5: Dikkatli Olun

618 76 187
                                    

Havalar gittikçe soğumaya devam ediyordu. Hafta sonundan sonraki perşembe Dexter ve Adore’la birlikte uçuş dersi için bahçeye doğru yola çıkmıştık. Dün son dersin astronomi olmasından dolayı tüm Hufflepuff birinci sınıflar olarak geç yatmak zorunda kalmıştık ve haliyle sabah kalkmakta neredeyse hepimiz zorlanmıştık. Uyanabildiğimizde derse hala zaman vardı ama maalesef kahvaltı için çok geçti.

Dexter Uçuş dersi için en heveslimiz gibi görünüyordu ve bahçeye doğru giderken ona ancak koşar adımlarla yürürsek yetişebiliyorduk. Ortak Salon’dan çıkışımız uyku sersemliği ve aceleye geldiği için ilk anda unuttuğum bir şeyi hatırladım  ama benden önce Adore konuştu, “Hansel nerede?”

“Sanırım hala yatakhanede.” diye yanıtladı Dexter. Bunu fazla rahat söylemişti. “Sabah seslendik ama yatağından kalkmadı.”

“Acaba hasta mı?” diye sordum onun için endişelenerek. Uyuyakalmış da olabilirdi.

Dexter hızla yürümeye devam ederken umursamaz bir tavırla, “Bilmiyorum.” diye yanıtladı bu kez. “Ama harika bir dersi kaçırıyor.”. O daha da hızlanınca Adore’la peşinden koşmaya son verdik. Gerçekten de bu ders için fazla hevesliydi ama bu şekilde ilerlemeye devam edemezdim.

“Hadi,” dedim. Derse daha yirmi dakika vardı. “ gidip onu getirelim.”. Adore ifadesizce peşime takıldı.

Ortak Salon’un girişinde Hansel’in ablası Alaska’yla karşılaştık. Yanında da Justin vardı ve belli ki onlar da dersliklerine gidiyorlardı. “Alaska.” diyerek kızı durdurdum. “Hans bu sabah yatağından çıkmamış. Acaba bir sorun mu var?”

Alaska’nın bakışları endişeyle doldu. “Bilmiyorum.”.  Keşke kızı hiç bulaştırmasaydım dedim içimden. Onu da boşu boşuna endişelendirmiştik. “Sen onu gördün mü Justin?” diye sordu.

“Hiç dikkat etmedim” diye yanıtladı Justin.

“O zaman onu hızla kontrol edip çıkalım da uçuş dersine geç kalmayalım.”  dedim Adore’a bakarak ve içeri girmek için bir adım attıktan sonra Alaska’nın alaylı kahkahasını duyunca yeniden ona döndüm.  

Kız , “Uçuş dersi mi dedin?” diye sorarken sanki az önce yapılmış bir espriyi anlayan tek kişi oymuş gibiydi. “O dersten nefret eder.” gülmeye devam ediyordu ve ben hala espriyi anlamamıştım. “Yükseklik korkusu var da.”

Onlardan ayrıldıktan sonra Hans’ı bin bir zahmetle dışarı çıkarabildik ve yolda dil dökmeye devam ederek bahçeye vardık. Hufflepuff ve Ravenclaw öğrencilerinden oluşan büyük grubun yanına Madam Hooch’la aynı anda ulaşmıştık.

Kadın kalabalığı yararak aramızdan geçtikten sonra  “Günaydın çocuklar.” dedi.

Yarım yamalak “Günaydın!” sesleri duyulduktan sonra “Evet,” diye devam etti Madam Hooch. “Herkes süpürgesinin sol tarafına geçsin.”

Uçuş dersinin süresi oldukça kısaydı ve bu yüzden öğretmen derse başlama sürecini uzatmak istemiyordu.

Süpürgemin soluna geçtikten sonra Madam Hooch’un yeni talimatını bekledim. Sarı gözlerini üzerimizde gezdirdi. “Bu kısmı zaten öğrendiniz. Ellerinizi süpürgenizin üzerine uzatıp yukarı diyerek onu çağırın.”

Hala herkes ilk seferde süpürgelerini çağıramıyordu ama birkaç denemenin sonunda uğraşmayı sürdüren yalnızca bir kişinin sesi duyuluyordu. Finn sabrını koruyarak art arda yukarı demeye devam etmekteydi.

“Hah,” dedi Ravenclaw’dan Rastus Trixy. “Süpürgeler bile bulanıklara dayanamıyor.”.   O binadan birkaç kişi güldü fakat Finn rahatsız olmuş görünmüyordu hatta onu duyup duymadığından bir an şüphe ettim.

Melrose: Hufflepuff KupasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin