladı.

" Verin cezamızı da gidelim artık!" Bay Tom'a anlamsız bakışlarını gönderirken.

" Cezanın da sırası gelecek. Kavga etmek burada işleyebileceğiniz en büyük suçlardan biridir ve kavga edenlerinde cezasını vermek benim yetkilerimi aşar." hafifçe öksürerek boğazını temizledi ve sözlerini sürdürdü.

" Burası çok disiplinli bir yerdir. Az önce dediğim gibi kavga etmek burada işleyebileceğiniz en büyük suçlardan biri olduğu için YMK' da yargılanacaksınız."aniden Ally'nin ince sesi yankılanınca herkes ona döndü.

" Bay Tom! Alt tarafı bir kavga ve YMK da ne oluyor?" derken bir kaç adım öne çıkmıştı ve gözleri ayrılmıştı.

"Karada ki yaşamınızda alt tarafı bir kavga olabilir ama burada alt tarafı bir kavga olamaz. YMK da şu oluyor: Yüksek Mahkeme Kurulu."deyip Luke ve Edward'a döndü.

" Dua edin de mahkeme üyeleri toplanmanın gereksiz olduğunu söylesin. Aksi takdirde bu mahkeme toplanırsa sizin için hiç iyi şeyler olmaz."

Beyaz GüçWhere stories live. Discover now