6. Bölüm

295 33 2
                                    


Aradan bir hafta geçti. Hayat hızla toparlanmış hatta evin içinde ağır ağır gezer olmuştu ama her kapı sesinde ya da her ayak sesinde kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyor, gözbebekleri irileşiyor ve gelenin Ahmad olmaması için dua ediyordu. Küçük kız o günden sonra Ahmad'ı hiç görmemişti, oysa Ahmad her gece odaya gelip onu seyrediyordu.
Hatta bazen, Hayat'ın masum yüzüne bakarken yaptığından utansada, bu utancı gururuna yenik düşüyor ve hızla odadan çıkıyor, soluğu Gülsüm'ün yatağında alıyordu...

Karın ağrısından kıvranarak tuvalete gittiğinde, çamaşırındaki lekeden regli olduğunu anladı Hayat. Artık tam anlamıyla genç kız, pardon genç kadın olmuştu. Son bir haftadır neler yaşamıştı. Aklına geldikçe midesi bulandı ve kusmasına engel olamadı...

*

Gülbeyaz ve Müslüm cephesinde her şey yolunda gidiyordu. Zaten yaşlarıda birbirine yakın sayılırdı. Müslüm keyiften dört köşe, annesi ise Hayat'ın özlemi ve endişesi içinde, fırsat buldukça ağlıyordu. Gelinine Amcasıyla ilgili bir şey sormaya şimdilik çekiniyordu...

Aradan bir hafta geçti.

Hayat yatağın kenarına ilişmiş uyumaya çalışırken, yaşadığı kabus tekrarlanmasın diye dua ediyordu. Dakikalar sonra uyuyakaldı.

Karanlıkta hayal meyal gördüğünü sandığı gölge gittikçe yaklaştı. Nefesini tutmuş, gözlerini kısmış, üzerine yaklaşan gölgeyi izlerken, teninde hissettiği nefesle, kasıklarına ağrı girdi.
Yavaşça kendini geri çekmeye çalıştı ama bir el, bileğine yapışarak;

" gorkma güzelim benim, gocan" diye fısıldadı.
Hayat küçük bir çığlık atarak, "git! Dokunma bana, korkuyorum" diye ağlamaya başladı.

" tamam tamam canını yakmıcam meraklanma, şimdi sus helede soyun " dedi Ahmad.

Küçük kız gözlerini sımsıkı kapamış, kurtulmak için var gücüyle itiyordu koca adamı ama nafile. Adamın ağırlığı altında ezilerek, çığlık çığlığa teslim olmak zorunda kaldı...

On dakika sonra rahatlamanında etkisiyle horlamaya başladı Ahmad...

Hayat kendini banyoya zor attı. Yüzüne kapattığı havluyla sesinin duyulmasını engelliyor, adamın tekrar uyanıp ona dokunmasından korkuyordu.

Ağladı, ağladı, ağladı...

Tüm vücudu liflenmekten kızarmıştı ama Hayat durmuyor, sabununlu lifle resmen onun dokunup öptüğü derisini kazıyıp sıyırmak istiyordu. Yine midesi bulandı. Bu ne zamana kadar sürecekti böyle. Bu adam her hafta üzerine çullanacakmıydı?

Ertesi gece hiç beklemediği bir şekilde Ahmad yine ilişmişti Hayat'a. Kızı rahat bırakmıyor, kocaman elleri kızın tüm vücudunda geziniyordu. Bu kez dayanamadı Hayat ve kocasının elleri göğüslerindeyken, bir hamlede hızlıca doğrulup ısırdı onu okşayan ellerini.
Ahmadcan havliyle bağırıp tokatla karşılık verdi. Hayatın ittirme ve tekmeleriyle yatağın içinde alt alta üst üste boğuşmaya başladılar.

"Yeter lan" diye okkalı bir tokat atıp kızı saçlarından yere sürükledi Ahmad.

"Demek istemiyon ha, ben yapacağımı bilirim" diyerek hızla çıktı odadan.
Elinde çamaşır ipiyle döndü ve önce Kızı iyice dövdü sonra ise yatağın demirlerine elleri ve ayaklarından bağladı...

Gün ağrana kadar iki kez tecavüz etti.

Sabahta kızı öylece bağlı ve çıplak bir şekilde odada bırakıp, çekti gitti...

HAYAT  Where stories live. Discover now