3. Bölüm ''Kavga"

6.4K 306 129
                                    

ANONİM | 3.Bölüm ''Kavga''

Bölüm şarkısı The Chainsmokers & Coldplay- Something Just Like This 



Hayatta ne olacağı hiçbir zaman belli olmuyordu.

On yedi senelik hayatın sana ne kattı diye sorsalar ilk söyleyeceğim şey bu olurdu sanırım. Çünkü bu hayat bana sadece bunu öğretmişti. Ne zaman nerede hayatta ne olacağı belli olmuyor, demişti bu hayat bana.

Ulaş'ı ilk gördüğümde kendimi ölüme hazırlayan ama bir anda iyileşen bir kadın gibi mutlu hissetmiştim. Ama anında mutluluğuma gölge düşmüştü. Kısa sürmüştü. Yaşayacağını öğrenen kadının hayatının sonuna kadar felçli kalacağını öğrenmesi ve birden yaşama sevincinin kaybolması gibi.

Yerini hayal kırıklığı doldurmuştu.

Hayal kırıklığı barındıran gözlerimle kantin sırasında arkadaşlarıyla sohbet eden Ulaş'ı izlemeye başladım. Siyah saçları dağınıktı ve ela gözlerini karşısındaki sarı saçlı çocuğa sabitlemişti. Kendimi onunla konuşmamak için zor tutuyordum. Ağzımda biriken bir sürü cümle vardı. Ona söylemek istediğim yüzlerce belki de binlerce şey. Ama onları dile getirecek bir cesarete sahip değildim. Kendimi tutmak zorundaydım. Tutmadığım takdirde sonu belli olmayan bir yola girerdim. Sonu karanlık ve ne olacağı belli olan bir yol. Belki de her şey iyi olurdu. Sonu iyi biterdi.

Ama görünen köy kılavuz istemez lafı şuan tam benim durumum içindi.

Benim sınıfımla onun sınıfı düşmandı. Ve ben Ulaş'a anonimin ben olduğunu söylediğim takdirde sınıftakilerin tepkisini tahmin edemiyordum. Kötü bir tepki verecekleri bir gerçekti. Ama nasıl bir kötü tepki vereceklerini bilmiyordum.

Çıkmazdaydım. Ama seçeceğim yolu kararlaştırmıştım. Ulaş'a bir şey söylemezdim. Ya da şimdilik söyleyemezdim.

Dün gece yarısına Supernatural izlediğim için sabah kalkmam gereken saatten daha geç bir saatte kalkmış ve bu yüzden kahvaltı yapmadan evden çıkmıştım. Mavi gözlerim kıpkırmızıydı siyah dalgalı uzun saçlarımı taramadan siyah tokayla at kuyruğu yapmıştım. Kendimi The Walkin Dead'de ki zombiler gibi hissediyordum.

Planım sınıfa çıkar çıkmaz uyumaktı ve büyük ihtimalle de öyle yapacaktım.

Sıra bana geldiğinde kantinciye, ''Sade poğaça,'' dedim ve elimdeki bir lirayı uzattım. Poğaçamı alıp sınıfa çıkmak istiyordum. Ulaş'la aynı ortamda olmak beni geriyordu. Stres oluyordum.

Kantinci poğaçamı verdikten sonra arkamı döndüm kantinden çıktım. Bilge bugün de yanıma oturmuştu. Ve benimle daha da samimi olmak istiyor gibiydiler. Bende onlarla olmak istiyordum çünkü beni dinliyorlardı ve önemsiyorlardı. Beni daha pek tanımasalar da bunu yapıyorlardı. Bu yüzden kendimi şanslı hissediyordum.

Müzik ve resim sınıfının olduğu koridorda kimse olmadığı için o tarafa doğru yöneldim ve ilerlemeye başladım. Eski okulumu hala deli gibi özlüyordum. Aynı ortam, aynı insanlar ve aynı geri zekâlılar burada da vardı.

Ama içimdeki burukluk hala kalbimde tazeliğini koruyordu.

Ağır adımlarla merdivenlerin olduğu tarafa doğru ilerlerken kulağımı ayak sesleri doldurmaya başladı. Duraksadım. Ve yavaşça arkama döndüm. Kimse yoktu. Ama duyduğuma o kadar çok emindim ki kalbim korkuyla kasıldı. Derin bir nefes aldım ve önüme dönüp ilerlemeye devam ettim.

AnonimOn viuen les histories. Descobreix ara