Bölüm 20 ✿

869 96 65
                                    

"Levi? İşine karışmak gibi olmasın ama nereye gidiyoruz biz şimdi?" dedi Petra, gece yarısı uykudan zar zor açık tuttuğu gözleriyle şaşkınca etrafa bakarak. Levi'ın mesajını alır almaz pijamalarıyla ve ince ceketiyle dışarıya atmıştı kendisini. Soğuktan başta yanakları ve burnu olmak üzere yüzü kıpkırmızıydı. "Birazdan Güneş doğacak sanırım."

Petra'nın sorusuna mantıklı bir cevap aradı fakat bulamayınca omuzlarını silkmekle yetindi Levi. Yüzünde hiçbir ifade yoktu, boş boş etrafa bakıyordu. Kalbi hızlı atsa da bunu kabul etmedi. "Bilmem. Biraz öylesine dolaşırız diye düşünmüştüm, istemiyorsan gidebilirsin tabii."

"Hayır, hayır." diyerek ellerini hızlıca iki yana salladı Petra. Yüzüne güzel bir gülümseme yayılmıştı. Hafif bir meltem kısa saçlarını havalandırdı. Böyle güzel bir anı mahvedip nasıl eve dönebilirim ki? Yine de keşke sıcak evimizde konuşmaya devam etseydik. "Bence de dolaşmak çok güzel bir fikir. Hem temiz hava almış oluruz."

Levi, başıyla onayladı ve kızın uçuşan saçlarına baktıktan sonra ağır adımlarla deniz kenarındaki taşlık yolda yürümeye devam etti. Evet, Petra güzeldi ama bunu ona söyleyebileceğini hiç sanmıyordu. Duyguları gerçekten çok karmaşıktı, neler hissettiğinden emin değildi. Her zaman kararlı olan Levi; şu sıralar duygularına karar veremiyor, onlara bir ad konduramıyordu ve Levi kararsızlıktan nefret ederdi. Bu aslında aşırı sinirli olmasına neden olabilecek bir sebepken yanında Petra'nın olması onu tam aksine rahatlatıyordu. Önüne çıkan küçük çakıl taşına bir tekme attı. Benim derdim ne böyle? 

Petra ise Levi'ın tüm duygularından habersiz başını eğmişti, arada göz göze geldiği Levi ile ufak çaplı kalp krizleri yaşıyordu. Uzun bir süredir sadece bunu hayal etmişti, Levi'ın yanında olmayı. Şimdi ise ilişkileri gerçekten değişikti. Onunla arkadaş mıydı yoksa Levi kendisine sadece "kardeş" gözüyle mü bakıyordu? Belki de Levi da ona aşık olmuştu, kim bilir? Bu, Petra'yı çıkmaz bir çelişkiye soktu. Ayrıca kendisi dememiş miydi "Onun, beni sevmesi imkansız." diye? Aklına imkansız diye bir şeyin olmadığı geldi ve sadece kendi kendine gülümsedi. Bunlar gerçekten hayal etmesi bile güzel olaylardı. 

"Petra?" diyerek ismini tekrarladı Levi. Kızın az önce onu duymadığını fark etmişti. "Beni dinledin mi?"

"Ü-Üzgünüm!" dedi aceleyle Petra. Harika, aptal gibi görünmüş olmalıyım. Acaba ayakta mı uyuyordum? "Bir şey düşünüyordum da, dalmışım."

Levi, fazla üstelemedi. "Anlıyorum." dediğinde söylediği yalan değildi çünkü kendisinin de Petra'dan pek bir farkı yoktu. Aralarına uzun bir sessizlik girdiğinde yeniden göz ucuyla Petra'nın meraklı gözlerine baktı. "Neyi düşünüyordun?"

Petra, düşüncelerini merak eden Levi ile afallamıştı. Sonuçta Levi'dı o, herhangi bir şeyi merak ettiğini söylemek mümkün müydü ki? "Bir sorunu sadece. Aslında sorun bile sayılmaz, kendi kendime düşünüyordum."

"Ben de. Bu sıralar içimi kaplayan tuhaf bir duygu var ve bu beni sinir ediyor ama tam olarak bu histen nefret mi ediyorum yoksa hoşlandığım bir his mi emin değilim."

Petra, şaşkınlığı iyice artmasına rağmen başını olumlu anlamda salladı ona hak verdiğini belli etmek amacıyla. Konuşmanın bu denli derinlere iniyor oluşunu idrak etmesi kendisini bir rüyada gibi hissettirmişti.

"Güzel olmuşsun," dedi Levi aniden. Bu, Petra'nın köşede bayılıp gitmesi ile sonuçlanacak gibi duruyordu. Levi ise şaşkındı, bunu ağzından kaçırmıştı. Kaşlarını belli belirsiz çattı. "Tch."

Petra, hızlanan kalbi yüzünden derin nefesler almaya başlamıştı bile. Ya bu gerçekten de geceleri beni bekleyen rüyalardan biriyse? "T-Teşekkür ederim, Levi."

Levi, uzun bir süre boyunca hiç konuşmadı. Zaten Petra da konuşamamıştı, heyecanı gittikçe artıyordu. Bu söz, ona cesaret de vermişti. Söylemeli miydi ona olan aşkını? İtiraf edebilir miydi? Eğer itiraf ederse karşılık alır mıydı? Aklı milyonlarca soru ile doldu. Levi... Levi, cidden ona aşık olmuş olabilir miydi? Bu cidden çok tuhaftı. Levi, şu ana kadar kimseyi sevmemişti.

"Tuhaf duygular," dedi Levi, uzun bir sürenin ardından deniz kenarının önünde durduklarında. "Tuhaf duygular seninleyken ortaya çıkıyor."

Levi, belli ki içten içe bu duyguyu hissetmeyi de seviyordu aslında ki Petra'ya bundan rahatlıkla bahsetmeyi başarabilmişti. Elini kalbinin üstüne doğru koyarak bakışlarını yeni doğan güneşe doğru çevirdi. Hissettiği şeyler biraz daha netleşmişti şimdi.

"Ne gibi?" dedi Petra, gözlerine şaşkınlık ve umut yayılmıştı. "Bu duygulardan biraz bahseder misin bana?"

Levi,  yıllar sonra yapacağı ilk uzun konuşmayı aklından geçirdi. Eh, pek de uzun değildi aslında. Petra ile doğan güneşi izledikten sonra gülümseyerek Petra'ya döndü ve nazikçe tek elini tuttu.

"Senin yanında kendimi daha rahat, daha huzurlu ve daha güvende hissediyorum. Hatta daha neşeli. Kendimden bunları beklemiyordum, her neyse. Etrafımda sürekli senin olmanı istiyorum galiba uzun lafın kısası. İlk başta sürekli karşılaşıp durmamız ve hayatımın her yerinde bir anda belirmen beni sinirlendirmişti ama şimdi anlıyorum ki bu sinirin sebebi etrafımda olmanı istediğimi kabul edemediğimdenmiş. Seni görünce her şey daha iyi olacak gibime geliyor. Bu duygular... Gerçekten tuhaf."

"Ben de seninle aynı duyguları yaşıyorum Levi ve buna aşk deniyor."

Impossible (Levi x Petra)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin