1.Bölüm

7.9K 354 124
                                    

Başlama tarihi ve saatinizi buraya bırakınız ❤️

Kahvaltımı yaparken telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim. Gözüm ekrana kaydığında elim hızla telefona uzanmıştı. Annem ile babam da aniden bana döndüler. Yemekte veya onların yanındayken telefonla uğraşmamdan nefret ederlerdi. Sofrada iken veya birlikte herhangi bir şey yaparken birbirimizle ilgilenmemizi her zaman dile getirirler ve onlar da asla telefonla uğraşmazlardı. Hafifçe yutkundum ve başımı kaldırıp göz ucuyla kızacaklarını düşünerek endişeyle baktım. Sessizliğimi koruyarak telefonun kapatma tuşuna basıp kapattım. Gelen mesajı merak ettiğim için sofradan izin isteyerek kalktığımda" Otur!" dedi babam aniden.

" Otur kızım seninle çok önemli bir şey konuşacağız." derken annem babamın tek kelimelik emir cümlesinin ortamda oluşturduğu gergin havayı dağıtmak ister gibiydi. Biraz endişeli halleri beni oldukça meraklandırmıştı. İkisi de oldukça tatsızdı. Sandalyemi çekerek oturuverdim.

" Sizi dinliyorum." dedim korkarak. Çünkü annemle babamı daha önce hiç böylesine görmemiştim. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı bundan emindim. Babamın kuru öksürüğü ile sessizlik ötelere taşınınca istemeden gerildim ve sırtımı sandalyeye dayadım.

" Yani nasıl söyleyeceğimizi bilmiyoruz ama..."deyip duraksadı babam. Gözleri daldı bir an sanki ve hafifçe yutkundum. Giderek de cılızlaşmıştı sesi benden uzaklaşarak dalan gözleri gibi.

" Neler oluyor lütfen biriniz düzgünce açıklayabilir mi?"dedim sabırsızca. Pat diye söylediğim bu cümle aniden sessizliği bozunca ikisi de aniden bana çevirdi başını. Annem hafifçe başını oynatarak bir anda elini uzattı ve masanın üzerine koyduğum elimi tuttu. Buz gibi ellerini hissedince içime korkuyla karışık garip bir his yerleşti, yutkunabildim sadece. Bir de öyle titriyordu ki... Biraz gözlerimin içine dolu yeşil gözleriyle baktıktan sonra derin bir nefes alarak" Kızım, sen buraya ait değilsin."dedi ve derince aldığı nefesi verdi sonunda bir şeyler söyleyebilmenin verdiği rahatlıkla. Aniden elimi çektim hızlı bir şekilde. Duyduğum kelimeler kulaklarımdan girip beynimin duvarlarına çarpa çarpa durdu. Gözlerimin irileştiğini hissedebiliyordum.

" Ne! Nasıl yani? Bu ne demek oluyor? Lütfen düzgünce açıklayın bana bu durumu!" Diye anlamadığımı bağırarak belirttim. Babam dudaklarını ısırırken bir yandan da sağ ayağını sallıyordu. Bu sebeple titreyen masa sinirimi bozmuştu. Eliyle alnını ovuşturduktan sonra derince yutkundu ve dudaklarını araladı. 

" Burada kalman çok tehlikeli!" Sabrımın son demlerindeydim ve sabırsızlıktan çatlayacaktım. Ne demek istiyorlarsa bir anda söyleselerdi de onlarda bende kurtulsaydım. Derince bir of çekerek anlamadığımı tükenmiş bir vaziyette yineledim. Sıkıntıyla nefes alış verişlerim de düzensizleşmişti.

" Sen bir çeşit deniz canlısısın. Buradan gitmen gerek inan bunu biz de istemezdik." dedi gözlerini yer ile buluşturarak. Bir anlık yaşadığım şokun etkisinde kalarak cümleyi idrak etmeye çalıştım. Deniz canlısı... Gitmem gerek... Burası tehlikeli... Bir kaç dakika beynimde yankılandı kelimeler ancak bir araya gelip de mantıklı bir cümle oluşturamadılar. Ancak bu belirsizliğin şaka olma ihtimali gelmişti aklıma. Hatta tamamen şaka idi bu durum?

Kendimi tutamadım ve kahkaha atmaya başladım. Ne şakacı bir ailem vardı benim böyle. Yani bu duruma getirilebilecek en mantıklı yorum ' şaka' olurdu. Ben ve deniz canlısı? Kahkahalarım taşmış belki de inanmak istemeyişimden kaynaklı abartıyordum tepkimi.

Annem ile babamın yüzünü görmemle kahkahalarım son buldu. Solgun yüzleri oldukça soğuk, endişeli tavırları da bir o kadar ciddiydi. Şaka yapmış olsalardı belki de bana eşlik ederek gülerlerdi. Bu durumun gerçek olabilme ihtimali doğunca tadım kahkahalarımla birlikte kaçmıştı.

Beyaz GüçWhere stories live. Discover now