Endişe...

22 0 0
                                    

Matias'dan...
2 saat olmuştu ama hala Patricia gelmemişti. O sokak senin bu sokak benim dolaşıyordum. Ayaklarıma kara sular inmişti. Bir cafede oturup dinlenmeye karar vermiştim. Böylece Patricia'yı daha rahat arayabilirdim. İlk gördüğüm cafeye girdim. Cafe gayet kalabalıktı. Camın kenarındaki tek boş masaya oturdum ve bir sütlü kahve siparişi verdim. Kahvem gelene kadar Patricia'yı aramaya başlamıştım ama telefonu hala kapalıydı. O sırada kahvem gelmişti. Kahveyi getiren garson ela gözleri,fındık burnu ve siyah küt saçlarıyla gayet sevimliydi. Kahvemi masaya bırakırken sanki beni tanımışçasına gözlerime uzun uzun baktı ve küçük bir gülümseme bahşedip yanımdan ayrıldı. Bu hareketine şaşırmıştım çünkü o kızı daha önce gördüğümü sanmıyordum. "Birine benzetti herhalde." diye düşündüm. Telefonumdan Messenger'a baktım. Patricia'nın son görülmesi 4 saat önceydi. Demek ki 4 saattir ortada yoktu. Tam da bu sırada telefonum çaldı. Arayan Bayan Carmen'di. Hızlıca telefonu açtım.

-Matias,tatlım nerelerdesin ?

-Arjantin Cafedeyim Bayan Carmen. Hala Patricia'yı bulamadım.

-Matias,Patricia bulundu!

-Ne! Nerede?

-Sakin ol. Josefina'larla dolaşmaya çıkmış. Telefonunun şarjı bittiği için de bizi haberdar edememiş. Şimdi eve geldi.

-Tamam o zaman ben şimdi size geliyorum Bayan Carmen.

-Matias şu an gelsen bile Patricia'yı göremezsin çünkü çok yorgun olduğunu söyleyip yattı. "Arayan olursa ben uyanınca haber verirsin" dedi. Siz yarın okulda görüşürsünüz artık.

-Pekala Bayan Carmen. Haber verdiğiniz için çok teşekkür ederim. İyi akşamlar.

Bu konuşma beni rahatsız etmişti. Sanki Patricia bilerek benimle konuşmak istemiyordu. Kafamı telefondan kaldırıp etrafa bakınmaya başladım. Hesabı isteyecektim. Az önceki garsonla göz göze gelince bana yine uzun uzun bakıp o gülüşlerinden birini gönderdi. Rahatsız olmaya başlamıştım artık. Telefonumu ve gözlüğümü alıp masadan kalktım. Hesabı ödemek için kasaya yaklaştığımda garson kız bana garip bakışlar atmaya başladı.

"Bir sorun mu var? Bana neden öyle bakıyorsunuz?" Garson kız koluma dokunup yavaşça okşadı.

"Bana çok sevdiğim birini hatırlattınız. Bu yüzden geldiğinizden beri size bakıyorum. Eğer rahatsız ettiysem özür dilerim."

İşte şimdi rahatlamıştım. Kızın kötü bir niyeti yoktu belli ki. "Özür dilemenize gerek yok. Ben anladım sizi. Hesabı rica edebilir miyim?"

Kız bana gülümseyerek hesap defterini uzattı. Ben de ona gülümseyerek hesabı ödeyip mekandan ayrıldım. Patricia'nın yaşattığı üzüntüyü bu kız bana rahatça unutturmuştu.

Antonella'dan...
Çok heyecanlıydım çünkü okulun geleneksel maskeli balosu yaklaşıyordu. Gonzalo'yla birlikte katılacaktık tabii ki partiye. Bunun için ayrı heyecanlıydım. Bugün okul ayrı bir güzel geliyordu bana. Ama sabah kalkıp hazırlanırken içime bir kurt düşmüştü. Ya Bruno da bu partiye gelirse? Neyse,bu beni ilgilendirmez. Sanki sevgilimmiş gibi sürekli aklıma gelmesinden çok sıkılmıştım. Artık ona buna kafayı takmadan baloyu ve Gonzalo'yu düşünmem gerekiyordu. Üstümü giyinip kahvaltı sofrasına oturduktan sonra Gonzalo'yu aramaya karar vermiştim.

-Günaydın hayatım.

-Günaydın sevgilim. Nasılsın bugün ?

-Gayet iyiyim. Maskeli balo yaklaşıyor nasıl iyi olmayayım?

Gerçek Hayata Merhaba Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum