9.Bölüm

1.8K 233 61
                                    

Yavaş ve kendinden emin bir tavırla arkama döndüğümde Bay Tom ile karşılaştım. Bana üzülerek bakarken bir yandan da sanki mimikleriyle 'niye böyle bir şey yaptın?' diyordu. Onun aksine ifadesiz idim ve hiç istifimi bozmaya niyetim yoktu.

" Üzgünüm!" dedi ve ne olduğunu anlayamadan bir kaç deniz insanı kollarımdan sertçe tuttular ve sürüklemeye başladılar. Onlara hiç tepki vermiyordum ama bu sert tavırları canımı yaktığı için huzursuz sesler çıkarıyordum. Oldukça hızlıydılar ve benim adımlarım bu hıza yetişemediği için çırpınmayı bırakıp ayaklarımın yerleri süpürmesine izin verdim.

Büyükçe bir odaya girdik ve tam karşıma koca koca demirler çıktı. Önceki yaşamımda olan hapishane gibiydi burası. Sertçe beni ittiklerinde yüzüstü pozisyon alarak demir parmaklıkların içine düştüm. Hızla kapıyı üzerime kapatıp kilidi vurdular.

Hafifçe başımı yerden kaldırdım ve ellerimle yerden destek alarak ayağa zorla kalktım. Başım dönüyordu ve gözlerim bulanıklaşıyordu. Az buçuk görebildiğim kadarıyla duvarın hemen dibine demirden ve oturmak için yapılmış bank gibi bir şey vardı.

Sarsak adımlarla kendimi o demirin üstüne attım. Başımı duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Aniden iğrenç bir demir sesi ile yüzüme bir gölge düşünce gözlerimi araladım. Karşımda Bay Tom, Bayan Elizabeth ve tanımadığım üç kişi duruyordu. Onları pek de önemsemeyerek başımı tekrardan duvara yasladım ve gözlerimi kapattım.

" Kalk ayağa!" dedi Bayan Elizabeth. Hiç ama hiç istifimi bozmadan sağ ayağımı sol ayağımın üzerine attım ve ellerimi ensemde birleştirdim.

" Sana kalk ayağa dedim!" deyince pozisyonumu bozmayarak aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

" Az önce ki hareketimle sana cevabımı vermiştim. Bunu anlamayacak kadar salak olduğunu düşünememişim!" derken ses tonum oldukça mayışık ve alaycı çıkmıştı. Saygımı yitirmek istemezdim ama  içimdeki öfke ve intikam arzusu beni bu hale getiriyordu. Sonuçta bir katildi onlar benim gözümde! Annemi ,babamı öldüren bir katil!

Aniden iki kişinin yanıma geldiğini hissettim. Hızla kollarımdan sertçe tutup kaldırdıklarında gözlerimi umursamazca açmıştım. Beni bir iki adım öne doğru sürükleyip hızla Bayan Elizabeth'in ayağına doğru ittiklerinde dizlerim beni taşımamıştı ve ayağının dibine düşmüştüm. İşte şimdi canım yanmıştı! Hızla ayağa kalkıp karşısında dimdik durdum. Umursamazca gözlerine bakarken yüzüne yayılan öfkeyi görmemek için kör olmak gerekirdi. 

Bir hışım elini kaldırıp suratıma indireceği sırada bileğinden sertçe tuttum. Eli hala havadayken dişlerimi sıka sıka yüzüne yaklaştım.

" Bu ancak bir kere olur!.." diye yüzüne adeta tısladım ve hala avucumun içinde olan bileğini fırlatırcasına sertçe bıraktım. Yavaş adımlarım gerileyip bedenimi götürürken yüzüme ifadesizliğimi yerleştirdim ve o demir banka oturdum. Yüzü morun en koyu tonunu yaşayan Bayan Elizabeth bağırarak konuşmaya başladı.

" Onu mahzene götürün görsün gününü!.." hafifçe eğildi ve gözlerini kısarak sözlerini sürdürdü. " Öleceksin!.." haince sırıtıp arkasını döndü.

" Ben çoktan öldüm, fark etmez! Benim ruhum ölmüş, bitmiş. Varsın şu aciz bedenimde son bulsun ne fark eder ki?" diye haykırdım acı içinde. Göz ucuyla arkasındaki bana baktı ve önüne dönüp yürümeye başladı.

Onlar burayı boşaltırken az önceki iki deniz insanı kollarımdan sertçe tuttular. Bu esnada gözlerim Bay Tom'a kaydı. Hızlı ve hararetli bir şekilde konuşurken ellerini delirmiş gibi sağa sola savuruyordu. Bayan Elizabeth ise hiçbir şey söylemiyor ve adımlarını ısrarlı bir şekilde sertçe yere vuruyordu. Bu arada Bayan Elizabeth'in kuyruğunun kaybolup ayaklarının oluştuğunu yeni fark edebilmiştim. Sonunda onlar odadan çıkınca sürüklemeler başladı. Karşımdaki duvara doğru sürüklenir iken ne yapacaklarını oldukça merak ediyordum. Bir anda sağ kolumdan tutan kişi sertçe bıraktı ve iki elini oldukça kirlenmiş beyaz duvara yerleştirdi. Tam bu esnada duvar ortadan ikiye ayrılıp raylı bir kapı gibi geri çekildi.

Beyaz GüçWhere stories live. Discover now