miserable; jimin

2.5K 422 92
                                    

Ellerini ve ayaklarını kullanamaz halde etrafına bakındı minyon beden. Bileklerini sıkan bağlara ek olarak bir de yanan döküntünün ısısı çarpıyordu vücuduna. Kıyafetleri yırtılmış, bazı kısımları küle dönüşmüştü.

Bir şekilde kurtulduğu bağlarından kaçıp etrafa bakındı merakla. Deponun dışında duruyordu durmasına ama depo da yerli yerinde değildi ki, molozlara dönüşüp yok olup gitmiş gibiydi.

"Özür dilerim." dedi titrek sesiyle, neye dilediğini bilmeden.

Diğerlerini aramaya başladı.

İlk başta tek bir iz bile bulamadı onlardan, taa ki içlerinden birinin yanık bedenini görene kadar. Kim olduğu anlaşılmayacak duruma gelmişti beden. Saç diplerine kadar kavrulmayı bırak, etinin rengi bile siyaha bürünmüştü.

Diz çöktü Jimin titreyen bacaklarıyla ve gözlerini elleriyle kapatıp, ağladı.

Artık... dayanamıyordu.

Birinin bombacıyı bulmasını umarak sonunun gelmesini bekleyemezdi daha fazla.

Ellerini gözlerinden çekip açtığında yatağında olduğunu fark etti. Saç diplerinden gelen terleri boğazına kadar dökülmüştü.

Yataktan kalkıp küçük çekmeceden kıyafetlerini aldı ve odasından çıktıktan sonra kendini lavaboya kapattı. Duşun suyunu açtı, sıcak suyun altında tenini hissedemeyene kadar kaldı.

Ağlamaktan kendini alıkoyamıyordu.

Ailesini özlüyordu, hayatını özlüyordu. En çok da yaşamayı istiyordu.

Her şeye bir son vermek istese de gücü yoktu, buna üzülüyordu.

Hıçkırıkları boğazından taşarken lavabonun kapısı tıklatıldı.

"Hey, görev geldi. Yıkanmayı bırakıp koridora gel hemen."

Jungkook'un sesiyle kendine geldiğinde suyu kapatıp banyodan çıktı ve bir kaç dakika içinde çıkmak için hazırlandı.

Bu sefer neyle karşı karşıya olacaklarını kestiremiyordu.

***

Ayo + Jello

tasks for puppets #btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin