Ufaklık!

6K 158 7
                                    

4 GÜN SONRA

Güneşin rahatsız edici ışıklarıyla zor da olsa araladım gözlerimi.Keşke daha erken yatsaydım. Iyi de niye erken yatmadım? Gece hazırlık yaptığımı hatırlıyorum. Peki niye? Aah kahretsin bugün okul var!!!

Hemen yatağımdan fırlayıp banyoya koştum. Kısa bir duş alıp saçlarımı düzleştirdim ve en zor aşamaya geçtim. NE GİYECEĞİMM??!! En azından ilk gün biraz güzel gözükmek istiyorum. dizimden 5 parmak kadar yukarda çok yapışmayan siyah bir etek üzerine beyaz gömleğimi giydim ve gri ağırlıklı bir makyaj yaptım. Sıra çanta bulmaktaydı ve ben hiçbir çantamın yerini bilmiyorum. Dolabımda birkaç kıyafeti kenara çekip ilk gördüğüm çantayı aldım ve içine gerekli olabilecek şeyleri doldurdum. Çok kısa süren kahvaltının ardından kapıya çıktım. Tam kapıda ayakkabılarımı gidiyordum ki OLAMAZZZ şarjım %20!!!! Artık cok geçti zaten biraz geç kalacaktım. Aceleyle evden çıkıp bir taksi çağırdım. Gelir gelmez binip okulun adresini söyledim.

*****

İşte karşımda duruyor. Uzun bir yaz tatilinden sonra yine OKUL. Okulla hiçbir alakası olmasa da ona okul diyerek içimi rahatlatıyorum. Taksiyle geldiğim için geç kalmamıştım. Okul bahçesine adım attım ve yavaşça 11-E sınıfına doğru ilerlemeye başladım. İlerlerken önünden geçtiğim sınıfları anlatayım size. Ilk önce etrafa şaşkınlıkla bakan okulu tanımaya çalışan çömez(çaktırmayın ilk ben de böyleydim) hazırlık sınıfları. Daha sonra okulu biraz da olsa tanımış, hazırlıklarla ölümüne dalga geçen 9. sınıflar. Sonra kendi hallerinde takılan 10lar. En ileride ise zavallı 12ler. Yazık, bu zamana kadar bu lanet okulda hiçbir şey öğrenemediler ve son sene manyak gibi heyecanlılar. Yüzlerinden belli. Veeee işte 11leeeer. Koşarak sınıfımın olduğu sıraya gittim ve en yakın arkadaşım olan  Mouse a sarıldım. Ona böyle dememizin sebebi fare gibi bir burnu olmasıydı ve bu onu inanılmaz güzel yapıyordu. Onun yanında fazla sönük kalıyordum. O da bana bağırarak sarıldı. Bir an sağır oldum falan sandım ama HAYIR. Herkesin susmasının sebebi müdürün gelmesiymiş.

*****

Lanet olası uzun müdür konuşmaları. Oof kafama güneş geçti ve adam hala konuşuyor. Bir süre daha konuşup bizi sınıflarımıza gönderdi. Herkes tabi ki geçen seneki sıra arkadaşını bulup bir sıraya geçti. En arka tabi ki mouse ile benim yerim. Bu kural değişmez! Herkes sırasına yerleşip yaz tatili anılarını anlatmaya başladı. Biz de yaklaşık yarım saat muhabbet ettikten sonra sınıfa ilk öğretmenimiz girdi. Ve söylediği ilk cümleye bakar mısınız!! Hepinize başarılı bir okul dönemi diliyorum sevgili çocuklarım. Yahu ne başarısı?!?

Onun arkasından 6 öğretmen daha girerek aynı cümleyi söyledi. Son derse girmiştik. Son olarak sınıf öğretmen girdi ve yarın gideceğimiz gezi hakkında konuşmaya başladı:

Evet çocuklar size önceden de haber verdiğimiz gibi yarın ikinci tatiliniz başlıyor. Şimdiye kadar kaynaşmamış öğrencilerin birbirleriyle iletişimlerini artırmak için düzenlediğimiz programda eş olacaklar kura yolu ile seçilecekti. Ancak bu kararı değiştirdik. Müdür bey bizzat kendi gözlemleri ile kaynaşamamış kişileri belirledi ve onları eşleştirdi. Benim işim sadece kimlerin kim ile eş olduğunu söylemek. Ama önce size geziden bahsedeceğim. Öncelikle 9 aylık bir süreç olduğu için bütün kıyafetlerinizi ve lazım olacak eşyalarınızı yanınıza alın. Kalacağınız evlerde çamaşır makinesi bulaşık makinesi vs olacağı için rahat olacaksınız. Bi dk yaa çamaşırları ben mi yıkayacağım!? Denize yakın bir yerde kalacağız bu yüzden günün her saati istediğiniz şekilde yüzebilirsiniz. Dışardan yemekler çok düşük ücretle gelicek. Kendiniz de yemek yapabilirsiniz. hahah Alışveriş yapabileceğiniz çok fazla yer var. Bu bizim programımız olduğu için sizden ortak şeylerde para almayacağız. Ulaşım şeyleri vb gibi. Kendiniz alışveriş yaptığınızda bunun parasını ödeyeceksiniz. Ancak buradaki fiyatlar gibi değil çok çok çok daha ucuz fiyata alacaksınız. Sonuçta öğrencisiniz ve 9 ay boyunca orda kalacağız. Yarın hep birlikte buradan otobüsle havaalanına gideceğiz. 6.30da okulda olun. İstediğiniz kadar eşya alabilirsiniz. Şimdi size eşleri okuyacağım.

