4.Bölüm ''Düşman''

5.4K 280 110
                                    

ANONİM 4.Bölüm ''Düşman''

On yedi senelik hayatımda ilk kez birini rezil etme isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Gözlerimi her kapattığım an  tenimde hissettiğim soğukluğu yeniden hissediyor ve içimdeki alev daha da yükseliyordu. 

Nasıl bir ortama gelmiştim ben? Sakin bir lise hayatı geçirip üniversiteye geçmek isterken kendimi gençlik filminin ortasında bulmuştum.

Oysaki gençlik filmleri eğlenceli olurdu ama ben hiç eğlenmiyordum.

Her şeyi bir kenara bırakayım diyordum. Etliye sütlüye karışmayıp o sınıftakilerle muhatap olmayıp iki yılı kazasız belasız atlatmak en mantıklısıydı. Ama bir yanım bunu hiç istemiyordu. Belki bugün üzerime suyu döken Seren değil de başka biri olsaydı tüm benliğimle bu kararımın arkasında duracaktım. 

Ama maalesef ki Seren'e duyduğum gıcıklık kararımın önüne geçiyordu.

Birde Ulaş vardı tabii.

''Çağla, yemek hazır!'' diye bağırdı annem. Yattığım yerden doğrulum ve odamın kapısını açıp birkaç metre ilerdeki mutfaktan içeri girdim. Burnuma güzel kokular geliyordu.

Her zaman ki yerime ablamın karşısına oturdum. 3 kardeştik ve uzun zamandır ağabeyim evde yoktu. İkili bir iletişim kurmayalı da uzun zaman olmuştu. Gerçi benimle kurduğu tek iletişim erkeklerle ilgiliydi. Benim sevgilim olsun, kızlarla ben dolaşayım ama benim kız kardeşim kimseyle sevgili olmasın, dolaşmasın düşüncesine sahip olan bir geri zekalıydı. Benimle ilgilendiği tek konu erkek konusuydu. Bu duruma üzüldüğüm söylenemezdi çünkü onu dinlemiyordum.

''Bugün neden babandan seni arayıp okuldan almasını istedin?'' diye sordu annem çorbaları koyarken. Düşüncelerim anında dağılırken anneme doğru döndüm. Tabii ki de anneme bugün olanları anlatacak kadar mal değildim. Allah'a şükür.

''Anlatmıştım babama.'' dedim geçiştirmek için. Ne olduğunu öğrenene kadar beni rahatsız edeceğini biliyordum. 

''Babana anlattıklarına inanmıyorum Çağla.'' dedi annem.

''Senin tercihin.'' dedim ve çorbamdan bir kaşık aldım. Sıcaklığı boğazımı yakmıştı.

''Yemekten sonra konuşalım.'' dedi sert bir şekilde. Ardından tam babamın karşısına oturdu ve çorbasını içmeye başladı. Beni zorlayacağını biliyordum. Anlatmak istemiyordum işte. Niye ısrarla ne olduğunu öğrenmek istiyordu? 

Yemeğimi yedikten sonra odama çekildim ve telefonumda dolaşmaya başladım. Kafamın içi Mamak çöplüğünden farksızdı. Şimdiden bunalmaya başlamıştım. Bu olanları unutup müzik dinlemek istiyordum ama bu imkansızdı. Kendimle baş başa kaldığım her an yaşanılanları düşünüyordum.

Nasıl bir yere düşmüştüm ben böyle? Geçen sene bu zamanlar tek derdim sabah erken kalkmak olurken ilk haftadan intikam almak için uğraşıyordum. Hem de ne için, üzerime bir kova dolusu soğuk su döktükleri için.

Çıldırmak üzereydim.

Telefonumun melodisi kulaklarımı doldurmaya başladığında ekranda beliren isme baktım. Melis arıyordu.

''Alo?'' dedim merak içeren bir tonla. ''Çağla, nasılsın?'' diye sordu.

''İyiyim, sen nasılsın?''

''Bende iyiyim. Ulaş'ın sırtında morluklar var. Biraz sert vurmuşsun galiba.'' dedi. 

''Yaa...'' dedim pişmanlık içeren bir ses tonuyla. Kimseye zarar vermek istemezdim hele ki Ulaş'a... Ama o an zor durumda kalmış ve panik olmuştum. En mantıklısı vurmak gibi gelmişti.

AnonimWhere stories live. Discover now