Önüne kısaca dönüp tekrar bana baktığında gülümseyip konuştum.

" Elbette jungkook. Sen hayatımda gördüğüm en güçlü insanlardan birisin. Ona karşı durup hak ettiğin mutluluğu yaşamalısın. " dedim hala gülümseyerek.

O da sıcak bir şekilde gülümsediğinde bu gülümsemesini o kadar uzun zamandır görmüyordum ki istemsizce kalbim hızlanmıştı. İşte tam şuan da benim sevdiğim adam karşımdaydı. Gerçi ben onu her haliyle seviyorum ama gerçek halinin bu olduğunu da biliyorum.

" Seni özledim." diye ağzımdan kaçan sözlerle jungkook bakışlarını bana çevirdi.

Lanet! Bunu söylemeyecektim!

" Beni mi özledin?" dedi tuhaf olduğunu düşündüğü bir sesle. Artık duyduğu için en azından devamını getirmek istedim.

" Evet. Eski seni özledim.." dedim sessizce. Garip bir şekilde utanmıştım. O yüzden bir şey demesini istemediğim için bakışlarımı kaçırıp ayakkabılarımı çıkararak ayaklarımı topladım ve koltukta küçüldüm. Zaten o da bir şey dememiş ve sessiz kalmıştı.

Bir kaç dakika daha böyle sessizce ilerlerken jungkookun sesini duymuştum.

" Yoongiyi ara ve gecikeceğimizi söyle." deyip telefonunu bana uzattığında bir şey demeden aldım.

Tuş kilidine bastığımda siyah bir kilit resmi olduğunu görmüştüm. Ekranı kaydırıp telefonlarımızda isimlerimizin birleşimi olan şifreyi girmiştim.

' Taekook '

Kilit açıldığında hala değiştirmemiş olmasına gülümsemiştim. Ama birden duvar kağıdında kendi resmimi gördüğümde ilk şaşırdım. Sonra gülmek istemiştim ama son anda durdurmuştum kendimi.

Çünkü hala bir şeyleri unutmuş değildim. Eğer şimdi gülersem onu affetmiş gibi olurdum. Az önce ona babası konusunda yardım etmem farklı bir şeydi. Onu saymıyordum. O yüzden kendimi toparlayıp aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

" Telefonum nerde?" diye sorduğumda kendi resmime bakıyordum bir yandan.

" Telefonum nerde?" diye sorduğumda kendi resmime bakıyordum bir yandan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir yere bakıyordum hüzünlü bir şekilde. Muhtemelen jungkooka bakıyordum çünkü geçen sene ki yıl sonu etkinliğine ısrarla davet etmiştim ve gösterinin sonunda onu ararken çekilmiş olmalıydı. Halbuki gelmedi diye üzülmüştüm. Ama demek ki gelmişti. Ve hatta fotoğrafımı bile çekmişti.

Gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırıp rehbere girerek yoonginin numarasını bulduğumda arama tuşuna basıp kulağıma koydum.

" Torpidoda. Neden telefonun kapalı? Annen sana ulaşamamış. Çok endişelenmiş." derken bakışlarımı ona çevirdim.

" Annem hep endişelenir kook. Sanki onu bilmiyorsun. " derken telefon bir iki çalışın ardından açıldı.

" Alo?"

I Hate You | I Love YouWhere stories live. Discover now