Courtney ve Harry

James ve Katy

Isaac ve Claire(en nefret ettiğim kız fazla kendini beğenmiş )

Micheal ve Isabel

Stanley (sınıfta en iyi anlaştığım erkek) ve Eve

Shane ve Megan(bu mouse oluyor)

.

.

.

offf kadın hala ismimi okumamışti ve geriye sadece 4 kişi kalmıştık.

Ve Luke ile Chloe

yo yo yo yo yooo kesinlikle yanlış duymuş olmalıydım böyle birşey olmasi imkansızdı. Ben farkında olmadan kapattığım gözlerimi açtığım sırada kapı çok gürültülü bir şekilde çarpıldı. Kim olduğunu anlamak için etrafıma bakındığımda bunun LUKE olduğunu farkettim. Öğretmen koşarak arkasından giderken Luke bu kişileri zaten baban seçti ona gitmenin hiçbir mantığı yok diye bağırıyordu. Luke ? baba? seçmek? müdür? YOK ARTIK MÜDÜR LUKE'UN BABASI MI???? Girdiğim kısa depresyondan (evet benimkiler en fazla bu kadar sürer)çıkıp öğretmenin arkasından bizi değiştirmesini söylemek için koşmaya başladım. Hem 9 ayımı onunla geçireceğimden korktuğum için hemde diğer binadaki müdür odasına koşarken yüzüme vuran rüzgar yüzünden gözlerim yaşarmıştı. kafamı eğdim ve öyle koşmaya devam ettim. KESKE EĞMESEYDIM. Birden popo üstü yere düştüğümde birine çarptığımı farkettim. Yavaşça kafamı kaldırdığımda bu kişinin bana çatık kaşlarla bakmakta olan Luke olduğunu anladım. Boşuna koşuyorsun ufaklık babam seni dinlemez dediğinde sinirlenmiştim. Ufaklık ha !? Sen şimdi görürsün kimmiş ufaklık. Yerden hızlıca kalktım. Müdür odasına gitmek için onu geçmem gerekiyordu. Yanından da dolanabilirdim ama ben işte salak gibi üzerine yürüyüp onu ittim. Ve bilin noldu? 1mm bile yerinden oynamadi. Tersine ben yine yerdeydim. Ona sinirli bakışlarımdan birini yolladım.(bunu yaptığımda sinirli oluşumdan değil çirkinligimden kaçıyorlardı) Bunun üzerine bana dalga geçen bir şekilde sırıttı ve gitti. Yerden kalkıp müdürün odasına doğru gittim. Tam kapıyı çalacakken kapı açıldı ve müdür dışarı çıktı. Suratıma bakıp kaşlarını çattı. Niye öyle bakıyordu? Suratımda bir şey mi var acaba? Ağladın mı sen? diye sordu birden. Gözlerim kızarmıştı galiba. Yoo, niye ağlayayım kii? dedim karşılık olarak. Salak adam beni okulun Playboyu sayılan çocuk ile eş yapıyorsun sonra Ağladın mı diyorsun!! Tabi ki ağladım! Sanki aklımı okumuşçasına Bak Chloe böyle bir uygulama güzel olacak üstelik eğleneceksiniz. Öğretmenlerin gözetiminde olacaksınız size bir zarar gelmeyecek. Ne kadar hassas biri olduğunu biliyorum kiiim ben mi? hassas falan değilim ben! Oğlum dışardan kendini beğenmiş, ukala gözükse de nasıl da tanıyor oğlunu öyle değil bu yüzden sana en uygun kişinin o olduğunu düşünüyorum. Lütfen sadece deneyin olur mu? Ben onu ikna edeceğim ama lütfen sen de mutlu ol. Öğrencilerimin mutluluğu benim için en önemli şeydir. dedi. Eh bunun üstüne bişey diyemedim kafamı sallayıp ordan ayrıldım. Bu neyin kafasıydı böyle!! Zorla biriyle eş olup 9 aylığına tatile gönderiliyordum. Sanırım rahatlamak için ağlamaya ihtiyacım vardı. Koşarak sınıfa girip üzerime çevrilen meraklı bakışlara aldırmayarak çantamı aldım ve yine koşarak yaklaşık 30 saniyede okul bahçesinden çıktım. Kulaklığımı sertçe kulağıma takıp rastgele bir şarkı açtım. Suratıma vuran zaten dolu gözlerimi iyice ağlamaya zorlayan rüzgara rağmen eve doğru yürümeye devam ettim. Biraz daha dayanmalıydım. Eve gidince manyak gibi ağlayacaktım...

Eveet bu da 2. bölüm. Dedigim gibi stres atmak rahatlamak için yazıyorum. :D

Ufaklık ve PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin