22. BÖLÜM

1.6K 145 79
                                    

- ANNA-👆👆

Duyduklarım bana oldukça saçma gelirken kendimi daha fazla tutamadım ve kahkahalarıma izin verdim.

Kendimi aştığımın farkında idim ama buna rağmen kendimi tutamıyordum. 

Aniden sağ koluma giren sancı ile kahkahalarım son buldu ve iki büklüm oldum. İnlerken Bay Tom hızla yanıma yaklaşıp iyi olup olmadığımı peş peşe sormaya başlamıştı. Cevap veremedim ve kısa bir süre sonra ağrı etkisini azaltmaya başlayınca inlemelerim de yavaş yavaş dinmeye başlamıştı.

Derin bir nefes alarak yavaş yavaş doğruldum. Bay Tom irileşen gözlerini üzerimden çekip yumduğun da derin bir nefes alarak belini doğrultmuştu.

" Annem ve sis? Çok... Çok saçma!" Diye söylendiğim de gözlerim izlerin tamamen kaybolduğu sağ koluma ilişmişti.

" Anneni zamanla tanıyacaksın, merak etme. İyisin değil mi?" Diye sorunca gözlerimi ona çevirdim. Cevap arayan gözlerini gözlerime diker iken iyiyim anlamında başımı salladım.

" Ben artık gitmeliyim." Deyip başımı yere eğdim ve adımlarımı kapıya yöneltip bir kaç adım ilerledim.

" İstersen bugün eğitime gelmeyebilirsin." Deyince sadece başımı sallayıp önce odadan sonra da bu evden çıktım. Arkamda kalan kapıyı elimin tersi ile çekip kapattığımda önüme sarı renkli sarmaşıkların süslediği bir tabela çıkıverdi. Kendimi halsiz hissettiğim için Bay Tom'un önerisine kulak verip bugün evde kalmayı planlıyordum.

Sarı renkli tabelaların yol gösterimi ile kırık beyaz renkli zemin üzerinde odama doğru yol aldım. Kapının önünde belirdiğimde gözlerim hemen kapının kenarına monte edilmiş tablete kaydı ve işaret parmağımı uzattım. Kapı beni tanımış ve aralanmıştı. Kapıyı hızla itip içeri bir kaç adım atarken arkama hiç bakmadan ayak topuğumla kapıyı kapatıp kendi odama doğru ilerledim. Yine tablete dokunarak kapının beni tanımasını sağlayıp içeri girdim.

Kendimi yatağın üzerine atıp son yaşadıklarımı düşünerek gözlerimi kapadım.

...

Usulca gözlerimi araladığım da gördüğüm şey beyaz tavan idi.  Aniden 'eğitim zamanı' alarmı çalınca deli gibi yattığım beyaz rahat yatağımdan doğrulup ayağa kalktım. Kalktığımı fark eden alarm kapanınca derin bir nefes alıp banyoya ilerledim. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp kısaca bir duş aldıktan sonra dişlerimi fırçalayıp havluya sarılarak dolabın önüne geldim.

Ne giysem diye ümitsizce kıyafetlere bakarken dudaklarım üste doğru kıvrılmıştı. Sıradan siyah bir pantolon ve onun üzerine de beyaz bir bluz giyindiğim de aynanın karşısına geçmiştim.

Baştan aşağıya kendimi süzerken ellerim de saçlarımı taramaya koyulmuştu. Tarama işlemi bittikten sonra saç kurutma makinesi ile saçlarımı kurutarak dağınık bir şekilde ensemde birleştirdim. Arkamda kalan saçımı sol omzuma düşürüp son kez aynaya baktığımda görüntüm beni gülümsetmişti.

Bugün kendimi daha iyi hissediyordum ve bu durum beni ister istemez neşelendiriyordu. Evden çıkmış eğitim meydanına doğru ilerliyordum. Sonun da eğitim meydanına ulaştığımda omzumu kavrayan bir el beni ürkütmüştü. Arkama dönüp baktığımda karşımda yabancı yani Brad duruyordu. Oldukça neşeli gibi dururken hala izleri bulunan yaraları bu neşeyi gölgelendirir gibiydi.

İçim burkulurken büyük bir mahcupluk bedenimi ele geçirmişti. 

" Şey... Ben çok çok özür dilerim..." deyip kaşımın altından dudağımı bükerek ona bakmaya başladım. Yüzünü toparladı ve kaşlarını çattı.

Beyaz GüçWhere stories live. Discover now