10: Tehdit Mektupları Mı?

362 59 107
                                    

Ertesi gün Barbie Candle ile Ortak Salon’da başlattığımız sohbetimize nokta koyamadığımız için Karanlık Sanatlara Karşı Korunma sınıfına gitmek üzere yola beraber çıkmıştık. Tabii birbirlerinden ayrılamadıklarından dolayı Adam Pantzike da peşimize takılmıştı ama Tuhaf Kardeşler adlı grupla ilgili sohbetimiz pek de onun katılmak isteyeceği türden değildi.

Sınıfa iyice yaklaşırken Dexter’ı yakalamış, bir şeyler konuşan Profesör Lockhart’ı gördüğümde Barbie’yle Adam’dan izin isteyerek yanlarından ayrılıp, onlara doğru ilerledim.

Yaklaştıkça Lockhart’ın dedikleri anlaşılır oluyordu “Her zaman Bay Verdon ama her zaman çekinmeden benden imzalı fotoğraf isteyebilirsiniz.”. Beni fark edince “Oh, Bayan Sanctus.” dedi. “Aynısı sizin için de geçerli.

Dexter bıkkınlıkla araya girdi “Profesör Lockhart, ben yalnızca ödevinizle ilgili bir şey sormak istiyordum.” ancak daha fazla konuşamadan Lockhart lafı ağzına tıktı “Sorunuzu sınıfta sorabilirsiniz Bay Verdon. Engin bilgilerimi seve seve sizinle paylaşırım.”

Dexter ona sinirle bakarken, Profesör bana bir göz kırptıktan sonra hızla arkasını  dönerek cübbesini savurdu ve sınıfa doğru yürüdü. Onun peşinden yavaşça sınıfın yolunu tutup sonunda içeri girdiğimizde Hansel’in yanındaki yerime yerleştim. O anda Dexter’ın söyledikleri yeni yeni kafama dank ediyordu. Sanırım yine bir şey yapmayı unutmuştum.

Yavaşça Hansel’e doğru eğildim “Lockhart’ın ödevi mi vardı?”

“Evet.” diye yanıtladı çocuk. “Lütfen yine yapmayı unuttuğunu söyleme.”. Ona bir cevap vermeye yüz bulamadan önüme döndüm.

Derken Profesör Lockhart dönen merdivenlerden yine kendine göre havalı bir giriş yaptı. Belli ki bu girişi yapabilmek için bizden önce koşa koşa ofisine girmişti. Pas parlak dişlerini gösterirken kendine hayran hayran bakan kızları süzdü. Tepkisini ölçmek için Adore’a baktığımda sanki okuldaki olaylara endişelenmeyi bırakıp ona hayran olmakla meşgul olduğunu gördüm.

“Öncelikle, bir Kelpi Canavarı’nın kollarında dibe sürüklenen genç ve güzel cadıyı kurtardığım hikayenin sonucunda bana olan övgülerinizi yazacağınız ödevlerinizi öne doğru yollayınız.”. Olduğum yerde yavaşça süzüldüm ve arkamdan gelen kağıtları direkt olarak öne uzattıktan sonra arkama yaslanarak eksik ödevimi fark etmemesini umdum.

Profeör Lockhart elinde ödevlerle birlikte masasına geçerken Hansel beni dürttü “Melrose, bu akşam yemekten sonra bizimle gelir misin?”.

“Nereye? Kimlerle?” ödev olayından kaynaklanan gerginliğim sesime yansımıştı.

Etrafına bir göz attıktan sonra sesini iyice alçaltarak “Şu devamlı koridorlarda kaybolan Weasley ikizleri var ya, işte Carl ve ben onların nereye gittiklerini merak ediyoruz. Bu yüzden bu akşam onları takip etmeye karar verdik… Dexter’a da sordum ama ilgilenmedi.” dedi ve önüne dönmeden önce ekledi “Macera havandaysan bize katıl.”.Gerçekten de onların okul içerisinde nasıl bu kadar çok, gözden kaybolabildiklerini ben de merak ediyordum ve bu yüzden Hans’lara katılmak reddedemeyeceğim bir teklifti.

Tam ona “Harika olur.” demiştim ki Profesör Lockhart “Bay Trixy!” diye bağırarak dikkatleri üzerine çekti. “Ödeviniz elime geçmedi.”

Çocuk pişkin pişkin “Çünkü yapmadım.” deyince arkadaş grubu kıkır kıkır güldü. Rastus Trixy tahammül edilmesi imkansız bir çocuktu ve daha önce birçok kez kanıtladığı üzere Finn’le uğraşmayı eğlence haline getirmişti. Onun açığını bulmanın zevkiyle ağzımı kapalı tutamadım “Burnunun büyüklüğünden kağıdı mı göremedin, Trixy?”

Melrose: Hufflepuff KupasıWhere stories live. Discover now