the big aisle; all

2.8K 427 325
                                    

Depodaki telefonların her biri yüksek bir gürültüyle titremeye başladı. Sese uyanan her beden ise telefonlarına uzandı. Biri hariç.

Namjoon da titreşim sesi duyuyordu odasının içinden. Fakat bir telefonu yoktu onun, hatırladığı kadarıyla.Öyleyse, bu yeni bir telefonu olduğu anlamına geliyordu.

Yatağından kalkıp kapısının önünde duran aleti eline aldı ve gelen mesajı okudu içinden.

Odasından çıkıp büyük koridora geçti. Hepsinden daha geç gelmişti ve herkesten ziyade Yoongi'yi görememişti. Normalde koridorun tam ortasında bulunan siyah koltuk takımının üstünde, herkesin şaşkınlıkla baktığı yedi yemek tabağı duruyordu şimdi. Bir de Seokjin'in önünde durduğu koltukta bir dal sigara ve bir çakmak vardı o kadar. Hepsi belirli bir yere geçtikten sonra yemeklerini kucaklarına aldılar.

"Ne için şimdi bu? Zehirleyecek mi bizi?"

Jungkook sorduğunda diğerleri yemeklerine şüpheyle bakmaya başladı. Son olanlardan sonra kimsede moral kalmamıştı.

Jimin "Ben yine de erzak dolabından yemek istiyorum..." dedi. Onca şeyden sonra saçma sapan bir şekilde ölmek istemezdi.

"Zehirlemez herhalde. Öldürmek istese patlatmaz mıydı? Tüm bunlar boşa mı gitsin ister ki?" dedi Taehyung bu sefer. Haklı taraflarının olduğu gerçeği iç rahatlatıcıydı.

Herkes farklı şeyler düşünür ve kurgularken içinden, odadaki herkesin yanına aldıkları telefonlar bir daha titredi gürce. Gelen mesajı,Hoseok seslice okumuştu.

:- Min Yoongi'nin liderlik görevi feshedilmiştir. Afiyet olsun.

Diğerlerine baktı.

"Neler olup bitiyor hiç bir fikrim yok."

O sırada Yoongi onları koridorun ucundan izliyor, yanlarına gitmek konusunda ürkek çelişkiler yaşıyordu. Bu depodan çıksa bile akıl sağlığı kuşkusuz burada kalacaktı. Diğerlerinin onu fark ettiğini gördüğünde çekinerek yanlarına gitti ve boş yere oturdu.

Jimin ve Jungkook birbirlerine şaşkınlıkla bakıyordu o anda. Yoongi'nin liderliğinin feshedilmesi onların yanılıyor olma ihtimalini, onun başından beri masum olma ihtimalini doğururdu, fakat ikilinin aksine Taehyung ve Hoseok, Yoongi'nin zarardan kaçınmak için liderliği bıraktığını düşünüyordu.

"Verdiğim görevler ne olacak öyleyse?"

Yoongi sorduğunda Namjoon düşünmeye başladı. Yepyeni bir düzen de başlayabilirdi, her şey eskiye de dönebilirdi. Eskiye dönerse depodaki hayatın giderek zorlaşacağına emindi.

Hoseok, Yoongi'yle göz göze geldiğinde, ondan daha büyük olan çocuğa sinir bozucu bir gülücük sundu ve "Daha çok endişelenmen gereken bir şey var." dedi.

Yoongi gözlerini kıstı önce, ne dediğini anlayamadığından, fakat sonra aklına dolan anılar gözbebeklerinin korkuyla büyümesine sebep olmuştu.

"A-ama bombalar etkinleşmedi."

Hoseok başını salladı yavaşça.

"Beni de bu korkutuyor ya. Kuralları yıktığımızda öleceğiz denmişti. Siz yıktınız ama nedense hiçbir şey olmadı."

Gözleri Seokjin ve Yoongi ikilisinin üzerinde gezerken depodaki herkes Hoseok'un ne ima etmeye çalıştığını biliyordu.

Tam o sırada titreyen telefonlarına bir kez daha bakmak zorunda kalmışlardı.

Hepsinde de aynı mesaj vardı.

-: Eski görevlerinize geri dönüyorsunuz.

Jungkook, mesajı okuyup bir iç çektikten sonra aynı fikirde olduğunu düşündüğü Jimin'i dürttüğünde büyük olan boğazını temizledi.

tasks for puppets #btsWhere stories live. Discover now