7. Bölüm

2K 233 25
                                    

...Üç gün sonra...

Yavaşça gözlerimi araladığımda gördüğüm şey beyaz tavandı. Gözlerimi iyice açtığımda yanımda biri belirdi. Hafifçe yana döndüğümde hiç tanımadığım bir bayan gülümseyerek bana bakıyordu.

" Sonunda uyandın. Herkesi çok korkuttun." dedi o gülümsemeyi hala dudaklarında barındırırken. Yeşil olan iri gözleri ve kısa kaşları yan yana çok tatlı dururken küçücük burnu yüzünde kayboluyor gibiydi. Yanaklarının altındaki yuvarlak çenesinin üzerinde bulunan pembe ince dudaklarıyla gerçekten çok güzel biriydi. Bu güzel yüzünü çevreleyen açık kahve tonlarındaki saçları güzelliğine eşlik ederken sanki tenini daha açık göstermeye uğraşıyordu.

" Kimsiniz ve ben neredeyim?" dedim etrafıma göz gezdirerek. Çoğunlukla beyaz renkler kullanılmış ve üzerinde yattığım beyaz büyük yatağın dışında odada bir şey yoktu.

" Ben tüm deniz insanlarını ve diğer tüm deniz canlılarını iyileştiren biriyim. İnsanlar kendilerini iyileştiren kişilere doktor diyorlarmış. Önce bir adım yoktu ve bende bunu kullanmaya karar verdim. Bana doktor diyebilirsin." dedi pür neşe. Anlaşılan ismini ve yaptığı işi çok seven bir deniz insanıydı.

" Tamam Doktor. Peki burası neresi?"

" Burada hastalara bakılır sen de bayılmıştın." deyince neler olduğu bir anda gözümün önünde canlandı. Ailem! Onları öldürmüşlerdi! Katildi buradaki herkes benim gözümde!..

Gözlerimden düşen damlacıklara engel olamazken öfke ve intikam duyguları içinde bedenim sıkışıp kalmıştı. Bir hışım kalktım ayağa...

" Dur gidemezsin henüz kendinde değilsin!" derken Doktor kollarımdan tutup beni tekrardan yatağa yatırmaya çalışıyordu. Dayanamayıp onu ittiğimde sertçe yere düştü. Başını sıvazlayıp yüzünü ekşitirken ayağa kalkmaya çalışıyordu. Bu kadar sert davranabileceğim aklımın ucundan geçmezdi. İnanılmaz bir intikam duygusu bedenimi yönetirken sanki her şeyi yok edebilecek kadar güçlü hissediyordum kendimi... Buna rağmen gözyaşlarım sanki çıldırmışcasına yanaklarıma iniyordu.

" Hiç olmadığım kadar kendimdeyim! Emin ol!"deyip hızlı ve büyük adımlarla sanki yeri kırarcasına meydana ilerliyordum. İntikam! İntikam! diye sanki birisi içimde çığlık atıp bedenimi daha da zorluyordu. İçimde fırtınalar koparken gözümden düşen damlacıklar önümü bir hayli bulanıklaştırıyordu. Kendimi bu kadar güçlü hissederken acizce yanaklarıma inen damlacıklara söz geçiremiyordum.

Meydana geldiğimde herkes sıra olmuş Bay Tom ve Bayan Elizabeth de önlerinde duruyordu. Benim geldiğimi fark eden meraklı bakışlar üzerime dikilmişti. Zorla durdurdum o kırmızının en koyu tonunu aldığını düşündüğüm gözlerimden akan yaşları...Onların karşısında güçsüz görünmek en son isteyeceğim şeydi. Biraz daha ilerlediğimde meydanın tam ortasındaydım.

"Katilsiniz! Katil! Ailemi benden alan bir katil!" diye acı içinde haykırdım onlara... Kendimi öyle sıkıyordum ki tek bir damla düşmesin şu gözlerimden diye... Dudaklarını konuşmak için aralayan Bay Tom'un konuşmasını engellemek istercesine bir hışım sıradakilere döndüm.

" Ya siz? Ne ara kaybettiniz cesaretinizi! Ne ara bu hale geldiniz!? Katil bunlar katil! Ailelerimizin katili! Siz daha bir de onların önünde sıraya mı dizildiniz? Ha söylesenize! Niye bir şey yapmıyorsunuz niye?" dedim bağırarak sanki gözlerim yuvalarından fırlayacaktı.

Aniden arkamı dönünce suratıma sertçe bir tokat indi!..

" Sustum sustum ama artık haddini aşıyorsun!.." dedi Bayan Elizabeth. Sesi oldukça gür ve öfkeli çıkmıştı. Kendime daha fazla hakim olamadım haykırmaya, çığlık atmaya başladım.

Beyaz GüçWhere stories live. Discover now