5.Bölüm

2.2K 32 0
                                    

"Burada daha fazla kalamam."
"Kar tatili bittiğinde yeni bir eve çıkmalı..."
"Peki ya çocuklara ne diyeceğim?"
"Yeni öğretmenlerine alışana kadar idare etsem yanlarında? "
"Okulun bütçesinin fazladan bir öğretmene verecek kadar paraları olmadığı sürülecek önüme eminim."
"Offf.. offf..."
"En iyisi kalkıp kahvaltı hazırlayayım ama ılk önce geldiğimden beri bakmadığım şu telefona bakayım." diye geçirdi en son aklından Asrın.
O kadar soru içerisinde düşündüğün son şeyi eyleme dönüştürerek.
Telefonun ekranına dokunduğu anda Naz'la birlikte olan fotoğrafın ekranda belirmesine hazırlıklıydı.
"Üç mesaj..." dedi dudaklarını hafifçe kıpırdatarak.
Mesajlar sekmesinden açtığı kutucuğun en üstünde Nazikom yazan mesajı gördü.
Kendini bildi bileli ismi hep bu şekilde duruyordu Naz'ın,telefonda.
Mesajı açar açmaz uzunluğuna göz gezdirdi ilk önce.
Fakat gözleri kelimeleri seçip o kelimelerin bağladığı cümleleri ayırt edip algılaması ile hücum eden gözyaşlarını tutamamaz olmuştu artık akarken.
Sinirle sıktığı avucunun ıcınde ki telefonu koltuğun üzerine hızlıca bırakıp "aşağılık" diyerek yatak odasına attı kendini.
Odanın kapısının arkasına astığı sabahlığını üzerine geçirdi ilk önce.

"Fahişe!"
Demişti dişlerinin arasından.

"Nasılda teslim ettim kendimi ona, nasıl!"

"Aptalsın kızım sen aptalın önde gidenisin dost dediğin insana dön bak. sen onun için,onu aşağılamadığını göstermek ..."

"Demek görüntülerim var elinde. Demek Ahmet'le o gün arkamdan çok güldünüz!"

"Sen nasıl adi bir orospuymuşsun!"

Içinden sıraladığı hakaretler ile banyonun yanındaki  mutfağın yolunu tuttu.
Midesinin bir şey kabul etmeyeceğini biliyor fakat oyalanacak bir şeyler bulamazsa kafayı yiyeceğini düşünüyordu.
Mutfak masasına bıraktığı poşetlerin içinden gözüne ilk kestirdiği domateslerden bir tane aldı ve yıkamadan çekmeceden çıkarttığı bıçakla avucunda ikiye böldü.
Bir kaç saniye sonra avucunda ıkıye bölünmüş olgun bir domatesin altından sabahlığına,oradan ayak uçlarına doğru sızmakta olan kanın varlığı ile hıçkıra hıçkıra ağlayacaktı.

Ilk önce Yarasını sonra da dost acısını da kavraması böylelikle olmuştu.

Kerim'in mutfağa bir çırpıda gelip elini suya tutması,onu sımsıkı sarıp duşun altına sokması,başını göğsüne bastırıp sırtını sıvazlaması,kulağına eğilip " Ben yanındayım" demesi sadece onbeş dakika sürmüştü.

Asrın'ın cılızlaşan hıçkırıkları ile  Kerim'in göğsüne kor parçaları gibi dökülen gözyaşları o günün tek unutulmaz anısı olarak kalacaktı Kerim'in hafızasında.

Kabinin alçak haznesinden adımını attıktan sonra kucağına aldığı Asrın ile çırılçıplak ilerledi yatak odasına.
İkisinden birinin Bornozunu aradı gözleri..
Asrın'ı yatağın üzerine bırakıp
Kapının arkasına bakacakken "Dolaba katlamıştım ben onları yıkadıktan sonra" demişti Asrın o ara yatağın köşesine oturup örtüsüne sımsıkı bastırdığı elinin yüzüne yansıyan acısı ile bakmadan.

Kiz için bir bornoz,kendi için genişçe bir havlu alıp beline doladı Kerim.
Yanına gidip Asrın'ın bornozunu da geçirirken kanının hala aktığını gördü içi acımıştı.

Neden olduğunu sormayacaktı. Bir kaza değildi emindi. Zaten her şeyi biliyordu. Zaten bu yüzden "Ben yanındayım." demişti duşta.
Birgün kendi gelip anlatmayana kadar hiçbir şey sormayacağım ona diye söz verdi kendine.
Az önce ki havlularin istiflendiği dolaba yöneldi tekrardan. ufak bir yüz havlusu almıştı şimdide. Ikiye katlayıp Asrin'in avucuna bastırdı. Yarası çok derin değildi birazdan duracak emindi. Fakat kendi yarası kapanan cinsten değildi gittikçe genişleyen ve içine Asrın'ı alan kocaman bir yara halini alıyordu. 

Şimdi tekrardan dolaba yönelip çekmecesinden bir boxer alıp havlusunu genisletip yere düşmesine müsade etti Kerim.

Hayatında sadece bir kadının önünde böyle soyunup giyinmişti. Hayatın da sadece bir kadın bu denli ona dahil olup,havlularını yıkamıştı. Ve hayatında ilk kez birlikte ortak kullandıkları bir gardrop tıka basa ikisinin eşyaları ile dolmuştu.
Askıdan kendi ütülediği kışlık gömleği geçirip altına da Jean ini geçirdi. Işe geç kalıyordu.
Dümdüz elinde ki havluya odaklanan Asrın'ı görünce iliklemeye hazırlandığı gömleğini çıkartıp yerine rahat bir tshirt giydi ve yönelip Asrın'a rahat bir şeyler seçmeye koyuldu. Gitmeyecekti bir yere şuanki durumdan önemli değildi hiç bir şey,hiç kimse.

SEVİŞME KILAVUZU-1 "TUTSAK"Where stories live. Discover now